Saray ahalisi İngilitere Prensesinin cinayeti ile çalkalanıyordu. Sarayda bir varisin ölümü demek savaşın büyümesi demekti, daha fazla ölüm demekti.
Ahu, Prensesin cesedini gördükten sonra kaskatı kesilmiş olan vücudunu oynattı ve doğrudan misafir sarayına koştu. Eğer Camilla öldürüldüyse Zara buna mutlaka tanık olmuş olmalıydı.
Misafir sarayına girdi ve hızlıca merdivenleri tırmandı. Son basamağa takıldı ve yere düştü. Tam o sırada oradan geçmekte olan Girasol Krallığının en büyük varisi yani veliahtı olan Prens Sebastian aşağılayıcı bakışlar ile Ahuyu süzdü:
"Prenseslerin yeri süpürmekle görevli olduklarını bilmiyordum."
Ahu hışımla ona baktı, ayağa kalkıp yumruk geçiresi geliyordu ama şuan çok daha büyük sorunlar vardı. Sebastian hiçbir şey yokmuşcasına merdivenden inmeye devam etti ve ardından Ahu da ayağa kalkıp Zara'nın odasına koştu.
Kapıyı çaldı ve içeri girdiğinde hüngür hüngür ağlayan Zara ile karşılaştı:
"Zara? İyi misin!?"
Zara hâlâ aynı şiddette ağlıyordu :
"Benim yüzümden oldu! Uyumasaydım ona yardım etseydim ölmeyecekti!"
Ahu büyük bir travma yaşamış bu kıza bir anne şefkati ile sarıldı. Zavallı Zara arkadaşının ölümünden birkaç saat sonra uyandığında, arkadaşının yatağını bomboş bulunca onu aramaya çıkmıştı. Onun kanlar içinde yatan cesedini görmeyi hiç beklemiyordu.
Zara ağlamaya devam ediyordu :
"Ahu peki ben ne yapacağım? Arkadaşımızı öldürdüler üstelik aynı odadaydık! Ya bana veya diğer varislere bir şey yaparlarsa?"
Ahu bu ihtimali çoktan düşünmüştü fakat o da bu sorunun cevabını bilmiyordu. Büyük harp'i düşünüyordu, birçok felalet ve kayıp yaşanacağını o an daha derinden hissetti.
Zarayı biraz avuttuktan sonra onu yanına aldı ve odadan çıktılar. Koridorda Sandia Krallığı Prensesi Isabelle gözlerinden alevler saçarcasına bakışlar atarak bekliyordu. Zarayı görür görmez üstüne geldi:
"SEN BENİM ARKADAŞIM ORADA CAN ÇEKİŞİRKEN NASIL OLUR DA UYURSUN!?
O SENİNLE AYNI ODADAYDI!"
Ahu bu sinirden gözü dönmüş Prensesi Zaradan uzaklaştırdı:"O da çok korkmuş, kimse böyle olsun istemezdi Isabelle!"
Isabelle anlayış gösterecek halde değildi :
"Bir daha bu sarayda gözüme gözükme Zara!"
Arkasına dönüp hızla uzaklaşmıştı. Ahu Zara'nın elinden tutup ana saraya, odasına götürdü :
"Bugün sana huzur vermeyecekler gibi. Beraber duralım ki senin güvenliğinden emin olayım."
Zara parlayan gözleri ile gözyaşları içinde Ahuyu onayladı. Zavallı kız çok korkmuştu ve kendini suçlu hissediyordu.Ahu tüm bu olanları kimseye anlatma-
maya karar vermişti. Zara bunları duyarsa o da Ahuya yardım etmek isteyebilir ve işin ucu onun ölümüne kadar gidebilirdi. Tüm bunları göze alamazdı.***
İngilitere Kraliçesi kızının ölüm haberini alınca Ehven-i Şer Krallığına doğru yola çıkmıştı. Krallığı çok zor günler bekliyordu.
At arabasının çıkardığı takırtılar sarayın bahçesinde yankılanmaya başlayınca Kraliçe Ece kanı çekilmiş gibi oldu. Kendisi aynı durumda olsaydı ne yapardı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN ASIR
Фэнтези"Her şey bir yalandı!" Sinirle tıslayan Ahu, ellerini sımsıkı bir şekilde yumruk yaparak öğrendiği çarpıcı gerçeğe bakıyordu. "Hiçbir zaman yönetici olamayacağım!" Sinirle hıçkırarak ağladı: "Tüm hayatım bir yalan üzerine kuruluymuş! Ne safım..."