Alırım bir dal yorumunuzu 😉
●
Gözlerimde ki yaşları artık tutamıyordum. Önümde ki turuncu herifin uzattığı mendillerle burnumu siliyordum. Bana adını söylemişti ama ben ona turuncu demekten zevk alıyordum. Mecburen bana katlanacaktı artık. Hamileydim. Hormonlarım tavan yapmıştı. Her hareketim mazur görülmeliydi.
"- Yani dediğim gibi işte. Karnım burnuma kadar uzandı ama benim kocam ortada yok. Çocuğu tek başıma doğuracağım diye o kadar çok korkuyorum ki turuncu bey."
"- Sevgili düşeş. Bana turuncu demeyi bıraksanız mı acaba? Acınızı da anlıyorum ama benim burda bir itibarım var ve-"
Ona en ters bakışımı attığımda sustu.
"- Ben burda seninle acılarımı paylaşıyorum, sen turuncu muruncu diyorsun! Koyun can derdinde, kasap et işte. Tam bu duruma uygun bir söz. Söyleyeni tebrik etmek lazım.""- Ne?" Anlamsızca bakan adama bambaşka bir gezegenin hikâyesini anlatamayacaktım şimdi. "- Aman boşver."
"- Bu arada adın neydi? Unuttum."
"- Said."
"- Hımm. Sen de bu toprakların lordusun öyle mi? Şu meşhur kaplan sensin yani? Eminiz?"
Gülerek başını iki yana salladı.
"- İnanın size yalan söylemek için hiçbir sebebim yok.""- Meredith'in de yok ama kız ayaklı yalan makinesi. Bazen en güvendiklerinden bile darbe yiyebilirsin yani Saidciğim- bu arada ismin hiç hoşuma gitmedi. Ben sana turuncu demeye devam edeyim."
"- Bu arada arkadaşınız nerde cidden? Şeytanla aralarında yaşananların birazına tanık oldum ve şimdi ikisi de ortada yok."
"- Ne bileyim? Konuşacaklardı en son. Saatler oldu ama hâlâ gelmediler. Açıkçası umrumda da değil Turuncucuğum. Daha büyük sorunlarım var. Mesela ayrı düştüğüm kocam, zavallı oğullarım ve ne durumda olduğunu bilmediğim krallığım gibi." Turuncu kelimesini şu dakikadan itibaren onun resmi lakabı yapmıştım. Bu yüzden her yerde baş harfini büyük yazacaktım.
"- Bu arada çocuklarımdan biri sana çok benziyor. Aynı turuncu saçlar, aynı neşe, aynı nezaket! Bilmesem babası sensin derdim-" Duraksadım. "- Umarım değilsindir."
Gülümseyen adam bu mümkün değilmiş gibi başını iki yana salladı. "- Bir çocuğum olduğunu sanmıyorum. Daha önce kimseyle birlikte olmadım."
Şaşkın bakışlarımın yeni hedefi oydu.
"- Ciddi misin? Neden?""- Ben gerçek aşka ve herkesin bir ruh eşi olduğuna inanırım. Bu yaşıma kadar masallarda anlatılan diğer yarımı bekledim hep. Gelip geçici ilişkiler dışında hiç ciddi bir ilişki yaşamadım. "
"- Yaa, ben senin ruh eşini bulurum. Yazık zavallım yüzyıllardır bekar olmak zordur. Yalnızlık insana hiç iyi gelmiyor. Bak ben birkaç ay yalnız kalınca delirme raddesine geliyorum. Sen nasıl dayandın ki bunca yıl?"
"- Siz Ascarta dükünün karısı olduğunuzu söylemiştiniz değil mi?" Soruma cevap vermek yerine bana bambaşka bir soru soran adama yine ters ters baksam da sorusunu cevapladım. "- Evet."
"- Aslında..." dedi tereddüt ederek. Biraz duraksadı. Ardından gözlerimde bir şey görmüş olacak ki sözlerine devam etti.
"- Eğer isterseniz ben eşinize ulaşmayı deneyebilirim. Evrenler arası frekanslara tam uyan makineler geliştirdik. Ses dalgalarını iletebiliyoruz. Tabii işe yarıyor mu kesin değil çünkü bize yanıt verecek aleti henüz kimse keşfedemedi ya da belki de sesimiz aslında hiç dışarıya gitmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Düşes Canlandı
FantasyBen Gracelýnn Tara Valentin. İlk yaşamımda aristokrat bir leydiydim. İkinci yaşamımda ise 21.yüzyılda İspanya'da yaşayan biriydim. Okumayı severdim. Gençlik yıllarımda okuduğum bir romanda ilk yaşamımda ki kocamın ana karakteri olduğu bir hikâyeyi...