gurbetçi olmanında bir adabı vardır der atalarımız

73 16 13
                                    


🏠

"Oğlum! Uyanın artık! Ay yemin ederim bıktım artık şu çocuğun ağır uykusundan!"

Annemin ne zaman başladığını bilmediğim ama uzun süredir devam etmekte olduğunu düşündüğüm bağırışları odamı doldurduğunda sesleri duymama rağmen gözlerimi bir türlü açamıyordum. Neyseki böyle durumlarda, yanımda acil durum joker hakkı olarak kullandığım Riki adlı bir şahıs vardı da şuan ara sıra beynini kullanmayı akıl edebildiği anlardan biri olduğu için hiçbir komut beklemeden hemen duruma müdahale etmişti. Böylece annemin daha da öfkeli çıkan sesi ve Riki'nin itip kakmaları sayesinde ani bir irkilmeyle uyanabilmeyi başarmıştım.

"Anne noluyo ya sabah sabah gözünü seveyim!" Ben tek gözüm açık bir şekilde olanları algılamaya çalışırken annem ise altımdaki çarşafı çekiştirmeye çalışıyordu. "Kalk hazırlan." Bugün okul olduğu aklıma gelmesiyle hemen telefonumu alıp saate baktım. "Anne saat sabahın beşi! İlk dersin başlamasına daha dört saat var! Birazcık uykumu alsaydım, hiç mi acıman yok." dedim ağlamaklı sesimle. Muhtemelen yoktu ki son derece güçlü bir şekilde altımda kalan çarşafın son parçasını da çektiğinde yataktan yuvarlanmış göt üstü yere yapışmıştım. Ağlamak istiyordum şuan. Daha güneş bile doğmamıştı.

"Misafirimiz geliyor Heeseung. Etrafı toplayıp temizlemem lazım ayak bağı olma bana." demiş ve yeni örtülerimi geçirip ortalığı bir çırpıda topladıktan sonra odamdan çıkmıştı. Bende bunu fırsat bilerek uykuma kaldığım yerden devam etmek amacıyla yere boylu boyunca uzanmıştım. Obsesif ve temizlik hastası bir anneyle yaşamak bazen çok zor olabiliyordu.

"Heeseung! Sakın olduğun yerde uyuyayım deme!" annemin mutfaktan gelen sesini duyduğumda büyük bir korkuyla yay gibi fırladım. Her yerde gözleri olduğuna inanmaya başlamıştım artık bu kadının. Beni ürkütmüyor değildi.

Oturur pozisyonda ayağa kalkmak için güç toplamayı beklerken baygın bakışlarımla banyodan gelen Riki'yi izledim öylece. "Hyung ayıl artık yemin ederim seninle beraber beni de dövecek bu sefer." Başımda dikilen Riki kolumdan tutup çekiştirmeye başlamıştı beni. "Hem dün gece sınava da çalışmadık. Okul saatine kadar biraz göz atma şansımız var en azından." dediğinde anlamadığımı belli eden bakışlarımı hala kolumu çekiştiren Riki'ye gönderdim. "Sınav yarın." Bu sefer anlamsız bakışlarını gönderen kişi ben değil karşımdaki beden olunca kolumu bırakmadan duraksamış bana kilitlenmişti. "Hayır bugün."

"Sınav yarın diyorum Riki. Programda ayın üçü yazıyor."

"E bugün ayın üçü."

"Ne." Duyduğum şeye inanmadığımda Riki şortunun cebinden kendi telefonunu çıkarmış ve tarihi göstermişti. "Bak."
Telefonun ekranına bakar bakmaz dün gece yarınlar yokmuşçasına Riki ile lolde vs attığımız anlar gözümün önünden film şeridi gibi geçmişti. İşte gerçekten deliler gibi ağlamak istediğim an tam olarak şu andı.

Elleri belinde başımda dikilen Riki kafasını iki yana sallayarak senden adam olmaz bakışlarını göndermiş ve anneme kahvaltıyı hazırlamaya yardım edeceğini söyleyerek odadan çıkmıştı. Birkaç dakika sonrada mutfaktan gelen güzel kokular sayesinde bende yanlarına gitmiştim. Annem omlet yaparken Riki ise kahvaltı için salatalık falan yıkıyordu. Onlar işlerine devam ederken ben ise su içmek amacıyla bardakların olduğu dolaba yönelmiş ancak bomboş bir manzarayla karşılaşmıştım.

"Anne, temiz bardak yok mu?" 
Annemin cevap vermesine izin vermeden yanımda sebzeleri yıkama işlemine devam eden Riki dikkatini yaptığı işten çekme zahmetine bile girmeden sağ elini üstüne silerek kurutmuş ve benim tarafımdaki yukarda kalan dolabı açmıştı.

yorgun ve ormansızlar apartmanı, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin