5.BÖLÜM

17 3 1
                                    

Merhabaa yeni bir bölümle geldim umarım beğenirsiniz Yorum ve oy verirseniz sevinirim İYİ OKUMALARRR

Gözlerimi açtığım an ilk gördüğüm şey karanlıktı. Kafamda katlanılmaz bir acı vardı. 
Etraf karanlık olduğu galiba gece uyanmıştım. Boğazımda bir sertlik vardı. Su içince geçer umuduyla komodini elimle üstünü aradım.


Bomboştu istemeye istemeye ayaklarımı yerle buluşturdum. Etraf çok gözükmese de düşmeyeceğimi sanı- aniden yere çakılmam bir oldu.  O balo gününden vücudum çalışmamaya başlamıştı.


Özellikle bacaklarımdı artık beni taşıyamıyorlardı.
Gözlerimi tutamamıştım. Bir damlası yanağımdan süzülmüştü. Artık sadece ruhsal değil fiziksel olarak da çökmüştüm. Hemen elimin tersiyle sildim. derin nefes alıp verdim. Bacaklarıma kızarmış vurdum. Ama dokunduğum yeri hissedemedim.


Bu sefer daha sert şekilde sağ bacağıma vurdum. Hissetmiyordum. Gözlerim tahmin ettiğim şeyle dolmuştu. Daha sert vurdum.

 Olmuyordu vurduğum yada dokunduğum hiçbir yeri hissetmiyordum.
Arka arkaya bacaklarıma yumruklar savurdum.
Vurmaya devam ederken biryanda bağırıyordum " Olmuyor, olmuyor hissetmiyorum" artık ellerim vurmaktan acıyordu.

 Gözlerimden ardı ardına yaşlar geliyordu. Kapının hızla açılmasıyla gözlerimi kapıya çevirdim.
Alexander ve yanın iki kişi daha vardı. Hıçkırıklarım durmaksızın arka arkaya geliyordu. Alexander koşarak yanıma gelmişti. Endişeli sesle" ne oluyor ,neden yerdesin Bella konuşsana" hıçkırdım.
Gözlerine bakarak" bacağıma vur" dedim. Şaşkın ifadeyle" ne" dedi. Sesimi yükselterek" Bacağıma vur " dedim. Bitmiş bir sesle" lütfen" dedim. Sol bacağıma hafifçe vurdu." sert vur" dedim. Ne olduğunu anlamıyordu diğer vurduğundan daha sert şekilde vurdu. Kısık sesle" bacaklarımı hissetmiyorum" dedi. Daha yüksek sesle "bu lanet olası bacakları hissetmiyorum" dedim.

 
Ağlamam daha da şiddetleniyordu. Ardı ardına gelen hıçkırıklardan dolayı nefes bile alamıyordum. Alexander hemen kucağına alıp yatağa beni götürürken biryandan da bağırıyordu. "Şifacıyı çağırın hemen" dedi. Yatağa koyduğu gibi elimi kavradı.


O bana her şey düzelecek şekilde bakarken ben ise bitmiş şekilde bakıyordum. Düşüncesi bile korkutuyordu. Şifacı gelmişti. Odada iki kişi daha vardı.                                                                           Hepsi bana bakarken ben ise şifacıya bakıyordu. Şifacı toplanmaya başlayınca güldüm" olmuyor değil mi? Yürümeyeceğim değil mi?" dedim. 

Sadece kafasını eğmişti. Yaşı kırkın sonlarında olan kadın" biz dışarda konuşalım" deyip şifacıyla dışarıya çıkmışlardı.
Ve arkasından onun yaşlarına yakın olan kadın çıkmıştı. İkimiz oda da yalnız kaldık.  Ben ona bakmıyordum o bana bakamıyordu. Hemen vaz mı geçmişti. Güldüm" bir sakat olmadığım kalmıştı. O da oldu" dedim. Yüzüne baktım. Bitkin bir yüzü vardı. Sanki aklında bana söylemek istediği çok şey vardı. Gözlerine baktım" Ee evlenmekten mi vazgeçtin" bir anda ağzımdan çıktı. Oda benim gözlerime baktı. Çok derin bakıyordu.  Elimi daha sıkı tuttu" sence öyle bir adama mı benziyorum üzgünüm ama bunu sen istesen bile yapmam" dedi. Elimi okşadı" biliyor musun 12 yaşındayken kör olmuştum ya da daha doğrusu öyle sanıyordum" güldüm. 

Bunu neden söylüyordu. Gözlerimin içine baktı. O kadar derin ve güzel bakıyordu ki istemeden de olsa gözlerimi çektim. Kıkırdadı "ten rengin değişti" dedi. 

Konuyu değiştirmek amacıyla tam ağzımı açacakken  o benden önce davrandı "Neyse yat sabah olduğunda bolca konuşacağız " dedi. Kapıya vardığında yumuşak bir sesle "yürüdüğünü göresiye kadar benimlesin" deyip kapıyı kapattı. Bu kalbimin nesi vardı böyle. Elimi kalbimin üstüne koydum. Resmen saatlerce koşmuşum gibiydim. Onu da geçtim bu hissettiğim güzel duygu da neyin nesiydi. 

Biraz kısa oldu da neyse

GÖRÜŞÜRÜZ

KANLI KALP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin