Demir'in bal rengi gözleri genç kızın yeşil gözleriyle buluştu. Elinde tuttuğu beyaz güller çarptı gözlerine sonra. Gözleri kocaman açıldı sonra elleriyle ağzını kapattı. Karşısında görmeyi planladığı kişi kesinlikle Demir değildi.
Ne olduğunu kavradığında kendini Demir'in kollarına attı. Sıkıca sarıldı parmak uçlarında kalkarak. Genç adam da karşılık verdi ona. Kollarını, Sevde'nin beline doladı ve kızın saçlarına bir öpücük kondurdu.
Kendilerine bir ömür gibi gelen birkaç saniye sonra ayrıldılar birbirlerinden. Sevde, Demir'in elinden gül demetini aldı ve birlikte içeri geçtiler.
"Ayakkabılarını çıkar."
Demir ayakkabılarını çıkardı ve ağır adımlarla içeri girdi. Geniş, ferah bir oturma odasıydı burası. Bir duvarı boydan boya bir kitaplık kaplıyordu. Bunun dışında bitkiler ve resimler vardı etrafta. Oturma takımı hoş ve renkliydi. İnsanın kolayca alışıp ev gibi hissedebileceği bir yerdi.
Sevde koltuklardan birine attı kendisini sonra Demir'e yanında oturması için işaret etti. Genç adam yanına oturduğunda kendisinin ne kadar paspal kaldığını fark etti ve içinden bir süre sövüp saydı. Demir ise genç kızın görünüşüne aldırıyor gibi görünmüyordu.
"Bir şeyler içer misin? Aç değilsin ya?"diye sordu hemen Demir'e.
Demir, gözleri parlayarak gülümsedi, "Bir şey istemem, aç falan da değilim. Seni görmeye geldim."dedi.
Genç kız istemsizce dudaklarını birbirine bastırdı, yanaklarının kırmızılaşmasını engellemeye çalıştı. Elinin, Demir'in eliyle buluşmasına izin verdi. Öylece ellerine bakmaya başladı.
"Eee, nasılsın? Nasıl izin aldın işten?"
"İyiyim,"dedi Demir ve parlayan gözlerle Sevde'ye doğru baktı. "Yıllık iznimden kullandım. Çok göresim geldi seni."
Genç kız gülümsedi. "Hmm,"dedi. "İyi yaptın. Özlemişim seni."
Demir'in elini daha sıkı tuttu ve genç adamın parmağındaki yüzüklerle oynamaya başladı. Genç adamın kolu yavaşça genç kızın omzuna kaydı. Birkaç dakika bu halde kaldılar. Anın tadını çıkardılar. O ara Demir'in telefonu ötmeye başladı. Genç adam telefonunu çıkardı ve mesajlarını kontrol etti. Sevde de baktı mesajlara, onları atanın kim olduğuna.
Sevgi Yalçın: Lan
Sevgi Yalçın: Çıktınız mı evden?
Sevgi: Yalçın: Götüm buzladı
Sevgi Yalçın: Yavşaklık yapma bak al kızı götür nereye götüreceksen"Onunla planladınız bunu değil mi?"
Demir, kıza döndü ve başını aşağı yukarı salladı. "Çok yardımcı oldu açıkçası. Onsuz buralara kadar gelemezdim."
Sevde'nin gözleri büyüdü. "O salak verdi adresi değil mi? Bu nasıl bi' güven anlamadım ben ya. Satacak yer buldu beni iyiki."
Demir kısık bir kahkaha attı ve ayağa kalktı. "Hadi biz de gidelim. Kız dışarıda kaldı. Hasta olacak."
"Ona hiç bir şey olmaz. Sürünsün az,"dedi Sevde ve kalktı. "Ben hemen üstümü değiştirip geliyorum."
Olabildiğince yavaş odasına çıktı ve üzerini değiştirdi. Saçlarını tepeden topladı, montunu aldı ve aşağı indi. Demir boş boş telefonuna bakıyordu. Karşısına geçti.
"Hazırım."
Demir kafasını telefonundan kaldırdı ve genç kıza baktı. Önce nefesi kesilir gibi olsa bile kendini toparladı ve ayağa kalktı. Sevde'nin elini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Hava Yolları
RomanceHayatta spontane seçimler insanı en beklenmedik anda yakalar. Bu seçimler yeni bir hobi edinmek kadar basit de olabilir, o anda, bir uçağın koltuğunda oturmuş kulaklıklarından yayılan müziğe mırıldanarak eşlik eden genç kızın arkadaşı sayesinde verd...