canlarım bu bölümde smut var lütfen rahatsız olacaklar geçsin.
(aşırı utandığımdan yazamadım doğru düzgün iyi okumalar)Jisung'tan:
Denizce uzun uzun, eğlene eğlene yüzmüştük. Su soğumaya başladığında çıktık ve kumsala serdiğimiz havlulara oturup üstümüze aldığımız havlulara sarıldık. O kadar uzun süredir denizdeydik ki tüm parmak uçlarkm buruş buruş olmuştu. Saatin kaç olduğu hakkında gram bilgim yoktu. Çokta önemli değildi aslında. Zaman kavramı olarak gece gündüz yeterliydi.
Minho:Üşüyor musun bebeğim?
Jisung:Çok çok çooook azıcık üşüyorum sevgilim. Ama geçer şimdi.
Havlusunu geri çekerek göğsünü açmış ve gözleriyle kucağını işaret etmişti. Aniden gerilmiş gibi hissettim. Bu zamana kadar hiç kucağına oturmamıştım tabi ki. Ama onun kalın bacakları çok rahat duruyordu. İçimde verdiğim birkaç saniyelik savaş sonucu yerimden kalkmış ve ellerimi omzuna atarak bacaklarına kendimi bırakmıştım. Gülümsediğimde gülümsedi ve beni kendisine çekerek sıkıca sarıldı. Kendi havlusunun içinde ikimizde vardık. Kalbim hızla atmaya başladığında kollarımı beline sardım. Başımı da omzuna koyduğumda gülümsediğini hissettim. Etrafta çok güzel bir sessizlik vardı. Sadece su sesi, kuşların cıvıldama sesi, hafif rüzgarın oynattığı ağaç yapraklarının sesi ve kalp atışı sesi vardı. Onun benden hiçbir farkı yoktu.
İkimiz uzunca bir süre öyle kaldık. Vücudum iyice rahatlamış güzel sevgilimin kolları arasında uyuya kalmak üzereydim. Sonra acıktığımı hissettim. Baya yüzmüştük sonuçta suya ve yemeğe ihtiyacımız vardı. Başımı geriye çektiğimde Minho hyungta geriye çekilerek bana bakmıştı.
Jisung:Hadi üstümüzü giyinip bir şeyler yiyelim. Olur mu?
Lino gülümsemiş ve başını sallamıştı. Kucağından kalktım ve kendi havlularımı alıp Minho hyungu bekledim. O da toparlandığında çadıra ilerlemiştik.
🕳
İkimizde üstlerimizi değiştirip yemeği yapmış ve yemiştik bile. İlk gün çok hızlı geçmişti. Şimdi ben kahkahalara boğuluyordum çünkü Minho tam tamına 32 dakikadır ateş yakmaya çalışıyordu. Tam yanacak gibi olduğunda geri sönüyordu.
Jisung:Sevgilim bırak ben yapayım.
Minho:Hayır bak olacak şimdi.
Jisung:Garip, 32 dakika önce de aynı şeyi söylemiştin. Böyle giderse tüm gece yakamayacaksın.
Minho:Hayır bak okuyor çıtır çıtır sesler geliyor.
Gülerek derin bir nefes verdim ve yanına gidip elindeki çakmağı almıştım. Taşın içine bulduğumuz dalları dikkatlice dizmiş ve yanımızda getirdiğimiz kullanmadığımız kitabın iki sayfasını koparıp ince ince yırttım. Dalların üstüne koydum ve elimde 1 tane kalınca onu yakıp diğerlerinin üstüne koydum. 5 dakika sessizce bekledik ve sönmediğini görünce kahkaha attım.
Jisung:32 dakika bunun için uğraştın.
Minho:Gülmesene. Ateş yakmada iyi değilim ne olmuş?
Jisung:Bir şey olmamış bebeğim. Marşmelovları getireyim mi? Hep öyle yakaran yemek istemişimdir.
Minho:Getir bebeğim bende minderleri ayarlayayım.
Herkes işini hallettikten sonra uzun demir çubuğa soktuğumuz marşmelovları ateşte bekletmeye başladık. İyice karardığında geri çektim ve herkesin yaptığı gibi kabuğunu çekip kolayca çıkardım. Sonra yediğimde çokta fena olmadığını farkettim. Güzeldi baya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hyungcuğum / minsung
Fanficjiswq kişisi sizi takip etmek istiyor. ✅️ kabul et ❌️reddet texting/düz yazı