AHZÂN | 1

4K 262 183
                                    

Bu kitapta geçen isimler, yerler ve kurumlar gerçek hayattan uyarlanmış, ve hayal dünyasına uygun olarak kaleme alınmıştır. Kitabın tamamı kurgudan ibaret değildir. Tüm hakları tarafımdan korunuyor. Kitapta, diğer kitaplardan alıntı,çalıntı yoktur!

Kitapta geçen örgüt, tim, üs isimleri tamamen benim uydurmamdır. Yaşanan olayların gerçeklik ile alakası yoktur. Hikayenin geçtiği ve geçeceği yerler hayal dünyama ve gerçek dünyaya uygun lanse edilecek; buna dikkat edin. Eğer her hangi bir örgüt veya Üs isimleri ile burada gördüğünüz isimler aynı olursa, bu tamamen tesadüftür.

Bölüme başlamadan önce yıldıza basar mısınız? Ve rica ediyorum,satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtin. Sizinle sohbet etmek çok güzel çünkü...


Lütfen başka kitaplardan bahsetmeyin, engellemek zorunda kalıyorum.

BÖLÜM SONU BİLGİLENDİRMESİNİ VE DUYURULARI OKUYUN LÜTFEN.

BÖLÜM SONU BİLGİLENDİRMESİNİ VE DUYURULARI OKUYUN LÜTFEN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦅🍂


1 Nisan 2026/Ankara

Siz hiç birisine sarılmayı özlediniz mi? Kollarınızı iki yana açıp, birisinin hâyaline sarıldınız mı? Peki ya o kollarınızı soğuk bir mezar taşı doldurdu mu?

Zifiri karanlıkta, deri koltuğunda oturan genç adam, gözlerini kapatmış ve elindeki altın rengi olan çakmağını yakıp, etrafı aydınlatıyordu. Çakmak kapandığında ise oda yeniden karanlığa bürünüyordu.

Kalbi de, zihni de o karanlığa çoktan hapsolmuştu ve kurtulmak gibi bir derdi de yoktu açıkçası.

Çakmağı tekrardan yaktığı sırada, gözlerini açtı ve ellerinde yanan ateşe baktı. Başını omuzuna yatırdığında, yanan alev, amber rengi gözlerini açığa çıkarttı. Tıpkı bir boz kurtunki gibi korkutucu şekilde parlayan gözlerde sadece nefret vardı. Ve gözlerinin renginden almıştı lakabını; Kaşkär... Sözlükte anlamı boz kurt olsa da, herkes bu ismi ölüm gibi bilir, Akın'ı ölüm gibi tanırdı...

Akın Gündoğdu'nun suskunluğunda yaşam, sesinde ölüm vardı; en azından o öyle zannediyordu.

Odanın kapısı iki kez çalındığında, gözlerini asla yanan ateşten çekmeden, "gel!" Dedi. Sesini duyanların korkudan kalbi titrer, geri geri giderlerdi. Açılan kapının gıcırtılı sesi etrafa yayıldığında bile gelenin kim olduğuna bakmadı ve kapı kapandığında, "getirdin mi?" Diye sordu.

Taylan Gürsoy attığı üç koca adımda çalışma masasının karşısında durdu ve başını salladı. "Getirdim." Aslan sembollü çakmağa bakıp, "ışıkları açayım mı?" Diye sordu. Aslan sembolü, Türk Devletleri Teşkilatına ait bir simgeydi ve Akın, bu teşkilatın bir parçası olamakla yanaşı, MİT'in en güvenilir adamlarındandı.

AHZÂNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin