Aras'ın gözünden:
Sabah olduğunda evden erken bir şekilde çıkmıştım. Alena için yemek hazırlamıştım. Obur kadın yemek yemeyi çok seviyordu. Aç olduğunda çok huysuzdu, aslında düşünüyorum da hep huysuz. Onun yanında delirmemem bir mucize. Yasa dışı dövüş yaptığımı öğrenmişti, ama artık umursamıyor, bilmiyormuş gibiydi. Bu benim için tabiki daha iyiydi. Mert'le buluşacaktım. O hâla Alena'nın birşeyler yapacağını düşünüyordu, ama eskisi kadar darlamıyordu. Alena'yı kaçıran kişi, onun peşini bırakmayacaktım. Bu kız ne yapmıştı da peşindeydi bu adam?
Aslında Alena'yı yalnız bırakmak istemiyordum. Mert'le buluştuğumuzda sahilde oturduk, ikimizde sessizdik. İkimizin de ne düşündüğü belliydi. Alena ve onu kaçıran kişi. Mert çok yakın bir arkadaşımdı. Genelde hep böyle bir sorunum olduğunda yakından ilgilenirdi, ama Alena'ya sırrımı ifşa etmişti. Bağırmaması, ortalık yerde söylememesini söylesemde dinlememişti. Sessizliği Mert böldü.
"Alena'yı kaçıran sence kim?"
"Düşünüyorum Mert ama bu kızın kimseye zararı olmaz, bence."
"Aras içimde kötü bir his var, acaba.."
Birşeyler tahmin ediyordu, ama söylemek istemiyor gibiydi.
"Söyle Mert."
"Acaba diyorum, senin dövüş'te dövdüğün bir adam sana düşman olup peşine düşmüş, şimdi de yakının olarak yanında Alena'yı görmüş ve onu tehdit ediyor olabilir mi?"
Olabilirdi. Bir sürü kişi dövmüştüm, şuana kadar beni yenen olmamıştı. Hepsi düşmandı bana. Ama bunu yapabilecek kim vardı ki. Kim cesaret edebilirdi ki?
"Bilemiyorum Mert."
Ellerimi kafama götürdüm,ve kollarımı dizime yasladım. Düşünmeliydik, bulmalıydık. Yavaşca sırtımı banka yasladım. Sonra ayağa kalktım.
"Mert yürü, bakalım birisi peşime düşmüş mü."
Mert hızlıca kalktı.
"Önceden dövüştüğün herkesi topluyorum, sorgulayalım bakalım."
Başımı salladım ve hızlıca ilerledim.
Alena'nın gözünden:
Uyandığımda saat daha erkendi, Aras evde değildi. Olmaması daha iyiydi zaten. Ama nereye gitmişti? Neyse ne mutfağa girdiğimde bir kahvaltı tepsisi buldum. Birkaç şey yedim, aç değildim zaten. Sonrasında Annemleri aradım merak etmiştim, ve aramayı unutmuştum.
"Alo anne?"
"Alo kızım, iyimisin? Seni çok merak ettik."
"İyiyim anne."
"Eminmisin tatlım?"
Değilim anne. Söyleyebilsem keşke ama bilmemeniz daha iyi hem sizin için hem benim için..
"İyiyim merak etmeyin, siz beni."
"Canım, yarın akşam orda oluruz."
"Peki anne, sizi seviyorum."
"Bizde seni, kendine dikkat et düşüp bayılma yemeğini de ye!"
"Tamam anne ya."
Telefonu kapattıktan sonra Aras'ı aradım. Telefonu açmıyordu. Neydi bu şimdi. Nereye gitmişti? Niye haber vermiyordu. Tam ona söylenirken telefonuma bir mesaj geldi.
Aras'tan yeni bir mesaj...
Alena müsait bir ortamda değilim, seni sonra ararım.
Deliricem. Ne ortamından bahsediyor bu?
Haber verip gitseydiniz keşke, Aras bey.
Yazdım. Cevap gelmesini beklemeden, telefonu kenara koydum. Doktordan rapor almıştık. O raporu okula verecektim. Hemde kendimi iyi hissettiğim için biraz gezmeye karar verdim. Üstüme yeşil tişört ve siyah hırka, altına ise mavi kot pantolon giydikten sonra, siyah sırt çantamı taktım. Telefonu da elime aldım. Anahtarı bu sefer unutmamıştım. Kapıyı kilitleyip merdivenlerden yavaşça iniyordum ki Aras'tan yeni bir mesaj geldi.
Haber verip mi gitseydim? Neden? beni mi merak ettiniz, Alena hanım?
Ne sanıyordu, bu kendini! Seviyordum ama hiçte merak etmemiştim. Sadece nereye gittiğini merak ettim ben. Hemen cevap yazdım.
Ben seni mi merak edeceğim? Hiçte merak etmedim, napıyorsan yap. Pek umurumda değil zaten.
Yazıp gönderdim, mesaja bakması geç olmadı.
İyi peki bakalım.
Cevap vermeyip yürümeye devam ettim. Düşünmeye başladım, ilk günden bu güne kadar çok şey oldu. Yağmurla artık konuşmuyordum, en yakın arkadaşım gitmişti. Bu benim için o kadar zordu ki. Sonra daha geçenlerde Aras'la göz göze geldiğimde bile mutlu olurken, şuan Aras'la konuşuyorum. Ve gelelim bakalım beni tehdit eden kişi.. Neden ya ben ne yaptım? Ne yaptımda benden bu kadar nefret ediyor? Daha da önemlisi bu kişi kim?..
Aras'ın gözünden;
Benle dövüşenlerin hepsini sorgulamıştık. Hiç birisi yapmış gibi durmuyordu. Neydi bu şimdi? Bir iki kişiden mert şüphelensede onlar değillerdi. O saatte oldukları mekanların kamerasına kadar baktık. Hiç mi birşey olmaz ya kahretsin.
"Mert."
"Nasıl oluyor aklım almıyor, o kadar emindim ki buradan birisi olduğuna."
"Boşver mert, herkes gitsin dağılsınlar elimizde kanıt yok bile, kamera kayıtlarına da baktık yok."
"Başka kim olabilir ki Aras aklın alıyormu?"
"Almıyor Mert, ama kanıtımız yok, bir daha illa ki hamle yapacak, o zaman bakacağız."
"Yine söylüyorum, gözünü kızın üstünden ayırma, ben de şunları göndereyim, ha birde unutmadan yardım ihtiyacın olursa bir mesajınla ordayım kardeşim, biliyorsun."
"Biliyorum kardeşim, teşekkür ederim."
Gülümsedim. Gülümsememe karşılık vererek gülümsedi. Mert gibi iyi bir arkadaşı, dostu bulmak hayatımdaki en büyük şansım olabilir. Mert'le tanışmamız aynı yetimhaneye düşmemizle başlamıştı. Onunda benim gibi annesi veya babası yoktu. Annem var ama anne demek istemiyorum. Olmasada olsa da fark etmiyordu benim için. O bir yabancıydı. Öyle kalması daha iyiydi. Babamın katilinin peşine düşmüştüm, fakat hiç bir sonuç bulamamıştım. Anneme yani Pınar'a sormuştum. O da bilmediğini, öldüğünde yanında olmadığını söylemişti anlatırken ağlamıştı. Üzgündü. Babama gerçekten aşıktı. Babamın yani hakan'ın cesedi gece bir nehirin yanında bulunmuş. Katil gerçekten iyi çalışmış ki hiç bir iz bırakmayarak işini güzel halletmişti. Kafasından vurularak öldürülmüş. Bu sonuçlara ulaşmıştım, fakat başka hiç bir şey bulamamıştım. Hakan'ın kimse ile sorunu olmadığını Pınar'dan öğrenmiştim. Neden kim böyle bir şey yapmıştı ki. O zamanlar o kadar sinirliydim ki. O katili bulmaya gerçekten kendimi o kadar kaptırmıştım ki. Hiç birşeyi gözüm görmez olmuştu. O katili bulup kendi elimle öldürmek bile istemiştim. Mert en büyük yardımcım olmuştu. Her zaman yardım etmişti bana. Babamın katilini aramama yardım etmiş, fakat ben ümidi kesince hep yanımda olmuş bir an bile yanlız bırakmamıştı, kardeşim olmuştu. Kan bağımız olmasada kardeşim dediğim tek kişiydi. O kadar dalmıştım ki Alena'yı unutmuştum. O neredeydi? Aradım, açmadı umarım yine başını belaya sokmamıştır. Neyseki telefonuna bir uygulama yüklemiştim. Konumunu oradan görebilirdim, hızlıca bir taksiye atladım, konumu sahili gösteriyordu..
Alena'nın gözünden:
Sahilde oturuyordum. Çilekli süt almıştım, şu hayatta en sevdiğim şeylerden birisi çilekli süt, bayılıyorum tadına.
Sütümden bir yudum aldım. Ardından birisi sırtıma dokundu. Arkamı döndüğümde Aras'ı gördüm. Nasıl bulmuştu beni ya.
"Alena hadi, gidelim."
"Nasıl buldun beni?"
"Buldum bir şekilde hadi."
"Of, sütümü içeyim bari."
"Şuan içmesen ölürsün dimi?"
"Evet ölürüm, ve bensiz yaşayamazsın."
"Niyeymiş, gayette yaşarım hem başımıda kimse ağrıtmaz."
Çocuk gibi bakıp kollarımı bağdaş yaptım, ve ona baktım.
"Yapma şunu."
İnadına daha çok yaptım.
"Yapma dedim."
"Beni çok sevdiğini ve bensiz yaşayamayacağını söyle,bekliyorum. Söylemezsen seninle hiç gelmem ve hep böyle bakarım."
"Alena!"
"Bekliyorum." Dedim rahat bir şekilde. Sinirli bir şekilde:
"Seni seviyorum. Sensiz yaşayamam."
"Duyamadım."
"Alena!" Bağırdığında irkildim.
"Duyamadım Aras, az önce arabalar vardı, daha çok bağır."
"Seni seviyorum! Ve sensiz yaşayamam!"
"Ha oldu şimdi!"
"Seni öldüreceğim Kadın! Kaç hemen!"
Hemen koşmaya başladım ve;
"Daha çilekli sütüm bitmedi be adam!"
"İçiricem, ben sana o sütü!"
Gülerek kaçtım, onunda güldüğünü biliyordum, ne kadar sinirlensede. Onla uğraşmaya bayılıyordum.Hepinize teşekkür ederim. Kitabı beğendiyseniz ne mutlu bana. Sizi seviyorum, ayrıca yeni bölüm biraz geç geldi özür dilerim. Diğer bölüm için 35 oyy💗😻⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Bize Laneti
רומנטיקהAlena adında bir kız, Aras adında bir çocuğa saplantılı aşıktır, ama Aras'ın onu önemsemediğini düşünüyordur. Onu sürekli takip ediyor, herşeyini biliyordur. Fakat bilmediği şeylerde vardır. Ve bu olanları garip bir şekilde öğrenecektir.