Yedinci bölümle herkese merhaba.🐣❤️
Medyada Leyal karakteri için düşündüğüm model Blance Soller. Tabi bazen bizim düşündüğümüz karakterle sizin aklınızda oluşan karakter uyuşmayabiliyor. Sadece artık benim aklımda ki Leyal'i tanımanızı istedim.
Bölüm Şarkısı: Ne zamandır sendeyim ( Madrigal)
Yalnızlık ve kimsesizlik kelimeleri çoğunlukla aynı anlamı barındırıyor gibiler. Aslında kimsesizliği tadan birinden başka kimse ikisi arasında ki farkı pek anlamaz. Yalnızlık bir tercih meselesiyken, kimsesizlik ise tercih edilmeme meselesidir.
ERDEM'DEN
Ben Erdem Yılmaz bu güne kadar sadece bu olabilmek için çabalayan kimsesiz çocuk. Yetimhane önüne terk edilen ve şuan olduğu duruma gelene kadar isminin önüne çeşitli lakaplar takılan kişiyim. Kimsesiz, yetim, öksüz, yetimhaneli, evsiz, pasaklı gibi daha birçok lakapla anıldım. Oysa sadece kimsesiz ve ailesi tarafından terk edilmiş bir bebektim. Ama yalnızlık işte o sonradan etrafımda ki düşüncesiz insanlar yüzünden kendi tercihimle edindiğim tek şeydi. İsmim ve soy ismim bile düşünülmeden konulan şeylerdi. Üniversiteye kadar olan dönemde yalnızdım ta ki Leyal ve Özgürle rastlaşana kadar aslında onlarla karşılaşana kadar arkadaş, dost ya da kardeş eksikliği çok fazla hissetmemiştim. İşte benim ben olmam onlarla başladı. Sayelerinde iki kardeşim ve kendileriyle getirdikleri aile sıcaklığı var. Onlar hayatıma girene kadar kimsesizliğim devam etti, kimse tarafından kabul görülmedim. En acı olansa benim ile aynı acıları taşıyan yurttaki çocuklar tarafından bile dışlanmak. İlk yalnızlığı sevdiren neden buydu, ben daha kimsesizler tarafından bile kabullenilmemiş bir kimsesizdim. Bundan dolayı birini hayatıma aldığımda çok seçici davrandım. Bizim iki deliyi bile çok zorlamama rağmen benden vazgeçmeyen ilk kişiler oldular ve içimde bir umut yeşerttiler. Onlardan sonra aileleriyle daha da kalabalıklaştım daha sonra ise ekiple ve şuan yanına gitmek için heyecanlandığım Ezgim geldi hayatıma. Ona duyduğum sevginin, aşkın ucu bucağı yok, kim derdi ki bir gün biri hayatıma girecek ve beni kendine bu kadar bağlayacak diye. Evet aile kurmak hayalimdi hep fakat bir yandan da bu hayale o kadar yabancıydım ki karşı cinsten biriyle böylesine bir yakınlığı düşünemezdim bile. Ezgiyle de düşünmemiştim ekibe ilk geldiğinde çok beğenmiştim hatta hoşlanmıştım ama içimdeki bağlanma korkusu yüzünden hiç açılmadım. Bu ilişki için ilk adım atan o oldu. İlişkimizin başında o benden daha bağlıydı bana, ilişki daha da ilerleyince ben onun yerini aldım, o ise son zamanlarda sanki ilk baştaki halimi aldı. Buda beni korkutmaya başladı. Evlenme teklifi ettim kabul etti korkudan değil asla değil, ciddi olduğumu görsün istedim. Kabul etti etmesine ama o yakınlığı bir türlü yakalayamadım. Bu gün ise benim sabırsızca istediğim ama onun nedensizce hep bir engel çıkarmaya çalıştığı istememiz vardı. Biliyorum oda korktuğu için uzaklaştı çünkü ailesini kaybetmişti hayatında onu büyüten babaannesinden başka kimsesi yok. Sahip olmadığı bir şeye sahip olmaya başlayan insan onu kaybetmekten çok korkar onu anlıyordum ve kızamıyordum. Ona sormadan isteme kararını bir anda herkesin önünde açmama kızmıştı tabi. Bu konuyu tartışırken bir anda " seni kaybetmekten korkuyorum" dediğinde tartışmamız durulmuştu. Ondan sonra oturup sakin sakin benimde korktuğumu anlatım ve bunun aslında boş bir korku olduğuna inandırdım. Şimdi heyecanlı bir şekilde akşama hazırlanıyordu oda. O kendi evinde Bilge, Mete, Doruk ile hazırlanırken, ben Özgür, Leyal ve Emir Savcımla akşam için hazırlanıyorum.
Gerçi şuan daha çok hazırlanmaya çalışıyorum desem daha doğru çünkü mağazada ki çoğu takımı denemiş olmama rağmen kaynana ruhuyla başımda duran Leyal yüzünden hala üzerime uygun takımı alamamış ve diğer işleri halledememiştim. Aynada ki yansımama bakarken arkamda koltukta bıkmış bir şekilde oturan iki kazazedeye gözüm takıldı adamların canı sıkılmıştı beklemekten tabi benimde ama gözlerim onların arkasında hala bana uygun olabilecek takımı deli gibi arayan kadını bulunca koca adam olup olmamama bakmadan yere çöküp ağlamak istedim.
YOU ARE READING
GECENİN ESİRİ
Teen FictionKaranlık bir gece Kulağımda bir ses Ensemde bir nefes Rüya mı bilinmez Sanrılı bir gece Cesed dolu derya Miras bir kader Gerçek ne bilinmez Tekerrür eden bir tarih, suçun mükerriri zannedilen bir kız. Bu yolun sonu ya başlangıcı ya da sonu olacak...