5. Bölüm

528 58 4
                                    

18.07.23

---

Efkan'ın benimle uğraşmadığı huzurlu bir hafta geçirmiştim. Bu süreçte her ne kadar denk gelsek de yanıma gelmemiş, kedinin ciğere baktığı gibi bana bakmıştı uzaktan.

Şimdi ise kulaklıklarım takılı, okula yürüyordum.

Çalan şarkıyı kafamın içinde yankılatırken bakışlarım yerde adımlarımı saydım.

Bir süreden sonra bu sarmayınca oflayarak kafamı kaldırdım.

Okula gelmiştim.

Hızla binaya girip sınıfımın olduğu yere yöneldim. Bir yandan da zile kaç dakika olduğunu kafadan hesaplamaya çalışıyordum.

26 dakika.

Erken gelmiştim. Yine saati ayarlayamadığım için kendime en güzel küfürlerimi sıraladım. Bunun yerine evde uyuyabilirdim.

Sınıfa girdiğimde öğrencilerin, daha önce görmediğim bir erkeğe bakıp fısır fısır konuştuğunu duymuştum. 

"Duydun mu? O da baskın alfaymış. Efkan'ın tepkisi ne olur sence?"

Alfalar ve onların sikik rekabetleri. Gerçi yeni gelen Efkan'ı dövse gıkım çıkmaz da neyse.

Yerime oturup camdan dışarıyı seyretmeye koyuldum. Ne yeni gelen öğrenci umrumdaydı ne de alfa olması.

Kendi düşündüğüme omuz silkerek ağaca konan kuşu izlemeye devam ettim.

"Merhaba."

Kafamı çevirip gelene baktım. Daha yeni bahsedilen baskın alfaydı.

"Siktir git." Dedim net tavrımla.

Bu tavrıma gülüp sarı kıvırcık saçlarını karıştırdı. Yeşil gözleri vardı.

"Biraz daha kibar olmanı tavsiye ederim." Dedi sıcak bir ses tonuyla.

Çok itici duruyordu. Öyle ki Efkan'ı tercih ederdim.

Yüzümü buruşturup suratına baktım. O ise orta sırada olan çantasını eline alıp yanıma atmak için hareketlenmişti. Tam koyacağı sırada pat diye başka bir çanta konuldu.

"Birader yerime geçmezsen sevinirim." Dedi Efkan sert sesiyle.

O ikisi birbirlerine meydan okuyan bakışlar atarken kafamı tekrar cama çevirdim.

"Üzgünüm senin yerin olduğunu bilmiyordum." Dedi adını bilmediğim alfa. Gıcık olduğumdan mı ne, ses tonundan yapmacıklık akıyordu.

Efkan cevap vermeden sıraya oturmuş, bana doğru kaymıştı. Şimdi göt göte otururken duvar dibine daha çok yanaştım. Ancak buna izin vermemiş belimden tutup kendine çekmişti.

Sabır dileyerek dışarıyı izlemeye devam ettim. Belimdeki eli rahat durmuyordu.

"Efekan elini sikerim."

"Kaç kere diyeceğim bebeğim sana. Efekan değil, Efkan." Dedi bu durumdan memnun bir şekilde. Adını yanlış söylemem onu rahatsız etmiyor, aksine hoşuna gidiyordu.

"İkisi de aynı." Diyerek daha fazla konuşmadım.

Ki zaten hoca da gelmiş dersini anlatmaya başlamıştı.

Yaklaşık yarım saatin ardından hoca, sınıfa yeni biri geldiğini henüz fark etmiş olacak ki önümüzde oturan çocuğa seslendi.

"Evladım. Yeni geldin madem. Kendini tanıtsana." Dedi hoca.

"Hocam ben Çınar Ertekin. Baskın alfayım. Önceki okulumdan buraya zorunlu olarak geldim." Diye devam etti kendini tanıtması.

Sıkılarak kafamı sıraya koydum. Başım Efkan'a dönük yan bir şekilde kollarıma yatarken ona hitaben konuştum.

"Elleşme. Uyuyacağım." Dedim uykulu çıkan sesimle.

Tepkisini göremeden gözlerim kapanırken son hissettiğim saçlarımı okşayan bir eldi.

---

"Ilgaz." Dedi yumuşak bir ses.

Cevap bile veremeyecek kadar uykum varken tepkisiz geri uykuya dalmayı bekledim.

"Ilgaz. Kalk bebeğim."

"Kimsen anneni sikeyim. Rahat bırak beni." Dedim uykulu sesimle.

"Yani o biraz zor ama kalk hadi. Öğlen arası yemek yiyelim."

Oflayarak gözlerimi açtım. Efkan karşımda bana gülümseyerek bakıyordu.

Kaşlarımı çatıp dudaklarımı huzursuzlukla büzdüm.

Elini uzatmış büzdüğüm dudağımı parmaklarının arasına almıştı. Çekiştirirken gülerek konuştu.

"Hadi kantine gidelim. Acıktım."

Ben de aç olduğum için bu teklifi reddetmeyecektim.

İkimiz beraber kantine gitmiş tost alıp boş masalardan birine oturmuştuk.

Tostu nefessiz yerken Efkan bana laf atıyordu.

"Önünden almayacağım. Yavaş ye." Dedi kendi tostundan bir ısırık alıp.

"Belli olmaz." Deyip omuz silktim. Bu tavrıma iç çekmiş konuşmuştu.

"Ilgaz. Yapma böyle. Sana, seninle uğraşmaktan vazgeçtiğimi söyledim." Dedi üzgün çıkan sesiyle.

Bu üzgün haline kurdum ciyaklarken tepkisiz kalmaya zorladım kendimi.

Bir şey söylemeden kafamı sallayıp tostu kemirmeye devam ettim. İkimiz bir süre sessizce otururken yan tarafımdaki sandalye çekilmişti.

Adının Çınar olduğunu öğrendiğim bebe oturmuştu.

Onu görünce kasların çatıldı. Birini sevmeyince olmuyordu ab işte. Sevemiyordum.

"Siktirip gider misin?" Dedim sert sesimle.

"Maksimum kibarlığın bu mu?" Demişti önceki konuşmamıza gönderme yaparak.

"Bence hala ben kibarken gidebilirsin." Demiştim arkası boş olsa da bir tehdit savurarak. Gerçi şu an Efkan benim dayak yememi engeller gibi duruyordu. Zira Çınar'a kırmızı görmüş boğa gibi bakıyordu.

Go boy.

İkimizin bu tavrını hiç takmadan elindeki kahveyi içmeye başladı Çınar. Sabır dileyerek son lokmamı da yuttum.

"Gidiyorum geliyor musun?" Dedim.

Çınar "Geliyorum." Derken ona küçümser bir bakış attım. "Seninle konuşmuyorum." Dedim gıcık bir ses tonuyla.

Efkan sanki ona konuşmamı bekliyor gibi şaşırmıştı. Ancak şaşkınlığını çabuk atarak ayağa kalkıp iki adımda yanımda bitti.

Kolunu omzuma atıp kendine çekerken 'höst' der gibi bir ses çıktı ağzımdan.

"Elimizi verdik, kolumuzu kapıyorsun aslanım."

Bana doğru dönüp göz kırptı. "Efkan'ın olmayı tercih ederim." Dedi imalı bir sesle. (Efkan: Çığlıklar, inlemeler anlamına gelir.)

Birkaç saniye suratına anlamaz bir şekilde baktım.

Ancak dank edince "Lan!?" Diye bir tepki çıkmıştı ağzımdan.

Efkan hızla koşmaya başlarken ben de arkasından koştum.

"Gel buraya amın çocuğu. Ben sana göstereceğim inlemeleri!"

BETA | Omegaverse | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin