(İZMİR-ÇEŞME)
(11/01/2000)
Şehirde büyük bir sevinç tufanı vardı. Şehrinin en zenginlerinden olan SAVAŞ ARSLAN artık bir baba olacaktı. Herkesin etrafında toplandığı köşk büyük güvenlik önlemleri ile korumaya alınmıştı. Herkes Savaş'ın elindeki pembe örtüye sarılı bebeği ile kapıdan çıktığını gördüğünde sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı. Savaş elindeki kız çocuğuna gurur ile bakarken yüksek bir ses ile "Hoş geldin, Alev Arslan" dediğinde bebeğin adını öğrenen ahali daha çok coşmuştu. Bebeğin doğumu üzerine bir parti verme kararı alan Savaş akşam köşkünde olacak partiyi duyurduktan sonra hızlı geçen zamanın ardından akşam olmuştu bile. Büyük bir coşku duyan halk köşkün bahçesinde dağıtılan yemekler, bol kafein ve alkol içerek içeceklerini yudumlarken mutluluklarının tek bir sebebi olduğunu biliyordu Savaş. Halk dünyaya gelen bu kızın ülke ekonomisine büyük desteklerde bulunan ve babasının yolundan ilerleyen fakat bir o kadar da egoist ve narsist biri olacağını düşünüyorlardı. Alevde çocuk iken böyle düşünüyordu fakat kendisi stabil bir hayat stili seçmişti. Halktan uzaklaşan ve artık Ahalinin unuttuğu zengin soyadı ARSLAN artık siliniyordu. Normal bir hayat istiyordu Alev lisede tanışacağı arkadaşlarının hayatını mahvedeceğini bilmiyordu bu zavallı güzel. Veya sadece üzerine oynanan bir oyundu bu ya da bir şizofren pekala uzun bir uykudaki bir uyuyan güzel olabilir miydi ?
Sahi Alev Arslan anlatsana hikayeni; Ben Alev Arslan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI YAĞMUR (KİTAP OLDU)
Genç KurguMutlu bir orta okul hayatına sahip olabileceğini düşünen Alev tanıştığı arkadaşları sonucu yaşama sevinci hayatı ve duyguları elinden alındığında gerçekleri görmeye başlamıştı. Fakat sadece bunlar değil yaşama hakkı dahi elinden alınmıştı.