4.

57 14 38
                                    

İlahi Bakış Açısı

Chris ve Claire Leon'un evinde oturuyorlardı. Aslında Chris yalnız gitmeyi planlamıştı ama Claire'de küçük kardeşler gibi abisinin peşine takılmıştı. Onların ardından Jill de sürpriz yapıp gelmişti.

Leon yalnız kalıp kafa dinlemek istemişti ama Claire ve Jill'in soluksuz sohbeti kafasını şişirmeye başlamıştı. "İleride emekli olduğum zaman buralardan gidip sessiz ve sakin bir yerde ömrümü geçireceğim." Diye içinden geçirdi Leon.

"Carlos üvey evlat mı? O neden gelmedi?" Leon Chris'e döndü ama Chris yanıtlamadan Jill konuştu. "Sen yoksan bir kişi eksiğiz diye yazıp atabilirim istersen, hemen gelir"

Claire Jill'in söylediğine gülerken Chris bu laf üzerine göz devirdi "onun işleri varmış. Siz takılın dedi."

Leon başını salladı ve ayağa kalktı. "Kahve yapıyorum herkese." Ekip arkadaşlarının onayını alınca mutfağa gitti.

Beş dakika geçer geçmez Claire Leon'un yanına geldi ve onun kahve hazırlamasını izledi. Leon gerçekten bir şeylerle meşgul iken oldukça çekici ve karizmatik gözüküyordu. Ondan etkilenmemek elde değildi. Claire hep Leon'a karşı hayranlık beslemişti ve beslemeye devam ediyordu ama kendisi Ada'yı silahıyla yaraladığı zaman gözle gözle görülecek bir şekilde Leon onunla fazla konuşmamaya ve onun yüzüne bakmamaya başlamıştı. Bu Claire'ı içten içe üzerken daha fazla sessiz kalmamaya karar verdi. "Küs müyüz Leon?"

Leon duraksayıp Claire'e baktı sonra hemen önüne döndü "hayır" dedi kısaca.

"emin misin?"

"evet"

"o zaman neden yüzüme bakmıyor ve benimle doğru düzgün diyaloglar kurmuyorsun?"

Claire Leon'un iç çekişini duyunca ona yaklaştı. "o kadını vurdum diye mi tavır takındın bana karşı? Onun bir hain olduğunu biliyorsun değil mi?"

Leon'un bir anda çatık kaşlarla Claire'e döndü "biliyorum! Lanet olsun ki biliyorum abi kardeş bunu dile getirmek ve ben bunu aklımdan çıkartmaya çalışırken hep aklıma sokmak zorunda mısınız?"

Claire bu kadar ters bir tepki beklemiyordu bir süre şaşkınlıkla baktı karşısındaki sinirli adama. "o senin sevgilin falan mıydı? Neden bu kadar acı çekiyorsun?"

"hayır! tabii ki de sevgili değildik sadece daha çok ikimiz görevlere gittiğimiz için ona çok alışmışım. Ondan bu zorlanmalarım."

"Sanırım" diye geçirdi içinden Leon.

"Ada'yı vurmak zorunda mıydın Claire?"

"elini birden ceketine götürünce silah çekecek sandım Leon! Ne yapabilirdim? O kadının nasıl birisi olduğunu bilmiyorum kendimi ve seni koruma altına almalıydım."

"o bir zarar vermezdi! Ve vermedi de"

"Leon o kadın bana "elbet bir gün ödeşiriz" dedi. Basbayağı tehdit etti beni."

Leon tam konuşacaktı ki içeriye Jill girince sohbetleri yarıda kesildi. "Claire abin çağırıyor. Sen bir git bak ona." Jill Claire'i mutfaktan postaladığı zaman Leon'un yanına geldi. "Sesiniz içeriye kadar geliyor. Biraz daha bağırsanız üst komşu evde kavga var sanıp eve gelecek" Jill kalçasını tezgaha dayayıp kollarını göğsünde kavuşturdu. "kızın üstüne fazla gitme ve Ada'yı omzundan vurduğuna şükret. Omzu yerine kafasından da vurabilirdi."

"Biliyorum sadece bünyem bunu kaldırmıyor." Leon bardaklara sıcak su döktü.

"bende üzülüyorum ama Ada'nın bunu bize yaptığına. Ama biliyor musun Ada bunu yapacak bir kadın değildi ne bileyim gizli bir şeyler var gibi."

Leon bardakları doldurduktan sonra merakla Jill'e döndü "ne gibi gizli bir şeyler?"

"üstlerimizin bizlere söylemediği bir şeyler var gibime geliyor ama tam olarak ne olduğunu söyleyemiyorum. Her neyse daha sonra konuşuruz, içeridekileri fazla bekletmeyelim"

Jill kahve tepsisini alıp salona geçti ve Leon'u kafası karışık bir şekilde mutfakta yalnız başına bıraktı.

Ada'nın Bakış Açısı:

Demir kapıyı tek elimle açıp yıllar önce kapatılmış bir fabrikanın deposuna içeriye adım atarken etrafıma bakındım. Saat gece on bir olduğu için haliyle deponun içi karanlıktı. Az ileride yanan loş ışığı fark ettiğimde buluşacağım adamın orada olduğunu fark etmem geç olmamıştı. Yanan ışığa doğru normal adımlarımla yürüdüm. Topuklu ayakkabımın çıkarttığı ses boş depoda yankı yapıyordu. Topuklu ayakkabıların çıkarttığı seslere bayıldığımı söylemiş miydim?

Söylemediysem de artık söylemiş oldum... Her neyse

Köşeyi döndüğüm gibi bana sırtı dönük yapılı bir adamla karşılaşınca gülümsemeden edemedim. Geldiğimi fark etmiş olmalıydı ama bana doğru dönmedi, telefonuyla ilgilenmeye devam etti.

"Teknoloji bağımlısı olacak gibisin arkadaşım" sırıttım. Carlos ufak kıkırdayıp telefon ekranını kapatıp cebine koyarken elindeki dosyayla bana döndü. "sana da Merhaba Ada"

"Merhaba Carlos uzun zaman oldu. İstediğim belgeleri getirmişsindir umarım."

Carlos bu dediğime alınmış gibi yaparak gözlerini devirdi. "ne zaman yarım iş yaptığımı gördün arkadaşım?" 

"sevdiğimden sana takılıyorum sadece" 

"kesin öyledir"

Carlos dosyayı bana uzattığında zaferle gülümseyerek dosyayı aldım. 

Bu işte her şeyi değiştirecekti.





❤❤

BetrayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin