Yazım yanlışı ve mantık hataları olabilir anlamadığınız yeri sorabilirsiniz
***
Ebrar Karakurt
Toplanma alanına geldiğimde, hala eksik olan bir kaç kişi daha vardı.
Yarınki maç için İzmir'e gidecektik ve henüz tam takım toplanmadığı için onları beklerken sıkılmamak adına biraz telefonumla vakit geçirmeye karar verdim.
Bir iki kişi hariç herkes geldiğinde otobüse doğru ilerlerken gözüm tek bir kişiyi arıyordu.
Yerime oturacağım sırada göz gezdirdiğim otobüste onu göremediğimde Mile'nin hala gelmediğini fark etmemle Zehra'ya yaklaşarak sordum.
"Mile geldi mi?"
"Henüz gelmedi"
"Kız yolu biliyor değil mi?"
"Evet konum atmıştım gelir birazdan"
Başımla onaylayarak yerime geçtiğim sırada Mile'nin otobüsün kapısından girdiğini görünce gülümsedim.
Hala uykulu olacak ki mayışmış bir şekilde yavaşça bize doğru yaklaştı ve uykulu bir şekilde başıyla selam verip karşı çaprazımdaki ikili koltuklara yerleşti.
Yerleşir yerleşmez de boynunda duran kulaklığını kulaklarına takarak gözlerini kapattı.
Sonunda kalan son kişi olan Stysiak da geldiğinde otobüs kalktı ve herkes yerine oturup telefonuyla ilgilenmeye, yada fazla ses çıkarmadan birbiriyle sohbet etmeye başladı.
Bense karşı çaprazımdaki uyuyan güzelliği izlemeye.
Kapalı gözleri ve koltuğa yaslandığı için ortaya çıkan adem elması ile ne kadar çekici göründüğünden habersiz uyuyordu.
Güzelliğine hayran kalmamak elde değildi ve kulağımdaki bluetooth kulaklıkta çalan şarkı, sanki ona söylemem için yazılmış gibiydi.
Can't lie to you, baby
Wanna feel your body "close"You say that you "hate me"
Then tell me shit "nobody knows"Yeah, you're beautiful,
Don't have to try
Darling, you look divine...Kızlar bir kaç şarkı açarak arkada coşuyorlarken, ben uyurken daha da tatlı olan ondan gözlerimi çekemiyordum.
***
Saatler sonra ulaştığımızda, herkes yavaş yavaş inmeye başladı.
Zehra Mile'yi dürtecekken ayağa kalkıp engel oldum çünki hayvan gibi kızı sarsacağını biliyordum.
"Ben uyandırırım hadi sen in"
Şaşkın bir şekilde yüzüme bakarak "Ebrar bu sen misin?" bakışları atıyordu.
Sırtından hafifçe ittiğimde oda indi, tüm otobüs boşalınca uyuyan güzele yaklaştım.
Uyandırmaya her ne kadar kıyamasamda bunu yapmak zorundaydım.
Yüzüne doğru eğilerek dudaklarına minik bir öpücük bıraktığımda dudaklarımın üstüne gülümsemişti.
Gözlerini açtığında uyku mahmuru gözleriyle kısa bir süre gözlerime baktı.
Kollarını ensemde birleştirerek kendisine doğru çekip daha fazla dudaklarıma kapandı.
Bu istekli halleri her ne kadar hoşuma gitse de inmek zorundaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒉𝒂𝒎𝒆𝒍𝒆𝒔𝒔
Romance"𝑵𝒐𝒘 𝒕𝒉𝒂𝒕 𝒚𝒐𝒖 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒎𝒆, 𝒅𝒐 𝒚𝒐𝒖 𝒘𝒂𝒏𝒕 𝒎𝒆 𝒔𝒕𝒊𝒍𝒍?" "𝑰 𝒏𝒆𝒆𝒅 𝒚𝒐𝒖 𝒎𝒐𝒓𝒆 𝒕𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒕 𝒕𝒐..."