Dün çocuklarla birlikte yemek yedikten sonra odama çekilmiş ve tüm gün yorgunlukla yatmıştım. Ufacık enerji harcamak bile bedenimi çok yormuştu. Akşam yemeği vaktine Marlon tarafından uyandırılmıştım ancak yorgun olduğumu söyleyerek odada yememi sağlamıştı. Yedikten sonra ilaçlarımı içmiş ve tekrar uyumuştum.
Ertesi sabah kalktığımda halsiz hissetsemde bugün tüm gün yatmamam gerektiğini düşünerek güne başladım. Marlon yine otoriter halleriyle beni odadan çıkarmayıp kahvaltıyı odamda yapmamı sağlamıştı.
Ancak yemeği yerken ona hava almak istediğimi söylediğimde bedenimin çok hassas olduğunu söyleyerek dinlenmemi telkin edince bende kayışlar kopmuştu. Hastalığın getirdiği kötü psikolojiyle beni düşündüğü bilmeme rağmen sinirlenerek kahvaltı tepsisini fırlatmış ve saçlarımı çekiştirirken ona öfkeyle bağırıp odadaki herkesi kovmuştum. Tüm hizmetliler çıkarken yalnızca Marlon odada kalmıştı.
Kovmama rağmen gitmemişti çünkü beni bir an olsun yalnız bırakmamak konusunda ciddi görünüyordu. Yalnızca tuvalete giderken ya da duş alacağı zamanlar ortadan kısa zaman aralıklarıyla kaybolup hemen geri geliyordu. Tüm bunları da zaten odamızın içindeki diğer kapıların açıldığı banyo ve lavaboda yaptığından yanımdan çokta uzaklaştığı söylenemezdi.
Geçirdiğim ufak çaplı krizden sonra istemeyerekte olsa dışarı çıkma isteğimi kabul etmişti ancak keskin bir dille sadece bahçeye kadar gidebileceğimi belirtmişti. Sert tepki verdiğim için üzgün hissettiğimden başımı sallamak dışında başka bir şey yapamamıştım. Böyleydim işte ben. Bir an parlıyordum hemen ardındansa pişman olup çok üzgün hissediyordum.
Yine de isteğimi kabul ettiği için mutlu olup duşa girmek istediğimi söyledim. Minik temizlenme seansımdan sonra yazlık kıyafetlerimden birkaçını çıkarıp seçmeye çalıştım ve seçtikten sonra giyinmeye başladım. Tek başıma giymek konusunda ısrarcı olduğumda Marlon köşedeki bir koltuğa oturup beni izlemişti. Her şeyimi ondan yardım alarak yapmak istemiyordum. Kendimi aciz hissettiriyordu bu.

Kollarıma geçirdiğim tül eldivenleri düzeltip Marlon'a dönerek heyecanla ellerimi iki yana açıp etrafımda bir tur döndüm.
"- Bak! Giydim."Gülümseyen adam oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ve arkama geçip korsenin iplerini bağlamaya başladı. Yanaklarım utançla kızarırken mırıldandım.
"- Ayy, onu unutmuşum." İpleri belimi çok sıkmayacak şekilde bağladıktan sonra geri çekilip giyinme odamızdaki ceket bölümüne gitti. Ben dönüp aynada güzelliğine aşık olduğum bedenimi izlerken omuzlarıma beyaz bir hırka bıraktı. Giymemi istediğini anlayıp hırkayı kollarımdan geçirdim. İnce bir şeydi. Belimin çizgisinde kalacak kadar kısaydı. Önünde düğmesi bile yoktu. Ama omuzlarımı sıcak tutuyordu. "- Teşekkür ederim." Dedim ve kocamın yanağına minik bir öpücük kondurdum.Ardından kızaran yanaklarımla hızla yanından geçip odadan çıktım. Kapının önündeki hizmetçilere çocukların hazır olup olmadığını sorup koridorda yürümeye başladım. Hızlı adımlarla yanıma gelen Marlon yine koluma girdi.
Çocuklara haber yollayıp onları yürüyüş yapmak için bahçeye davet etmiştim. Hepsi geleceğini söylemişti. Soru sorduğum hizmetçiyse bahçede bizi bekledikleini söylemişti.
Yavaş adımlarım yüzünden epeyce süre sonra bahçeye çıkmayı başardık ve çocukları bizi beklerken bulduk. Hepsine güzel bir gülüş sundum.
"- Merhaba çocuklar! Nasılsınız?" Coşkulu sesimle çocuklarda üzerlerindeki çekinceli ifadeyi attılar.
Laren minik ayaklarıyla yanıma koşup eteğimin üzerinden bacaklarıma sarıldı.
"- Merhaba anneciğim! Abiciklerim ve ben çok iyiyiz, sen nasılsın? Bugün iyileştin mi?!" Heyecanla konuşan şirin çocuğa doğru eğilip onu kucağıma aldım. Hasta bedenime biraz ağır geldi ancak bozuntuya vermedim. Yine de Marlon destek olmak amacıyla Laren'in belini arkamdan kollarını uzatarak tutup yükünü tamamen üzerine aldı. Görünürde çocuk benim kucağımdaydı ama aslında taşıyan babasıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Düşes Canlandı
FantasyBen Gracelýnn Tara Valentin. İlk yaşamımda aristokrat bir leydiydim. İkinci yaşamımda ise 21.yüzyılda İspanya'da yaşayan biriydim. Okumayı severdim. Gençlik yıllarımda okuduğum bir romanda ilk yaşamımda ki kocamın ana karakteri olduğu bir hikâyeyi...