herkes bir gün olmaktan korktuğu kişiye dönüşürmüş

50 16 4
                                    


🏠

"Heeseung hyung?"

"Noldu?" dedim telefonumla ilgilenmeye devam ederken. Riki'den cevap gelmeyince telefondan kafamı kaldırıp karşımdaki koltuğa yayılmış bedene baktım. Kahvaltıdan sonra Jake ve annem bazı işlerini halletmek için dışarı çıkmış ben ve Riki'de sonunda aradığımız rahatlığa kavuştuğumuz için okul saatine kadar kendi halimizde takılmaya karar vermiştik. "cevap versene oğlum?" Karşılık alamadığım için sesim sinirli çıkmış olmalıydı ki en sonunda konuşmayı akıl edebildi. "..hyung? sende garip bir şeyler farkettin mi?"

Beklemediğim yerden gelen soruyla boylu boyunca uzandığım koltuktan kalkıp oturur pozisyona geçtim ve telefonumu kapatıp yanıma koydum. "ne gibi?" Benim tüm ilgimi ona vermemle o da hemen benim yaptığımı yaptı ve toparlandıktan sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "mesela bugün ayın kaçı?" Şüphe ve tereddüt karışımı bir sesle hemen "üçü?" dedim. "Peki bugün uzak mesafeden kim geldi bize?"

"Jake?"

"Hangi ülkeden geldi buraya?"

"Avustralya'ydı sanırım."

"Peki Avustralya'yı coğrafi olarak nasıl tanımlarsın?" Gittikçe alakasız şeyler duymamla burası artık Riki'nin benimle dalga geçmek için bu soruları sorduğunu düşünmeye başladığım noktaydı.

"Ne bileyim ben amına koyayım? Sıcak bir ülke mi? Denizaşırı mı? Neyi sorguluyorsun?" dedim sinirli bir ses tonuyla. Riki doğru bir noktaya değindiğimi belirtmek için parmağıyla beni işaret ettikten sonra kucağındaki yastığı çekip dizlerinden destek almaya başladı. "Bu söylediklerim sana bir şeyi çağrıştırıyor mu?" Kaşlarım istem dışı çatılmış neyi çağrıştırması gerektiğini düşünüyordum. Bir şey çağrıştırdığı yoktu. Son çare olarak coğrafya sınavına falan hazırlanmamız gerektiğini ima ettiğini bile düşünmüştüm ama hayır. Riki bunu yapacak en son insan falandı.
"Hayır? Ne çağrıştırması gerekiyor?" Riki bu sorularıyla ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum ama sabah sabah beynimi siktiği itiraz edilemez bir gerçekti.

"O zaman şunu sorayım. Bana Jake hyungun dış görünüşünü tanımlayabilir misin?"

"Çocuğun cv'sini mi çıkarıyoruz, amacın ne lan senin?"

"Hyung sorgulama cevap ver sadece. Açıklayacağım sonra."

Sorduğu sorulardan dolayı Riki'ye olan şüphelerim daha da büyürken Jake'in görüntüsünü kafamda canlandırmaya çalıştım. "Yani uzun boylu ama bana kıyasla kısa kalan biri. Zayıf görünüyor olmasına rağmen sporcu fiziğine sahip sanki. Futbolla ya da amatör olarak basketbolla ilgileniyor olabilir. Ayrıca keskin yüz hatları var. Çekici biri demek yanlış olmaz. Genellikle etrafında çok kız dolanan türde biri olduğunu düşünüyorum." Riki yanıtıma sessiz kalınca bende düşünmeye devam ettim. Eksik bir şey kaldığını düşünmüyordum. İlk defa gördüğüm birine göre fazla bile analiz yapmıştım açıkçası. "Ee Riki, ne işe yarayacak şimdi bu analizim?"

"Geçen gün çardakta otururken Sunoo'nun sana yaptığı tarot açılımını hatırlıyor musun?" Tamam. İşte tüm parçaların yerine oturduğu an tam olarak şuandı. Üzerimde artan gerginlikle sabahtan beri aramızda geçen diyalogları tekrar tekrar başa sarıp oynattım. Ayın üçü, uzak mesafe, denizaşırı, dış görünüşü... Yine de şuan, tüm bu rastlantılara rağmen, zamanında fazlasıyla popüler olan Micheal Jackson aslında ölmedi hala yaşıyor teorileri bile daha mantıklı geliyordu. Kendimi rahatlatma amacıyla yüzüme bir gülümseme takınarak arkama yaslandım.

"Saçmalama Riki. Algıda seçicilikten başka bir şey değil bu. Tarih, geldiği yer falan bunlar sadece rastlantısal şeyler Sunoo'nun diğer anlattıkları uyuşmuyor bile." Ben olayı ciddiye almamama rağmen Riki bu konuda kendinden fazlasıyla emin olmalıydı ki ciddi bir surat ifadesiyle telefonunu çıkardı ve birini aradı. "Şimdi görürüz rastlantı mıymış değil miymiş." Telefonu hoparlöre alıp karşıdaki kişi birkaç saniye sonra yanıtladığında duyduğum annemin sesiyle şokla Riki'ye baktım. Bu çocuğun ne yapmaya çalıştığını gerçekten anlayamıyordum. "Alo,"

yorgun ve ormansızlar apartmanı, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin