Sebep Neydi?

191 17 26
                                    

Hellloooo! Yine ben! Yine ben! Yine beenn! Artık bu ikisini yapmak istiyorum çünkü aklımda bomba gibi bir fikir var. Bunu bitirip hızla devam edelim. Ama öyle de aceleye gelmekte istemiyorum. Neyse, siz okuyun. İyi okumalar. Hadi gene enerjiğiz, 1060 kelime.

🎧: Acaba

💛

Zehra da gelince yemeklerimizi aldık. Ben, burgerimi alırken Zehra ve Vargas, salata almak istediler. Hiç ağızlarının tadı yok. Alışveriş merkezinde burger yenmez mi lan! Dışarıda oturmak istedik çünkü hava 48 derece. Yanıyoruz. Ben, getirdiğim tabletten Medcezir izlerken esmerim ve Zehra sohbet ediyorlardı. Aslında çokta umurumda değildi. Şu an Selim Serez yargı dağıtıyor, o daha önemli.

"Eee Ebrar, sen neler aldın?" Zehra, alakasızca bana soru sordu. Onda döndüm. Vargas da bana bakıyordu. Yanımda oturuyordu fakat dün gece ki gibi yakın değildik. Dün gece neler neler oldu. Bi' şey olmadı sadece uyuduk. Zehra, başını salladı. Bende hemen cevap verdim:

"Hiç, sadece dün tişörtler falan."

"Bugün, kendini bana bırak. Sana harika kıyafetler alacağım."

"Alacağın kıyafetler Vargasın ki gibiyse yok saol. Ben, kendi tercihlerimi yapacak kadar zevkliyim."

Söylediğim çocukça sözle hemen tabletime geri döndüm. Bana olan delici bakışları hissediyordum fakat götüm yemiyordu dönmeye. Ortam da bir sessizlik oluşunca gerilmeye başlamıştım. "Ben, bir tuvalete gideyim." Dedim ve kalktım. Eşyalarımın hepsini toplayıp Zehra'ya emanet ettim. Vargas'ın hiç yüzüne bakmadım. "Dur! Bende geleyim." Dedi Zehra ve benim eşyalarım ile beraber tüm eşyalarını Vargas'a attı.

Banyoda elimi yüzümü yıkarken Zehra da makyajını tazeliyordu. Dudak parlatıcısını sürerken aynada bana baktı. Garip bakışları vardı. Sanki bana bir şey anlatmak ister gibiydi.

"Ebrar, sana bir şey söylemem lazım. Aslında sormalıyım." Dudak parlatıcısının kapağını kapatıp çantasına attı ve bana döndü. Birkaç saniye ona bakıp peçeteye uzandım. Ellerimi kuruluyordum. "Evet?" Sertçe peçeteyi ıslak ellerimde gezdirdim.

"Mileden hoşlanıyor musun?"

İşte en çok korktuğum soru. Ne diyeceksin Ebrar? "Hayır" deyip aşkına sahip çıkmayan bir aptal gibi mi hissedeceksin yoksa "Evet" deyip rezil mi olacaksın?

"Şey, evet! İyi bir insan. Arkadaşım olarak seviyorum." Hay senin beynine!

"Bu güzel. Davranışların biraz garip geldi. Bir an gerçekten ondan hoşlanıyorsun sandım." Makyaj işine geri döndü.

"Neden?"

"Bak, benzetme yapalım. Mile bir kasırga. Sense bir ateş. O, seni yayacak gibi görünür fakat söndürür. Birbiriniz için yetersizsiniz çünkü..." sözü yarıda kaldı. Merakla ona bakarken devam etti: "öyle işte! Yetersiz!" Gerçekten, belki de bizi birleştirmek istediğini düşünürdüm. Benimle, onu yan yana getirmek istemesi falan. Demek ki yanlış düşünmüşüm.

Geri döndüğümüzde Vargas'ı bir elinde iki parmağının arasında ki sigara ile diğer elinde ki telefonuna odaklanmış şekilde bulduk. Ben, oturunca sigarayı söndürdü. Telefonunu masaya koyup Zehra ile sohbet etmeye devam etti. Bende, dizime kaldığım yerden devam ederken gözüm Vargas'a takıldı. Bacağında ve kolunda yaralar vardı. Dikkatli baktığımı fark edince şortunda açılan yarasını kapattı ve kolunu gizledi. Zehra da fark etmişti fakat sessizlerdi.

"O yaralarda ne? Önemli yaralara benziyor. Bakmama izin ver." Dokunacakken elimi tuttu ve çekti. "Önemli değil. Antreman da oldu." Yalan söylüyor. Bir düşme ile nasıl o kadar derin bir yara olur ki? Hem de bıçak, çivi, tırnak gibi sivri şeylerle olan yarayla? "Yalan söyleme, bir bakayım!" Tekrar elimi uzatmışken bu sefer Zehra çekti. "Alt tarafı bi' yara Ebrar. Neden bu kadar uzattın ki?" İkisi de telaşıydı. Ne oluyor bu ikisine anlamadım ki? "Fakat yarası kötü görünüyor! Bu antrenman esnasında olamaz!" Zehra, gözlerini devirdi. Vargas ise anahtarını, telefonunu, poşetlerini falan aldı ve ayağa kalktı. "Hadi kalkın gidelim. Antrenman da oldu, Ebrar. O kadar ciddi değil." Nedem bakmama izin vermiyor! Aman neyse! İyilik yapmak isteyende kabahat. Sonuçta Vargasımıza kıymetli Zehrası yardım etmiştir! Bir kere de ben yardım etsem ne olur ki! Benim, ne değerim var o zaman!

Arabaya geçtik. Gene arkada ben vardım. Zehra, taksi ile geldiği için onu da Vargas bırakacaktı. Size söyleyeyim kesin beni eve bırakıp ikisi alem yapmaya gider! Gene Vargas ve Zehra konuştu ve ben gene camdan dışarıyı izledim.

Neden bana bakmıyor? Beni, fark etmiyor? Benimle konuşmuyor? Beni, umursamıyor? Zehradan ne eksiğim var? Çirkin miyim? Daha iyi oynayamıyor muyum? İyi espri özelliğim yok mu? Saçlarım kısa diye mi? Tenim pürüzsüz değil mi? Çok mu sarkıntım var? Tatlı değil miyim? Güzel değil miyim? Karakterimde mi sorun var? Bencil biri miyim? Aptal mıyım? Kötü müyüm ki Vargas, beni takmıyor! Onun için her şeyi yapmaya razıyım! Onu çok seviyorum! Onu tanımasam bile! Fakat, o,beni neden sevmiyor!

Gözlerim hafif dolmuştu. Evime geldiğim de hiçbir şey demedim ve elimde ki poşetlerle çıktım. Hızlı yürüdüm ve hiç arkama bakmadım. Araba sesinden gittiğini anladım. Kapıyı sertçe açtım ve eve girdim. Gözlerim de ki yaşlar birikmişti.

Ne zaman biri, beni sevecek? Beni kullanmayı bırakacaklar? Ben, sevilmeyi hak etmiyor muyum! Hakkımda yapılan onca kötü haber. Kendi ülkemin insanı bile kupa getirmeme rağmen beni sevmiyor! Yakın zaman da Rusya'ya gideceğim. İzin günüm bitiyor. O zamanımı iyi değerlendirmeliyim. Ah salak Ebrar! Neden Balıkesir'e baba ocağına gitmek yerine buraya geldin saf Ebrar! Balıkesire gitsem belki de kafamı dinlerim en azından. Hem de babama yaptıklarımı anlatırım. Eğleniriz beraber. Güleriz bolca.

Uçak biletlerine bakmaya daldım. Allahtan valizimi hala açmamıştım. Üşengeçliğim bazen işime yarıyor.

Kapı çalınca telefonu koltuğa attım. Deliğe bakmadan yada sormadan açtım kapıyı. Vargas, duruyordu. İçeri buyur etmeden beni itip geçti. Kapıyı sertçe kapattı ve beni, kapıya yasladı.

"Senin derdin ne?"

Nefes nefeseydi. Merdiven mi çıktın salak?

"Benim, bir derdim yok. Evime izinsiz giren sensin."

"Bana aptal muamelesi yapma! Sürekli yakınımdasın fakat çok iticisin! Zehrayı terk ettin, hem de aptalca bir nedenden! Onu kırdın! Benimle yakın olmasını mı kıskanıyorsun yoksa milli takımda yerini almamı mı? O toplantıdan beridir bana düşmansın!"

"Sence konu Zehra mı? Benim, gitme sebebim Zehra değildi. O lanet olası mevki de değildi. Sendin! Geldiğinden beridir bana karmaşık duygular yaşattın! Bir bakınıyorum yakınımdasın! Sanki beni, çok seviyormuşsun gibi! Fakat sonra uzağımdasın! Diğerleri de ilgilenmiyor, hiçbir zamam ilgilenmediler! Yalnızdım ben!"

"Sorun buydu değil mi? İlgi bağımlısısın sen! Diğerleri, benim alışmam için uğraşırken bunu kendi dram dizine çevirmişsin!"

"Ne onlar ne de sen hiçbir zaman yakınımda değildiniz! Benimle ilgilenmediniz! Umursamadınız! Bir tek elimde Zehra vardı. O, benim ailem gibiydi. Fakat artık oda yok. Yalnızım ben, Vargas. Yapa yalnızım. Burada bir önemim yok. Yalnız olmaktan sıkıldığım için gittim. Kafamı karıştıran biriydin. Fakat emin ol mevkimi aldığın için kızgın değilim sana. Ben, sadece yalnız kaldığım için mutsuzum."

Sıkıca tuttuğu kollarımı bıraktı. Geriye çekildi ve üzgün gözlerle baktı bana. Bir şey söylemesini beklerken dudaklarıma kapanan dudaklarla taş kesildim. Resmen dudaklarımı emiyor!

Öpüşmemiz derinleşirken elini tişörtümün içine soktu. Soğuk elleri, sıcacık tenime temas edince irkildim. Nefes almak için uzaklaştığımızda nefes nefese alınlarımızı birleştirdik. Gözlerimizin içine bakıyorduk. Benim, duygu seli bakışlarımla onun siyah gözlerinde ki bilinmezlik zıt düşüyordu. Cidden, şu an ne düşünüyor?

"Senden hoşlanıyorum, Ebrar Karakurt."

Kabul eder mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin