5. Bölüm: Sorunun Cevabı

66 50 22
                                    

"Bir yere uyum sağlamış olman, doğru yerde olduğunu göstermez!"

Hayatta bir çok duygu mevcuttur. Hüzün, mutluluk, korku, yalnızlık, öfke ve belki de şaşkınlık...

Şundan eminim ki dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren duygularla dolu bir hayata gözlerimizi açarız. Duygular her yerdedir. Kafamızı çevirdiğimiz her yerde. Sağda, solda, çaprazda, üstte ve altta...

Biz bu hayattan göçüp gidene kadar bizim peşimizi bırakmazlar ve her daim bizimle olurlar.

Ailemiz çok istediğimiz bir şeyi aldığı zaman mutlu oluruz mesela. Ya da bir arkadaşımız tarafından satıldığımızda da üzüntünün yanında birazda öfke hissetmemiz çok normaldir. Veya 7 yaşında ilk defa yalnız başımıza bir yere gitmeye kalktığımızda içimizde oluşan 'Acaba gidebilir miyim?' korkusu da anormal bir şey değil tam tersi olması gereken normal bir duygudur.

Şu an yaşadığım duygu ise kocaman bir şaşkınlıktı. 19 yaşındaki Masal Kaya hayatı boyunca olmadığı kadar şaşkındı şu an. Bu hayatımda hiç 'Benimle müsait bir zamanda kahve içmek ister misin acaba Masal?' sorusunu duymamamdan kaynaklanmıyordu. Bu soruyu duyduğum kişiden kaynaklanıyordu.

Bu soruyu duymayı umduğum en son kişi Alptekin olabilirdi. "Evet? Cevap verecek misin Masal?" diye bir ses duydum düşüncelerim arasından. Sonuç olarak ise düşüncelerimden kopup ana döndüm ve fark ettiğim şey karşımda bana bakan bir çift gri göz oldu. Bu gözlerin sahibinin kim olduğunu tabii ki çok iyi biliyordum:

Alptekin!

"Ee şey." diye bir şeyler gevelemeye başladım. "Kusura bakma be-ben biraz şaşırdım da. Ondan böyle şey oldum Şeey."

Alptekin, kafasını eğdi ve "Özür dilerim. Şey öyle bam diye sormamam gerekiyordu ve bizim aramızda bir şeyde yok sonuçta insanlar yanlış anlayabilir." diye uzun bir açıklama yaptı.

Arkasını dönüp gideceği sırada uzandım ve kolunu tuttum. Kafasını çevirip yandan bana bakınca da kocaman yutkunup konuştum. "Evet."

Kaşları çatıldı. "Anlamadım?"

Yine kocaman yutkundum. "Sorduğun soruya cevap olarak evet diyorum işte."

Gözleri kocaman açıldı. Benim birkaç dakika önce yaşadığım şaşkınlığı yaşıyordu. "Ee şey," Eli ayağına dolaşmıştı. "Tamam o zaman. Ben seni şimdi rahat bırakayım. Müsait bir zamanda haberleşiriz gün ayarlarız." dedi ve o kadar telaşa düşmüş o kadar heyecanlanmıştı ki benim bir şey söylememi beklemeden yanımdan geçip gitti.

Haklı olarak heyecanlanmıştı. Ona bir şey diyemezdim. Bende heyecanlanmıştım. Karnımda kelebekler uçuşuyor dedikleri o anı canlı canlı yaşıyordum.

Annemle babamı daha fazla bekletmemek adına hızlı adımlarla hastanenin içine girdim. Kapının önünde onlara bakınırken onlarında bana doğru geldiklerini gördüm. "Bitti mi işiniz?" diye sordum.

"Evet bitti." diye yanıtladı babam. "Yağız'ın sana selamı vardı. Sen nerelerdeydin?"

"Aleykümselam." dedikten sonra devam ettim. "Arabayı park ettikten sonra Alptekinle karşılaştık. Onunla lafa dalınca geç kaldım babacım." Ben babamın sorusunu cevaplarken bir yandan da tekrar arabaya doğru yürümeye başlamıştık.

Arabayı çok uzağa park etmediğim için kısa süre içinde arabaya binmiş kemerlerimizi bağlamıştık. Kontağı açmadan önce yanımdaki babama sonra da dikiz aynasından arkada oturan anneme baktım. "Ee yolculuk nereye şimdi çifte kumrular?"

Ben cevabı babamdan beklerken annem cevapladı. "Deniz kenarındaki her zaman gittiğimiz restorana gidelim. Sen de zaten deniz kenarını çok seviyorsun kızım. Sen orada yürürken bizde babanla oturur muhabbet ederiz."

Kabusların SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin