2. Bölüm: Ayrılık

129 94 47
                                    

Kalp çok değişik bir organ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalp çok değişik bir organ. Tıp bilimine göre tek işlevi kişinin yaşamı boyuca kasılıp gevşeyerek vücudun en uç noktalarına bile kan pompalayan yumruk büyüklüğünde küçücük bir şey.

Ama herkes biliyor ki kalp sadece bundan ibaret değil. Kalp çok hassas bir organ. Hayatımız boyunca yaşadığımız zorluklara karşı direnmemizi, güçlü durmamızı sağlıyor; mutlu olduğumuz anlarda bize yön veriyor o yumruk büyüklüğündeki et parçası...

Yaşadığımız kayıpları, herhangi bir olaya karşı hissettiğimiz acıyı, aşkımızı... Kalbimiz hepsini alıyor ve içindeki doğduğumuz zaman bomboş olan o araziye gömüyor.

Az önce yaşadığım olayı da kalbimin gömmesi gerekiyordu. Resmen 4-5 senedir tanıştığım, 1.5-2 senedir sevgili olduğum Poyraz onu aldatabileceğimi düşünmüş. İnanılır gibi değil.

Beni bırak 5 senedir tanımayı 1-2 ay tanıdığım biri bile benim böyle bir şey yapmayacak kadar insanlara sadık olduğumu bilir.

Ben, Poyraz'la sevgili olduğumdan beri erkek arkadaşlarımla arama bir mesafe koymuş ve Poyraz yokken onlarla buluşmamaya çalışıyordum. Buluştuğum zamanlarda da illa Poyraz'a haber veriyor onu bilgilendiriyordum.

Şimdi benim karşıma böyle bir ithamla gelmesi gerçekten de beni çok kötü yıkmış ve çok sinirime dokunmuştu.

Sinirliydim. Tarif edilemez bir şekilde çok sinirliydim. Sakinleşmem lazımdı. Poyraz'ı arkamda bıraktıktan sonra arabama binmiş ve arabayı sürmüştüm.

Nereye gideceğimi biliyordum tabi ki. Ne zaman canım sıkılsa üzgün hissetsem gittiğim bir yere gidecektim.

Deniz kenarına...

Denizin dalga sesini dinlemek, o tuzlu havasını ciğerlerime ve bunlar eşliğinde bazen gözlerimi kapatıp hayal kurmak bazense sadece ağlamak çok iyi geliyordu. Bugün büyük ihtimalle ağlamayı yapacaktım.

Arabayı yoldaki arabalara makas ata ata ve trafikteki arabalardan korna yiye yiye sonunda en yakındaki plaja park etmeyi başardım.

Arabadan inip kıyıya doğru yürüdüm. Hava esiyordu bu yüzden plaj bomboştu. Bu durumdan faydalanıp kumların üstüne oturdum. Ayağımdaki ayakkabıları ve çorapları da çıkarıp ayağımı sadece ayağımı suya soktum.

İlk başta soğuk su beni iliklerime kadar ürpertmişti ama sonrasında garip bir şekilde iyi gelmişti. Kısa süre sonra hasta olmamak adına dizlerimi kendime çektim ve kendimi kasmayı bırakıp gözlerimden yaşların akmasına izin verdim.

"Sana inanamıyorum Poyraz! Nasıl benim böyle bir şey yaptığımı düşünürsün nasıl?!" diye bağırdım ufuğa doğru.

Bağıra bağıra iç çeke çeke ağladım orada. Rahatladığımı hissettiğimde kafamı dizlerim arasından kaldırdım. Ve kafamı sağıma çevirdiğimde yanımda durmuş bana bakan bir çift gri göz fark ettim.

Kabusların SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin