(Çok özendim, bende yapıyorum.)
Bu bölümün şarkısı: Çok Aşık- Pinhani
Spor salonuna girince tüm gözler beni buldu. Eda abla, herkesten önce gelip sarıldı bana. Ondan sonra Simge abla, Cansu, Elif, İlkin, Zehra, Handanım falan derken bir kişi hariç herkesle hasret giderdik.
Vargas, uzakta elinde bir topla duruyordu. Yanıma gelmek istiyor mu? Bilmiyorum. Aslında onu çok özlemiştim. Bilemiyorum, neden bu kadar çok sevdiğimi?
Aslında kimseye bu kadar çabuk ısınmam. Lisede... Anlarsınız ya? Zorbalığa uğruyordum. Bedensel olarak, psikolojik olarak taciz gördüm. Yanımda sadece ailem ve Zehram vardı. Sonra büyüdüm. Her şey değişti. Kendi başıma kaldım. Sonra kendi başıma yaşamayı öğrendim.
Vargas, benim için çok ayrı bir yerdeydi. Reankarnasyona inansam önce ki hayatımda "ben Vargastım" derim. Yada onun eşi. Birbirimize bir o kadar benziyoruz ve bir o kadar benzemiyoruz. İkiye ayrılmış bir taş gibiyiz. Her çıkıntımız birbirine uyuyor.
Beni hiç sevmediği belli. Artık durmadan savunduğum içimde ki hisler yavaş yavaş kayboluyor. Ondan bakışlarımı çekip antrenman yapmak için bir top aldım. Şansıma Zezem kabul etmişti.
Vargas
Onu görmeyeli sanki asırlar olmuştu. O kadar çok özlüyordum ki. Aslında onunla hiç konuşmadım. Zehramı üzmesi sinirlerimi bozuyordu. Hatta sosyal medyada ki bazı insanlar Zehrayı, ondan çaldığımı düşünüyorlar.
Bilemiyorum, aslında onu ilk gördüğümde o kadar itici bulmuştum ki. O zamanlar tanışmıyorduk ama maçlarda denk geldiğimiz oluyordu. Birbirimize bakışlar atıyorduk.
O, Vakıfbank'ta oynuyordu, bense Fenerbahçe.
Aslında bir maçtayken başladı. Ondan hoşlanmamıştım. Yüzüme karşı bağırmıştı, sayı kaybetmiştim. O gün hiçbir tepki vermedim ama sinirlerimi çok bozmuştu.
Onunla hiç konuşmadım. Hoşlanmıyordum işte. Sevmiyordum o kızı. Bazen antrenman yapardık. Ama sadece antrenman. Hiç konuşmazdık. Bazen de soyunma odasında denk gelirdik. Beni, süzdüğünü hissederdim. Midemi o kadar çok bulandırıyordu ki. Paparazzilerin de konusu olmuştu tabi. Saçma sapan haber başlıklarıyla ortalığı daha fazla alev verdiler.
Aslında sonlara doğru onu çok sevdim. Bana göre bir kızdı! Birbirimize bir o kadar benziyoruz ve bir o kadar benzemiyoruz. İkiye ayrılmış bir taş gibiyiz. Her çıkıntımız birbirine uyuyor.
Fakat, sanırım beni sevmiyor?
Haklı,
Çok haklı.
Ona berbat davrandım, saçma sapan şeyler söyledim hatta onu tehdit ettim. Sonra yüzsüz gibi ona yazdım, gülücük attım. Ne dese, ne yapsa haklı.
Gene de içimde bir güven eksikliği var. Ona karşı hislerim sevgi! Bu doğru! Fakat hala zamanımız var değil mi?
Antrenman başlayınca hemen topları aldık. Ebrar, Zehra ile ısınma yapıyordu. Normalde hep benimle yapardı. Ebrarla ısınma yapmayı isterdim. Maçlarını izliyorum ve kendini baya geliştirdi. Daha Rusya'ya gitmeden ünlendi. Instagram da hep bakıyorum.
Çok güzeldi. Hatta yeni fark ettim, gülümseyince gözleri kısılıyor. Yanakları kızarıyor. Kimse fark etmemiş miydi?
Bazen hatta çoğu zaman uyumadan önce onu düşünüyorum. Neler yaptığını merak ediyorum. Nasıl bir ruh halinde olduğunu. Kızlardan duyduğuma göre kimseyi aramıyormuş. Sadece hayatını yaşıyormuş. Sanki kıyamete yaklaşırken kimseyi umursamayarak özgürce ve eğlenerek geçirdiği bir ömürle taçlandırıyordu. Bu onun kendi gençliği, kendi umudu, kendi hayali.
Aslında onunla ilgili sevdiğim şey ne biliyor musunuz?
Hiç pes etmemesi, tatlı bir insan olması, merhametli olması, akıllı olması, sadık olması, güvenilir olması. O buydu işte.
Ebrar Karakurt, harika bir kadındı!Ona söylediğim onca şeyden sonra hala benimle konuşur mu? İşte bundan korkuyorum. Beni silmesini.
Hislerimden tamamiyle emin olmalıyım. O zamana kadar benden kurtulamayacaksın Ebrar Karakurt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabul eder mi?
HumorEbrar, umutsuz bir genç kızdı. Hiç mutlu olmayacağını sanıyordu. Birden Melissa Vargas çıkageldi. Hayatının bu denli değişebileceğini bilmiyordu.