Gözlerimi hastane tavanında ki kare parlak ışıkları süzerken . ışıklar bir yandan gözlerimi kamaştırıyor beynimde ki kargaşayı alevlendiriyordu. Yanımda olan büyük pencereden dışarı baktığımda gökyüzünden yeryüzüne süzülen beyaz taneler, camın altının buğulanmasına sebep olmuştu. Sanki gökyüzü ağlıyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyor yaşadıklarından yakınıyordu. Kapının aniden açılmasıyla irkilerek kapıya baktığımda sarı saçlı bir hemşire girdi.
"Alev hanım nasılsınız ?"
"İyiyim, fakat neden böyle oldu anlayamadım"
"Fazla sinirden dolayı beyninize oksijen gitmediği için pıhtı atmış sıkıntı yok. her şeyi düzelttik" Hemşireye mahcup ve hüzünlü bir gülümsemeyle uğurladım ve dışarı çıktı. Kapının önünde dönen konuşmalardan annemin geldiğini anlamıştım. Kapıyı hafifçe tıkladıktan sonra içeri annem girdi.
"Tatlım, çok korkuttun bizi "
" siz benim için endişelenebiliyor musunuz ?"
"deme öyle tatlım lütfen"
"anne, başka misafir varsa onu alayım yoksa kalbinizi fena kıracağım."
Annemde artık sinirlenmiş olmalı ki kapıyı çarparak odadan çıktı .Tam dinlenmeye hazırlanırken kapı hafif bir tını ile tekrar tık tıklandı. İçeriye Batu'nun girmesi ile kalp ritimlerimin değiştiğini hissettim .
"Batu , saat geç, hava karanlık burada olmanın sebebi ne git hadi sen ?"
"Sadece, endişelendim"
"Neyse sen bilirsin. Yalan olmasın burada olmana sevindim dead man walking "
"Sevinmene, sevinirim honeybee" dudaklarıma düşen hafif tebessüm ile Batu'nun dudaklarının kenarları da hafifçe kıvrıldı.
"Ya şey saat kaç ve nasılsın sorayım dedim" Hafif kahkahası odayı sararken, yanıma yaklaştı.
"Onu benim sormam gerekiyor öyle değil mi ? " küçük bir gülümseme ile devam etti " Saat akşam 07.14 seni eve bırakayım mı ? " Hafif gülümsemem ile " hayır, gerçekten gerek yok teşekkür ederim. Motorum nerede bir bilgin var mı ?" Yüzüne mahcup bir ifade takındı. "Okulun önünde bu yüzden seni eve bırakmamın doğru olacağını düşünmüştüm " diyerek yerdeki mermerleri incelerken eliyle saçlarını dağıttı. "Olsun ya sıkıntı yok hem sohbet etmiş oluruz değil mi ? taburcumuzu ister misin ?" Kafasıyla onayladı ve odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra odaya doktorun girmesiyle gülümsedim. Doktor serumu çıkartırken minik bir bağırışla kendimi sıktım. Canımın acıdığını fark eden Batu elimden tuttu. Rahatladığımda elimi hızlıca bırakıp yanıma oturdu.
"Durumunuz İyi alev hanım. isterseniz taburcunuzu verebilirim ama bir gün dinlenmek size daha iyi gelecektir."
"yok, teşekkürler biz taburcumuzu alalım"
Doktor kafasıyla onayladı ve kıvrılan dudak kenarları ile odadan çıktı. Hazırlandım ve Batu'nun yardımı ile ayağa kalktım . İki büklüm, ağrıyan karnım ile yürümeye çalıştım. Aşağı indikten sonra taksi beklemeye başladık.
"waow, bizim honeybee taksiye biner miydi ?" bir yandan sızlanıp bir yandan gülüyordum. Batu beni evimin kapısına bıraktı alınıma kondurduğu öpücükle gözlerim gözleriyle buluştu. Ona bakarken kendimi birinci kattaki balkondan altıncı kattaki balkondaki biriyle bakışıyor gibi hissediyordum . 1.55 boyum ile 1.80 birine bakmak çok zor oluyordu. Çiçek kokan parmakları ile gözümün önündeki perçemlerimi çekti ve konuşmaya başladı. "lütfen dikkat et güzelim, seni seven insanlar için. En azından" ağzım açıkken göz kırptı ve taksiye geri bindi. Yüzümde
ki geniş gülümseme ve karnımda uçan kelebekler ile eve girdim. Salonda koltukta oturan annem ile babamı görmezden gelerek odama çıktım. Grup kendi kendine mesajlaşıyordu. Telefonumu sessize aldım ve yatağa uzanıp biraz tavanı izlemeye başladım. Açık camımdan giren hava ile zihnimi temizlemeye düşüncelerden arınmaya çalışıyordum. Havanın soğukluğu bedenimi ve ruhumu titretiyordu. Hayallerden hayallere atlarken hafifçe kapanan gözlerime pekte hakim olmak istemiyordum. Gözlerimi son kapatıp açışımda hava aydınlanmıştı. Elime aldığım telefonumun sessizde olduğundan alarmımda çalmamıştı. Hızlıca ayaklanacaktım ki günlerden cumartesi olduğunu görmemle içime su serpildi. Annemin ismimi söyleyişi evde yankılandığında aşağı indim ."Buyur, anne"
"Kızım senle en azından benim için önemli olan bir konu üzerine konuşmak istiyorum."
"Uzatma ,konuş" derken kahvemi ve kahvaltımı hazırlamaya başladım.
"senin için bir piskolojik merkez den randevu aldık ve orada kalmanı istiyoruz"
" bir ben dimi lan bir ben battım size lan . Benim yaşamam battı size demi . Deliyim lan ben deliyim. Bu mu duymak istediğiniz lan bu mu. ALLAH BELANIZI VERSİN. Allah sizi benim elime düşürdü ya şükürler olsun . Deliyim ya ben delidir ne yapsa yeridir değil mi ?" bağırışlarımın arasında yukarı çıktım. Kıyafetlerimin arasına sakladığım silahı belime koyarak aşağı indim. Gözlerimi kapattıktan sonra dört el ateş ettim. bedenime sıçrayan, ruhumu titreten ve beynimi kokusuyla ele geçiren kırmızı sıvı her yerdeydi . Beyaz halılar, perdeler, elektronik eşyalar ve evin içerisindeki bir çok şey bu kırmızı sıvıyla kaplanmıştı. Kan midemi bulandırırken , Gözlerimde akan yaşlarında sebebi olmuştu. Telefonumu alıp koşarak evden çıktı. Kanlı üzerim ile taksiye bindiğimde üzerimde dolaşan korkunç bakışlar umurumda bile değildi. Yaklaşık 10-15 dakika sonra Batu'nun yaşadığı eve gelmiştim. Attığım yumruklar kapıyı çalmaktan çıkmış artık kapıyı kırmaya giriyordu. Kapıyı Batu'nun açmasıyla boynuna atladım. Yavaşça yere süzülüp kanlı elbiselerim ile yerleri kirletirken. Feryat etmeye başladım. Üst kattan inen oğuz ile efra üstüme bir battaniye örttü ve beni meraklı gözlerle dinlemeye başladılar. "Ben yaptım Batu, Ben yaptım. Ben öldürdüm"
"Alev güzelim sakin ol ne ölümü ne yaptın lütfen sakin ol" elleriyle yanaklarımı tuttuğunda hafifte olsa sakinleşmeyi başarmıştım. nefes alış verişlerimi yavaşlattım.
"Hadi güzelim sen bir duşa gir . efra sende bir şeyler ver" Batu'nun elimden tutup beni kaldırmasıyla karnıma giren ağrıyla bağırdım. Acı çektiğimi anlayan Batu'nun beni kucağına almasıyla boynuna dolandım. Kapıyı kapatıp beni içeri bıraktı ve çıktı. Kıyafetlerimi çıkardıktan sonra kendimi suyun akşına bıraktım. Bedenimin kırmızı sıvıdan yavaşça arındığını hissettiğimde tam olarak temizlendim ve bornozuma sarılıp duvarlardan tutunarak yürümeye başladım. Batu çıktığımı gördüğünde hemen yanıma koştu. Belimden tutarak yürümeme yardım etti. Bu olayı kimseye söylememek üzerine kapattık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI YAĞMUR (KİTAP OLDU)
Teen FictionMutlu bir orta okul hayatına sahip olabileceğini düşünen Alev tanıştığı arkadaşları sonucu yaşama sevinci hayatı ve duyguları elinden alındığında gerçekleri görmeye başlamıştı. Fakat sadece bunlar değil yaşama hakkı dahi elinden alınmıştı.