Bölüm 4: Bir Devir Kapanıyor

56 23 0
                                    

- 10 yıl sonra-

Kraliçe İlayda tahta çıkışının 16.yılının şerefi üzerine sarayı hazırlatıyordu. Herkes bir oraya bir buraya koşturuyordu. Tüm bunlar olurken sabah güneş doğarken uyanmış enerjik mi enerjik Ahu saraya neşe katmak için odasından çıkıyordu.
"Günaydın minik kuşum!"
Ahu sıcakça gülümsedi :
"Sana da günaydın Gökçe Hatun!"
Gökçe ona gülümsedi, Ahu etrafta birini arıyordu. Gökçe hemen atıldı:
"Erdemi arıyorsan şuan ilk yardım dersinde."
Ahu dudaklarını büzüştürdü:
"Gökçe Hatun arkadaşımı çok yoruyorsun lütfen onun boş vakitlerini benimkiler ile çakıştırın."
Gökçe Hatun gülümsedi :
"Onu bana değil öğretmenlere söyleyesin Minik kuşum maalesef yetkim yok."
Ahu gülümsedi :
"Zaten benim de pek yetkim olduğu söylenemez, hizmetliler bana program hazırlar, ben bu çok ağır da olsa uyarım. Prensesin kızı olmak garip bir şey, ön plandasın ama değilsin!"
Gökçe Hatun kahkaha attı:
"İlahi Ahu tabiki senin de yetkilerin olacak, fakat her şeyin bir zamanı var. "
Ahu kollarını birleştirdi:
" Ah, en azından ikizim benimle olsaydı; çok eğlenirdik. O da benim gibi hissederdi, aynı sorundan mahrum olurdu. Dert ortağı olurduk."
Gökçe Hatun Ahuya sus işareti yaptı :
" Bu konuyu açmasak daha iyi minik kuşum saraydaki herkesin kapanamayan yarasıdır ikiziniz Ceylan. "
Ahu dudak büzüştürerek:
" Ah evet bazen keşke o değil de ben gitseydim diyorum, annemin ağlama krizlerine dayanamıyorum."
Gökçe gözlerini kocaman açtı:
"Aman Ahucum demeyesin öyle şeyler!"
Ahu kıkırdarken arkasından omuzuna bir el geldi:
"Hüzün çiçeğim!"
Ahu hemen savunmaya geçti ve omzundaki eli sertçe itti:
"Erdem!"
Erdem kıkırdıyordu:
"Her seferinde korkuyorsun!"
Ahu bozulmuştu :
"Haha baya komikmiş!"
Gökçe hatun araya girdi :
"Eh Erdemi de bulduğuna göre ben işime devam edeyim. Görüşürüz Ahu, görüşürüz oğlum!"
Annesi giderken Erdem Ahu'nun kulağına doğru eğildi:
"Bak şimdi 3.adımında yukarı sıçrayacak!"
Annesi adım atıyorken saymaya koyuldu :
"Bir, iki ve üüç!"
Gökçe cidden de zıpladı. Erdem yere içi doldurulmuş yılan bırakmıştı :
"ERDEM!"
Ahu onların hâline gülerken Erdem dayak yiyordu. Annesi dövmeye çalıştıkça savunma bilgisini kullanıyor, annesini def ediyordu.
"Dua et bir yerini kırmadım Erdem!"
Gökçe Hatun tekrar uzaklaştı ve Ahu ile Erdem gülmeye devam etti.
"Bu sefer fena kaşındın Erdem!"
Ahu gülerken Erdem yanıtladı :
"Kabul et eğlenceli ama!"
Ahu kıkırtıyı kesti ve ciddileşti :
"Eğlenceli tabii ki. Lakin benim sana söyleyeceklerim var."
Erdem tek kaşını kaldırdı:
"Nedir o?"
Ahu etrafını kontrol etti ve Erdem'in kulağına doğru eğildi :
"İkizim hakkında. Küçüklüğümden beri herkes onun özlemi ile yanıp tutuşuyor. Biz de onu bulmak için bir şeyler yapalım."
Erdem Ahu'ya büyümüş göz bebekleri ile yumuşak bir bakış attı :
" Ahu, biliyorsun yaklaşık 12 yıldır ikizin aranıyor; sence onu biz bulabilir miyiz? "
Ahu'nun canlı bakışları gitti ve gözlerini yere kilitledi :
" Aslında haklısın. Onu bulmayı düşünmem aptalca..."
Erdem Ahu'nun ellerini tuttu:
"Ben seni üzmek istememiştim Ahu!"
Ahu Erdemin yüzüne bakmıyordu:
"Sen gerçekleri söylüyorsun, bazen hayata fazla duygusal baktığımın farkındayım. Ama nedendir bilmem yıllardır senin de tanık olduğun üzere her mutlu /üzgün anıma Ceylan dahil ediliyor."

Flashback:

-Ahu 7 yaşındayken-

Ahu ile Erdem Prensese doğru koşmaktadır:
"Annee! Baaak bugün öğretmenimle neler yaptık! Şu çizdiğim elbiseye de bir bak! Nasıl olmuş?"
Prenses Ece kızına doğru eğildi :
"Ooo bu elbise ne kadar güzel olmuş böyle!"
Ama Prenses bu sözleri söyledikten sonra bakışlarını yere kilitledi.
"Anne iyi misin?"
Prensesin gözünden yanaklarına doğru bir damla gözyaşı süzüldü:
"Ah keşke ikizin de burada olsaydı, o da bana mutlu mutlu yaptığı şeyleri gösterseydi..."
Ahu annesinin bu söylemine her zaman üzülürdü. Prenses çoğu zaman Ceylan'ı hatırlayıp ağlamaya başlardı. Erdem Prensesin yine ağladığını görünce müsaade isteyip Ahu ile kütüphaneye doğru gitti:
" Ahu iyi misin? Üzgün görünüyorsun. "
Ahu'nun gözlerinden gözyaşları düşmeye başladı :
"Benim suçum! İkizim yerine ben de gidebilirdim! Hem böylece herkes Ceylan da Ceylan diye ağlamazdı. Niye kimse benim yaptığım şeylere değil de ona odaklanıyor Erdem?"
Erdem arkadaşının bu hâlini görünce çok üzüldü:
"Hiçbiri senin suçun değil Ahu. Sadece, belki ikizini onlara çok anımsatıyorsundur?"
Ahu'nun gözyaşlarını sildi:
"En iyi arkadaşımın ağlamasına müsaade etmem! Gel buraya!"
Kollarını açmış Ahuyu bekliyordu. Ahu koşarak arkadaşının kolları arasına kendini sakladı. Ne zaman kötü hissetse bu kolların arasında bulurdu kendini. Erdem ona ayrı bir huzur veriyordu âdeta.
"Daha iyi misin?"
Ahu gözyaşlarını sildi ve Erdemin suratına doğru baktı:
"Evet. Teşekkür ederim Erdem her şey için."
Erdem gülümsedi:
"Rica ederim Ahu."

ALTIN ASIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin