C O L L I D E | yoonmin |

VIII

Evren: Dünya
Evre: 2024

Kim Taehyung meraklı biriydi. Üstelik ortada, onun gözünde "mistik" olan ilginç bir şeyler olduğuna inanırsa bu merak daha da artardı. İşte bu yüzden tam da şu anda Taehyung bir yandan, opera binasının karşısındaki adının Lotus olduğunu öğrendiği bu mekanda bitki çayını içerken bir yandan da önündeki eskiz defterine bir şeyler karalamaktaydı. Resim çizmek Taehyung'un en az heykel kadar sevdiği bir şeydi ve bu yüzden sık sık giydiği kahverengi paltolarının cebinde her zaman minik bir eskiz defteri olurdu. Bu sefer karalamakta olduğu şey ise muhteşem bir manzara sayılırdı.

O gerçekten de harikaydı.

Beyaz teni, siyah saçları, kaslı vücudu...

''Jimin'in söylediği kadar varmış.'' diye sessizce mırıldandı.

Taehyung onun bahsettiği bu adamı görmek için Jimin'den habersiz bir şekilde buraya gelirken böylesi bir şeyle karşılaşmayı hiç beklemiyordu. Onu gördüğü ilk saniyeden itibaren ondan öylesine etkilenmişti ki görmeye devam edebilmek için karşı konulamaz bir istek duymaktaydı. Adam arada bir kayboluyor ve her yeniden kendini gösterdiğinde Taehyung'un kalbinin göğüs kafesini zorlamasına neden oluyordu.

Sanırım aşık oldum, diye düşündü Taehyung.

''Jiminshii bu duruma çok kızacak.''

Taehyung sessiz mırıldanışlarının arasında, en azından onun bu adama karşı hisleri olduğuna dair bir şey ortada yok ki, diye düşündü. Jimin heteroseksüel bir adamdı ve bu yüzden çok da endişelenmemeye karar verdi. Sadece onu tanıyormuş gibi hissettiğinden bahsetmişti. Belki de tüm bunlar evrenin bir oyunuydu. O Yoongi ile tanışabilsin diye Jimin bir aracıydı.

Taehyung düşüncelere dalmışken onun tezgahın arkasında bir kez daha göründüğünü fark etmesiyle hemen kalemine sarıldı ve adamın vücudunun kıvrımlarını resmetmeye çalıştı. Bu adam hayalindeki tüm o kıvrımlı vücutlara sahip kaslı erkek heykellerinden, bir gün ortaya koyabilmek için rüyalarını süsleyen o muhteşem sanat eserinden dahi öylesine muhteşemdi ki içinde onun güzelliğini yansıtmak için yanıp tutuşan bir sanatçı olduğunu hissetti.

Taehyung oldukça utangaç birisi olmasa belki onunla konuşmayı deneyebilirdi ama bunu yapmadı.

Bu genç adam aşk hayatından oldukça mustarip ve ruh eşi olduğuna inandığı kişiyi bulmaya takıntılı birisiydi. Bunun uğruna bir çok kişi ile ilişki yaşamış hatta bazılarına gerçekten de çok aşık olmuş ve acı çekmişti. Bazen aldatılmış, bazen terk etmiş, bazen terk edilmişti. Ama ruhunun derinliklerinde hissetmeyi beklediği o hissi hiçbir zaman hissedememişti. Ta ki şu ana kadar.

Sadece adını bildiği bu adam öylesine ilgisini uyandırmıştı ki onun hakkında daha fazla şey öğrenmek istese de buna henüz hazır değildi. Onun üzerinden çekemediği bakışları yüzünden adam onu fark etmiş olacaktı ki bir süre göz göze geldiler fakat kısa süre sonra o kafasını çevirdi. Bu bile Taehyung'un kalp atışlarını hızlandırmaya yetmişti. Yüzünün güzelliğini daha net görmesi ile artık içinde hiçbir şüphe kalmamıştı.

  O aradığım kişi olmalı, diye düşündü.

''O benim diğer parçam.''

...

Yang Minjun, tüm gününü onlarla iletişime geçen hackerın nasıl bir yöntem kullandığını çözmek için bilgisayarın başında geçirdi. Fakat bir sorun vardı. Bunu yapamıyordu ve Yang en son bir bilgisayar sistemini anlayamadığında 13 yaşındaydı. Tüm hayatı boyunca dünyanın en iyi hackerlarından biri olarak ün salmış bir adam için bu durum öylesine sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı ki Yang, kendisine Cypher diyen bu herifin neredeyse bir ruh olup bilgisayarın içine girdiğine inanmak üzereydi.