Giriş: Kaçırılan Prenses

184 97 58
                                    

Bu sefer değişik bir içerikle karşınızdayım. Çok fazla fantastik kurgu okudum ama hiç yazma deneyimim olmamıştı. Şimdi ise fantastik bir kurgu yazmaya karar verdim. Fikirleriniz benim için çok değerli. Bu yüzden vote atarak ve yorum yaparak bana fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.

Başladığınız tarihleri yazmayı unutmayın (;
(18.03.2024)

Keyifli okumalar ;)

Güncelleme (11.05.2024)

Bölüm başlarına fotoğraf olarak sözler koyuyordum ama o sözler çıkmıyormuş bunu şimdi fark ettim bu yüzden bölümlere başlamadan önce o sözleri en başa yazacağım artık.

Keyifli okumalar ;)
——————————————

Küçük kız her zamanki gibi kocaman odasındaki kocaman yatağında açtı gözlerini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük kız her zamanki gibi kocaman odasındaki kocaman yatağında açtı gözlerini. Her gün yaptığı gibi yataktan çıkmadan önce tavandaki babasının ona özel çizdirdiği resimleri izledi ve her sabah uyandığı zaman gelen ve onu yataktan kaldıran babasını beklemeye başladı. Belki yarım saat belki bir saat belki iki saat...

Ama babası gelmedi, gelemedi.

Küçük kız odasında sakin bir şekilde yatarken kapısının ardında kopan kıyametlerden haberi yoktu. Bulunduğu sarayda büyük bir kargaşa hakimdi.

Diyarın hakimi Hypnos ve onun oğulları Eris Phobetor ve Azer Morpheus büyük salonda Azazellerle beraber toplanmışlardı. Sebebi ise iki asırda bir açılan diyarlar arası kapıların tekrar açılacağı ve kapıların ardından gelebilecek tehlikelere karşı tedbir almaktı. Çünkü Paradoksların diyara girmesi büyük tehlikeye ve kargaşaya yol açardı. Ve Hypnos bunu istemiyordu. Aslında kimse böyle bir şey istemiyordu.

Büyük salonda bunlar konuşurken küçük kız uzun bir bekleyişin ardından odasının kapısında babası yerine hizmetçi dadısını görünce kırgın kırgın yataktan kalmış ve dadısının yardımıyla seçtiği elbiseyi giyinmiş, saçlarını yapmış ve başına da taçlarından birini taktıktan sonra ayağına da ayakkabılarını geçirmişti.

Ayrıca babasına da küsmüştü bugün yanına gelmediği için. Bunu da babasına söylemeliydi ki babası onunla barışmak için biraz onunla ilgilensin. Canı sıkıldıkça babasına küser ve ondan ilgi beklerdi. Böyle yapmak çok hoşuna gidiyordu. Yine aynı şeyin olabilmesi için babasının küstüğünü bilmesi gerekiyordu. Bu yüzden de babasını aramaya koyuldu.

Odasının olduğu katta bulamayınca belki avludadır diye avluya çıktı. Avlunun etrafında dolanarak babasını aramaya başladı. Küçük kızın bilmediğiyse o gün için avluya çıkmanın yasak olduğuydu.

Kız her şeyden habersiz avluda gezerek babasını ararken bir anda iki asırda bir olan o olay oldu. Diyarlar arası kapılar açıldı. Saat tam öğle vaktiydi.

Kabusların SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin