8: sen olsaydın yapmazdın

141 18 17
                                    

saatlerdir kalkmadığı masanın başında duran seungmin, sağ eline giren ani ağrı ile durmuş, kalemi bırakmıştı. kara kalem uzmanlık alanı asla değildi ve tüm gün boyunca changbin ile atışıp iddialı iddialı konuştuktan sonra güzel, hayır, mükemmel bir ödev teslim etmek istiyordu ki changbin sonrasında konuşamasın.

bu yüzden de ders bitiminden beri atölyede dışarıya adımını atmamıştı, çok fazla eskizle uğramıştı, defterinin yarısını harcadığına emindi seungmin. ama şimdi çizim yapamıyordu çünkü kalem tutan eli çok fena ağrıyordu. elini hareket ettiremediğini fark edince endişeyle ayağa kalktı. "siktir ya. şimdi değil. hayır." kendi kendine konuşurken sol eliyle hızlıca eşyalarını toplamış ve çantasının içine tıkmıştı.

atölyeden, sonra da fakülte binasından çıkarken sol koluyla sağ elini destekledi. durup dururken ne olmuştu ki şimdi?

hastaneye gitmesi gerektiğine emindi ama doktoru dinlemeye istekli değildi ve aklı bitiremediği ödevinde kalmıştı. soğuk havanın altında taksi beklerken ablasına haber vermesi gerektiğini fark etti. öğleden sonra ablası jiwoo mesaj atıp işinin uzadığını haber vermişti, iyi hoş ama ne kadar uzamıştı ki? hâlâ çalışıyor muydu yoksa evde miydi? yoldan geçen taksiyi çevirip arabaya binerken ablasını arama işini ertelemişti, hastane çıkışı arayabilirdi.

xxx

"iki hafta alçı yani."

göz devirip günün ikinci ağrı kesicisini içti seungmin. "alçı değil minho. atel."

"alçıya benziyor amına koyayım."

seungmin iç çekip arkasına yaslandı, bugün dersi yoktu ama ablasının izin gününde onunla evde durup azarını dinlemek istemediği için okula kaçmış, minho'yu da kendiyle sürüklemişti. "e ne yapacaksın şimdi?"

"pratik derslerin hepsinden kalacağım."

"hayır be. o kadar da değil. iki haftacık sadece. şimdiki resim iii ödevi zorlar sadece. desen falan, halledersin." omzuna vurdu hafifçe. "yardım ederim ben de."

"changbin piçi göbek atıyordur şimdi."

"haberi yoktur be."

"duyar o şerefsiz. götü yere yakın."

minho yan dönüp ifadesiz bir suratla arkadaşına baktı. "ne alaka lan?"

"bilmiyorum." omuz silkti. "normalde bu kadar çok ağrı kesici içmiyorum, uyuşturucu etkisi yapmış olabilir mi acaba?"

"tekrarlıyorum seungmin, ne alaka lan?"

seungmin tekrardan ağzını açıp konuşmaya başlayacaktı ki kafeterya kapısından giren jisung'u gördü, minho gelmesi için el kol işareti yaparken jisung onlara doğru adımladı. gelir gelmez de seungmin'e sarıldı. "oy benim bebeğim kolunu mu kırmış?" jisung'un kolları arasından çıkıp minho'ya yanaştı seungmin. "kırık ne ya. yel alsın ağzından."

jisung boynuna asılı kamerayı masaya koyduktan sonra karşılarına geçip oturdu, karşındaki piercing ile oynamaya başlarken konuştu. "gece doğru düzgün bir şey anlatmadın ki göt."

seungmin kaçıncı kez olduğunu kestirmeden anlatmaya başladı tekrardan. "dün saatlerce çalıştığım, dolayısıyla da uzun süre aynı pozisyonda tuttuğum için yorulan sağ bileğimde sinir sıkışması var. ağrı kesici ve kas gevşetici verdi doktor, atel falan. şimdilik iki hafta kalacak. ben de elimi kullanamayacağım için resim iii'ten kalacağım. desen iii'ten de kalacağım. hepsinden kalacağım, of!" geceyi acilde geçirdiği için huysuzdu, duş alsa da üstünde hâlâ hastane kokusu var gibi geliyordu. "bittim ben. changbin'in dilinden düşmeyeceğim okul hayatım boyunca."

tom & jerry || seungbin [skz]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin