3 Ay Sonra Geri Dönüş

208 25 20
                                    

Kısacık bir bölüm! Son gelen yorumlar ve oylarla gaza geldim.

Çok teşekkür ederim😊

3 ay sonra

Tam tamına 3 ay. 3 koca ay. Türkiye ile hiçbir şeyle ilgilenmeyip, sadece aileme vakit ayırdığım Rusyadan geri dönmüştüm. Milli takımda olduğum için antrenmanlara burada gidecektim. (Öyle bir şey olmasa bile öyle farz edin. Bir şekilde benim, bu ikisini yapmam lazım.) Eski takımımda ki kızlarda bir değişiklik yoktu. Onları göreceğim için heyecanlı mıyım? Yani, biraz monoton. Tek yapmak istediğim maçları bitirip, düzenli ve güzel hayatıma geri dönmek. Her zaman ki gibi, evimde uyanacağım. Kahvemi alıp, camda oturup dışarıyı seyredeceğim. Sonra arkadaşlarım ile buluşacağım. Eğlenceli antrenmanlar olacak. Maçlarda yüzüm gülecek.

Beni kimse almaya gelmemişti. Zaten kimseye söylememiştim burada olduğumu. Bir taksi çağırıp evimin yolunu tuttum. Taksicinin, dikiz aynasında ki o iğrenç yargılayıcı bakışlarını görebiliyorum. Kesin dolandıracak beni it oğlu it. Bende o göz var mı? Evet, var. Ne yapayım?

Fazladan para verip, valizimi bile kendim indirip geçtim güzellikle evime. Ne kadar özlemişim kızımı, yuvamı, sevdiceğimi. Gerçekten ya. Vargas ne yapıyor? Zehra ile bir ilişkisi var mı? Baya yakınlardı çünkü. Kızlar, diyorum size! Ben, 3 ay boyunca yoktum bari siz anlatın! Doğru ya, siz sadece masum okurlarsınız. Neyse!

Eşyalarımı yerleştirmeye acayip üşendim ve hızla çift kişilik yatağıma atladım. Çok, çok, çok yorgundum! Bacaklarım, sırtım, gözlerim, ellerim, kollarım, omuzlarım, ensem falan her yerim ağrıyor. Valla artık masaj aleti alacağım evime!

Gözlerimi kapatıp tatlı bir uykuya dalacakken bildirim gelen telefonumla hızla açtım. Hızlıca telefonumu aldım. Belki, bizim kızlardır? Uçaktan indiğimde haber vermemi istemişlerdi. Geç yazarsam bildirim yüzünden beynim patlayacak olurdu kesin!

Instagramdan mesaj gelmişti. Benimkiler değildi, Vargastı. Sen, niye mesaj attın be zalımın kızı?

Vargas: Uçağın inmiş. Neden bana söylemedin? Gelip, seni alırdım.

Haaa oldu canım! Önce gel tehdit et sonra seni alırım. Çift karakterli mi bu ya? Benimle oynamak mı istiyor yoksa gerçekten bi' değişiklik var mı?

Ebrar: Eğer sen gelseydin arabayı bilerek kaza yapardın.

Vargas: Gözünde böyle biri miyim?

Vargas: Dikkat et, Karakurt.

Vargas: Yarın antrenman var.

Vargas: Seni göreceğim ;)

Hay manyak ya! Ama olsun. Ben, onu böyle sevdim. Hiç bakmayın kızlar! Aşk laftan anlamaz ki! Bende böyle birini seviyorum işte.

3 ay çok uzundu. Gerçekten çok güzel aylardı, çok güzel günlerdi. Hepsi harikaydı. Orada ki arkadaşlarım, hayranlarım, kariyerim, her şey mükemmeldi!

Fakat öte yandan Vargas.

Onsuz olmak zordu.

En azından eskiden uzaktan da olsa izliyordum.

Rusya da kendime çok kızdım. "Saçmalama Ebrar!"

"O, seni tehdit etti!"

"Seni önemsemiyor!"

"Gurursuz olma!"

Siz, hiç uğruna kariyerinizi batıracak kadar, yıllarca uğraştığın ve sırf senden birkaç sayı daha üstte oynadığı için seni, mevkinden edecek kişiye kendi ellerinle yol gösterecek kadar, en yakın arkadaşınızı hatta arkadaşlarınızı elinizden aldığı halde onlarla beraber gülecek kadar sevdiniz mi birini? Hissettiniz mi bu duyguyu? Hem kırıcı hem de güzel.

Sevdikleriniz için "ben" diye bir şey yok. Sadece "o" var.

Vazgeçemiyorum işte. Vazgeçemiyorum aşkımdan. Unutamıyor aklım. Her yerde o var.

Her odada,

Her mevsimde,

Her bahçede,

Her cennette sadece "o"

Bitiremiyor insan.

İsterse gelsin canını alsın! Gurursuz gibi kalıyorsun orada. Sırf o sevinsin diye. İşte böyle de bok gibi hissettiriyor. Bazen düşünüyorum; "bu kadın, bunları hak edecek ne yaptı?" Söyleyeyim: çalıştı. Başardı, ümit etti.

O parıldayan bir kuştu! Bense karanlık ormanda sadece biri.

O, kimseyi fark etmez, fakat ben?

İşte! Bende parıldayan kuşa aşık olan bir karıncayım işte! Bir önemim yok!

Neyse! Bitirelim bu saçma konuşmayı! Bu akşam maç izliyoruz değil mi?

Kabul eder mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin