Eve geldiğimde üstümü değistirip kendimi sıcak suyun altına attım. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Sonuçta yaşadıklarımız kolay şeyler değildi.
Banyodan çıktıktan sonra annemle akşam yemeğini hazırlayıp yemek yedikten sonra odama çıktım. Bilgisayarımı elime alıp bir kaç şey araştırdım. Ama boş sonuçlardı.
Bu içine düştüğümüz durumu bir türlü anlayamıyordum. Sevinsem mi üzülsem mi yoksa korksam mı anlayamadım. Tam bir duygu karmaşası içerisindeydim. Ama en çok telaşlıydım. Bu yaşadıklarım demekki delirdiğim ya da aklımı kaçırdığım için değildi. Çünkü aynı şeyleri Deniz de yaşıyordu.
Yani bizim bir takım güçlerimiz vardı ve bunları yeni öğrenmiştik. Ama ne yapacağımıza dair hiçbir fikrimiz yoktu. Bu olanların sebebini bilmiyorduk ama ikimizde çok korkuyorduk. Araştıracaktık. Ne bulursak birbirimize gösterecektik. Ama ben hiçbir şey bulamamıştım. Çaresizlik içinde gözlerimi yumdum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
°°°°°°°°
Sabah alarmın sesiyle kalktım. Annem her zamanki gibi sofrayı hazırlamıştı. Hemen oturup bir kaç şey atıştırdıktan sonra odama çıkıp hazırlanmıştım.
Bir an önce Deniz'i bulup neler bulduğunu ya da bulabildi mi sormam lazımdı. Çünkü ben hiç bir şey bulamamıştım. Umarım Deniz bulmuştur diye umud ederek evden çıktım. Hızla Deniz'lerin evine doğru yürümeye başladım.
Böyle bir şeyin olması imkansızdı. Bunun nasıl olduğunu birinin bize açıklaması gerekiyordu. Bunu öğrenmeliydik. Ama nasıl? Ben hiç bir şey bulamamıştım. Umarım Deniz bir şeyler bulmuştur umarım...
Deniz'lerin kapısının önüne geldiğimde zile bastım. Sanki o da beni kapının arkasında bekliyormuş gibi hemen kapıyı açtı.
İçeriye seslenerek annesine haber verdikten sonra hemen dışarı çıkıp koluma girdi ve konuşmaya başladı:
"Ceren sen bir şeyler bulabildin mi? Ben aslında bir şey buldum. Aslında bu olanların açıklaması değil ama açıklamasını nasıl bulacağımızı buldum. " dedi. Nefes nefese kalmıştı. Çok telaşlıydı. Onu sakinleştirip benim bir şey bulamadığımı söyledim.
Biraz hayal kırıklığına uğrasa da çok fazla bozulmamıştı. Onun bulduğu şeyden heyecanlı heyecanlı bahsetmeye başladı:
"Bak simdi ben bu konu hakkında internetten araştırma yapmaya başladım. Bir çok siteye baktım ama hiç bir şey çıkmadı hepsi boş saçmalıklardı. Sonra yabancı bir dilde yazılmış karma karışık harflerle olan küçük bir like çarptı gözüme daha dikkatli bakınca harfler bir anda karıştı ve bizim dilimize döndü. Önce korktum tabi ama bu bir işaret diye düşünüp girdim siteye. Okuduklarıma göre orası özel bir siteymiş sadece bunu seçilmiş kişiler okuyup anlayabilirmiş. Bu insanlar tarafından çevrilemez bir dilmiş. Ve bize aradıklarımızın bu şehirdeki halk kütüphanesinde rehber kitapta olduğunu söyledi. Yani yazılıydı ve ben okudum demek istedim. İşte böyle halk kütüphanesine gidip o rehber kitabı bulmamız lazım! " deyip derin bir nefes aldı. Hızlı hızlı konuştuğundan yorulmuştu belli ki.
Kitabın nasıl bir şey olduğunu sordum Denize ama bunun yazmadığını söyledi. Nasıl yazmazdı ya? Nasıl anlicaktık hangi kitap olduğunu ?
Bir anda telaşlandım. O kitabı nasıl bulacaktık? Nasıl bir şey olduğunu bile bilmezken yüzlerce kitap arasında nasıl bulacaktık onu?
Dehşete düşmüş gözlerle Deniz'e döndüm "Deniz biz o kitabı nasıl bulucaz? Daha kitabın nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyoruz ve o kütüphane de yüzlerce kitap var nasıl buluruz onu nasıl?" dedim telaşla. Çok telaşlıydım nasl bulacaktık ki o kitabı nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ AŞK.
Fantasíaakıl kalp kadar yormaz bendeni derler ama kimse bilmez aklındaki kişinin çektiği acıyı sevdiğin kişiye acı çektirmek mi daha kötü yoksa sevdiğini hiç düşünememek mi? işte böyle bir maceranın içine atılan kızın yaşadıkları yazıyor bu hikayede... Se...