13- Astım

143 18 3
                                    


   Wooyoung, San'ın elindeki telefonunu almaya çalışırken bağırıyordu. "Lan versene!"

"Vermeyeceğim"

"YATAĞIMA AYAĞINLA BASMA!?"

Wooyoung bu görüntüyle kendini San'ın üstüne attı. San'la birlikte yatağa düştüklerinde Wooyoung kafasını kaldırıp üstünde durduğu San'ın yüzüne baktı. San, "Sırtım güzel mi? Omuzlarım nasıl?" dedi ve Wooyoung'un ellerini tutup omuzlarına yerleştirdi. Wooyoung, altında hissettiği şey ile oturma pozisyonuna geçmişti, ama bu daha kötü gösteriyordu olayı. Wooyoung bir şey demeden kalkacakken San, Wooyoung'u kolundan tuttu ve tekrar oturmasını sağladı. "Ah!", Wooyoung'un inlemesiyle San gülümsemişti yarım ağız. "Wooyoung, robot gibi davranma artık. Aşık ol, seviş, gülümse, kahkaha at..." dedi San. Wooyoung altında yatan San'a baktı. Tam göz devirip kalkacakken San oturma pozisyonuna geçti ve Wooyoung'u gerisin geriye oturttu.

"Aşk sadece duygu yanılsaması San. İnsanlar üresin diye uydurulmuş bir yalan bu. Sizler ise kanıyorsunuz."

San tek kaşını kaldırıp sinirli bir şekilde bakıyordu Wooyoung'a. Wooyoung ürkmüştü, kızınca sinirli oluyordu. İri cüssesiyle, dişlerini birbirine bastırdığında serseri gibi gözüküyordu. Wooyoung kaşlarını hafifçe çattı. San, "Aşkın olmadığını düşünüyorsun öyle mi? İnsanların kalbinin bir insan için attığını düşünmüyorsun öyle mi? Ne yani senin kalbin benim için hızla atmaz mı?" dedi. Son cümleyi söylerken işaret parmağını Wooyoung'un kalbinin üstüne koyup hafifçe ittirmişti.

Wooyoung ciddi bir ses tonunda, "Atmaz. İnsan için atsa bile sen insan değilsin San. Senin için asla atmayacak bu kalp. Atamaz da zaten." dedi ve oturduğu yerden kalktı, salona gidecekken kapıda San onu bir anda kendine çekti ve Wooyoung'un yanaklarını tutarak dudaklarını onunkilere bastırdı.

Wooyoung ittirmeye çalışıyordu onu. San, Wooyoung'un dudağını emmeye ve ısırmaya başladığında kollarını Wooyoung'un beline sardı sıkıca. Kaçıp gitsin istemiyordu. Wooyoung ellerini yumruk yapıp San'ın göğsüne vurdu bir kaç kez. Nefes alamıyordu, oksijensiz kalmıştı âdeta. San ise onu yemekle meşguldu. San dudaklarını ayırdığında Wooyoung derin bir nefes aldı ve duvardan tutundu.

"Defol" dedi Wooyoung nefes nefese. "Gitmeyeceğim." diyerek cevap verdi San. Wooyoung, "Ne halin varsa gör." dedi ve odasına girip kapıyı kilitledi. San yüzü asılmış şekilde kilitlenen kapıya bakıyordu. Sinirden elleriyle saçlarını karıştırdı. "Aish, siktir. " dedi kendi kendine. Ardından ise kapıyı tıktıkladı. "Wooyoung, bana bak." dedi. Wooyoung cevap vermemişti. "Wooyoung, iyi misin?" dedi San. İçeriden "fıs" sesi geldiğinde kapıyı tekrar tıklattı, tıklamaları yumruğa dönüşmüştü artık. Wooyoung öksürmeye başlamıştı. Başı dönüyordu. Kapının kilidinde duran anahtarı çevirdi ve San'ın içeri girmesine izin verdi, ancak kendi odasından çıkıp etrafı aramaya başlamıştı.

"Wooyoung noluyor?!" dedi San. Wooyoung nefessiz bir şekilde elini "fısfıs" şekilde sıkar gibi yaptı. "Sen astım mıydın?!" dedi ve etrafı aramaya başladı. Fısfıs Wooyoung'un arkasındaki masanın üstündeki resmin arkasındaydı. San bunu henüz görmemişti. Wooyoung camı gösterdi eliyle, ardından ise koltuğa oturdu yavaşça. San tüm camları full açtı, perdeleri en kenarlara ittirdi ve Wooyoung'a baktı, terliyordu. San, Wooyoung'a yaklaştı ve üstündeki bornozu çıkarmasını sağladı, altında zaten baksırı vardı. "Bekle bulacağım, sabret." dedi.

Etrafa bakıyordu telaşla. Masaya varmıştı sonunda, masadaki resimin arkasına eli değdiğinde fısfısın değdiğini hissedip aldı eline. Koşarak gitti Wooyoung'un yanına. Kapağını açtı ve Wooyoung'un ağzına döktü. Wooyoung fısfısın ağız kısmını dişleri arasına aldı sıkıca, ardından ise içine çekti havayı. San panikten arka arkaya sıkıyordu fısfısı.

San'ın gözü istemsizce Wooyoung'un hızla inip kalkan göğsüne kaydı. Göğüslerine dalmıştı gözleri, aklından binbir türlü şeyler geçiyordu. O göğüs uçlarını dudakları arasına almak istiyordu. Wooyoung gözlerini kapadı ve kafasını geriye yasladı. Ağzından aldığı nefesi geri verdi. San'ın gözleri bu sefer Wooyoung'un boynuna kaymıştı, adem elması mükemmel gözüküyordu. Yutkunuşlarında hareket ediyordu. San elini istemsizce Wooyoung'un göğsünün üzerine koymuştu. O da sonradan fark etmişti yaptığı şeyi. Wooyoung gözünü açtı ve kafasını San'a çevirdi. San elini çekmiyordu, çekmek istemiyordu. Wooyoung'un gözleri San'ın omuzlarına kaydı. San, "Camı açayım çok sıcak oldu." dedi ve kalktı, zaten camı açmıştı. Wooyoung sırıtmıştı istemsizce, ancak San ona döndüğünde yüzünü eski hâline geri çevirmişti.

İkisi de baksırlıydı, terlemişlerdi, ve birbirlerine başka niyetlerle baktıkları belliydi. San elini Wooyoung'un kalbine götürdü. "Hızlı atıyor." dedi, Wooyoung ise lafa atıldı, "Az önce gebermek üzereydim, ondan." dedi ve göz devirdi. Wooyoung'un aklına bir fikir gelmişti. Kendi de merak ediyordu San'ın kendisine karşı hislerini, kendi de merak ediyordu San'a olan hislerini...

Yanında oturan San'a baktı. San öylece önüne bakıyordu. Wooyoung bir anda bir bacağını San'ın diğer tarafına attı ve kucağına oturdu. Dizlerinin üstüne oturmuştu, yanlış şeyler olsun istemezdi.

"Wooyoung..?" dedi San şaşkın bir ifadeyle. Wooyoung, "Hm?" diyebildi sadece. Bahanesi yoktu, bahane üretebileceğini de düşünmüyordu.

"Neden..?" dedi ve baksırının üstünden aletine baktı. Erekte olmuştu. Wooyoung kafasının San'ın sağ omzuna yerleştirdi ve sol eliyle San'ın ensesindeki saçlarla oynadı. "Wooyoung, ben iyi değilim." dedi San. Wooyoung, "Bende iyi değilim. Belli değil mi?" dedi ve kafasını geriye atıp saçlarını savurdu. San yutkundu ve ellerini Wooyoung'un beline yerleştirdi. Wooyoung, San'ın ne yapacağını anlamıştı. Bu yüzden elleriyle San'ın kolunu tutup geri ittirdi. Ardından ise ona yaptırmadığını kendi yaptı. Dizleri üzerine çıkıp bir anda San'ın aletinin üstüne oturdu.

"Wooyoung.."

"San, "

"seni istiyorum..."

Bölüm sonu💥

Düşman | WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin