İmkanım olsa Jack'in arabasını tam şuanda bombalardım ama maalesef yapamıyorum çünkü etrafta siviller vardı. Hayır Ada sen sakin birisisin, kesinlikle bombacı birisine dönüşmeyeceksin.
Ama gerçekten elimde imkan olsa ilk Albert'i öldürürdüm Jack'te sahipsiz kaldığı için sokaklara düşerdi. Elbet bir gün bu yaşanacaktı. Umarım yakın vakitte olur.
Yolda oradan oraya makas atarak hızla ilerlerliyorduk bilmem kaçıncı trafik kurallarını ihlal etmiştik. Jack peşimi bırakacak gibi değildi. Bir derdi mi var acaba diye düşünmedim değildi açıkçası. Sinirle offlarken telefonumdan Jack'i aradım ve arabadaki telefon tutacağına telefonu yerleştirdim ardından Bluetoothlu kulaklığımı kulağıma taktım Jack'in o sinir bozucu sesi kulaklarımı doldurduğunda göz devirmeden edemedim. Alışkanlık oldu şu göz devirme işi de.
"Ne var ne peşimden geliyorsun manyak herif?!" diye homurdandığımda Jack ufak bir kahkaha attı. "Kaçan kovalanır demişler bebeğim. Sen farkında değilsin ama ben senin arkanı kolluyorum."
"O bebeği alıp bir tarafına büre büre sokarım Jack saçma sapan hitaplar etme bana. Amacın neyse söyle sonra defol git, işlerim var seninle uğraşacak zamanım bile yok."
"Şimdi canımı sıkmadan beni bi dinle Ada, çok hızlı gidiyorsun yavaşla. Bir kaza yapacaksın şimdi."
"Ne dinleyeceğim seni ya, kaç yıldır araba kullanıyorum usta oldum artık hiç kaza yapmadım. Eğer sen peşimi bırakırsan yavaşlayacağım zaten!"
"Hep bunu diyenler kaza yapar zaten bilmem farkında mısın? Hem bundan sonra istesen de yavaşlayamazsın" dedi.
Kaşlarımı çattım, bu da ne demek oluyor? "Ne diyorsun sen?" Dedim ayağım kendiliğinden frene gidip basarken fren pedalı boşa düşünce ağzımdan bir küfür kaçtı. "Fren çalışmıyor! Sen yaptın değil mi şerefsiz!"
Sakin ol Ada, korkuya gerek yok. Ölmeyeceksin sakin ol.
"Sana yemin ederim ben yapmadım. İkidir seni durdurmak için peşinde dolanıyorum ama inat ettin kaçıyorsun."
"Sana inanırım mı sanıyorsun? Sana inanacağıma Leon'a açılırım daha iyi. Belki arkadaşlığımız bozulur ama senin gibi birisine güvenmemiş olurum."
"O sikik sarışın velet umrumda bile değil tamam mı?! Bugün şu Chris'in kız kardeşi ile pizzacıya pizza yemeye geldiğinde maskeli bir adam geldi ve arabanı kurcaladı. Muhtemelen frenleri bozdu. Şimdi bana inanıyor musun?"
5 saniye sessizlikten sonra çaresizce iç çektim "lanet olsun ki inanıyorum" dedim "ne yapacağım söyle bana.
"İleride rıhtım olacak. Kendini suya atarsan belki kurtula-" küfrederek onun sözünü kestim ve aramayı sonlandırdım. Senin yardımına kalmadım, kendi başıma halledebilirim elbette.
Ama ne düşündüysem hiçbiri mantıklı gelmedi. Akla yatan bir Jack'in planı vardı o da riskliydi ama denemeye değerdi. Başarısız olma ihtimaline karşı ne yapacaktım? Hiçbir şey.
Leon'a bir ses kaydı bırakmaya karar vereli 2 dakika olmamıştı ki onun mesaj kutusuna gelip ses kaydını açtım.
"Merhaba Leon, hayatımda yapmaya cesaret edemediğim şeyi yapmak üzere bir ses kaydı yapıyorum şu anda. Pekâlâ pekte iyi bir ortam olmadığı çok belli ama elden ne gelir? Şu yaşıma kadar duygularımı açığa vurmadım hep içimde tuttum bunlar içimde ilmek ilmek büyüdü, daha fazla içimde tutamadım. Belki de şuan da öleceğim ve bunu söylemeden ölmek istemedim bilmiyorum. Takıntılı aptal aşıklar gibi 4 yıldır sana aşığım, seni seviyorum, senden çok hoşlanıyorum. Hangisini duymak istersen artık. Oh be! Dünya varmış resmen içim rahatladı! Onca yıl içimde tuta tuta boğulacaktım artık. Özür dilerim bunu sana ölmek üzereyken söylemek istemezdim ama böyle gerekti. Şu anda peşimde Jack Krauser var ve bana dedi ki maskeli bir adam benim arabamın frenlerimi bozduğunu söyledi. Ne kadar inanmak istemesem de bu konuda yalan söyleyecek birisi değil ve lanet olsun ki doğruyu söylüyor. Şu anda frenlerim bozuk bir şekilde son sürat arabaların arasından geçerek denize doğru sürüyorum. Herhangi bir çarpışmadan sağ çıkamam, bu nedenle bunu yapmam gerek. Görüşmek üzere, belki başka bir evre-"