♣5♣

105 6 68
                                    

Gojo sensei bizi bir restorand'a götürmüştü. Tabi benim aklım Yaren de kalmıştı içimde kötü bir his vardı.

"Acaba Yaren ne durumdadır."
"Hadi ama çocuklar o kızın başına hiç bir şey gelmez."
"Sensei fazla rahat değil misiniz?"
"Peekala bunu sizden saklamayacağım." Göz bandını çıkardı cidden önemli birşey değil olsa gerek.
"Uzun bir hikaye geliyor herhalde." Abime katılıyordum. Sensei her sey'i anlatmaya başladı.

"Yaren'i ben küçüklüğünden beri tanıyorum ancak o hafıza kaybı yaşadığı için beni hatırlamıyor. Onun diğerlerinden farklı doğması ailesini korkutmuştu, ailesi beni arayıp durumu bildirdi."
"Sizi neden aradılar sensei?"
"O kısma gelecek olursak. Ben onun dayısıyım." Hepimiz'in ağzından yüksek bir ses ile. "nE!" Kelimeleri döküldü.
"Şşt şşt sessiz olun." Anlatmaya devam etti.

"Yaren'i aldıktan sonra bir hastaneye götürdüm tabi oraya götürmem ciddi bir hataydı. Orada ona büyük şiddetler uyguladılar, çeşitli işkenceler ve deneyler en sonunda hafıza kaybı geçirdi ve kendisinden bir haber bir şekilde ailesine geri verildi. Ailesi de ona sık sık şiddet girişiminde bulundu. E sonrasını biliyorsunuz zaten ailesini öldürdü."

(Benim kurgu yeteneği)

Yaren(ben)
Karşımda ki kişiyi tanıyordum hayır tanımıyordum ama tanıdık geliyordu.

"Merhaba Yaren beni hatırlıyor musun."
"Hayır kimsin ki sen?"
"Ne kadar ayıp. Sen o lanet hastaneden acı çekerken yanında olan tak kişiyim ben."
"Hastane? Ne anlatıyorsun sen be."

Ne diyor bu aptal. Ne istiyor? Zihnimde istemeden bir kaç hatıra belirdi ve başıma şiddetli bir ağrı saplandı. Olayların şoku, baş ağrısı, belli belirsiz hatıralar. Ben ne olduğunu anlayamadan gözlerim karardı...

Yuji
Hepimiz bir anda "Oha" diye söylendik.

"E o zaman Yaren'in tek başına dışarıda olması tehlikeli değil mi?"
"Gojo sensei'nin bir bildiği vardır herhalde." Yani inşallah vardır.

"Malesef Yuji bu konuda endişe edecek bir durumum yok. Yaren güçlü biridir başına hiç bir şey gelmez." Senin gibi dayının ta anasını.

"Benim içim rahat etmiyor. Ya bir şey geldiyse başına."
"Benim de." Abim ben ve megumi de Nobara'ya katılıyordu.

"Sizi veletler. Bir boku beceremiyorsun'uz, hele sen dayı isen dayılığını bil." Bu sefer haklıydı.

"Yeter bu kadar Yaren muhabbeti." Gojo sensei'nin kusursuz biri olduğunu düşünüyordum, ancak en kusursuz insan'ın bile bir kusuru olabiliyormuş.

Sensei'nin gözleri'nin içine baktım cidden umursamıyor muydu yoksa sadece öyle mi görünmeye çalışıyordu. Benim gördüğüm ise bizden çok onun telaş ettiğiydi, tamamen kendini kandırıyordu.

"Sensei." Bana baktı tabi diğerleri de.
"Yaren'i aramaya gidelim."
"Hayır, gerek yok."
"Gözleriniz de mi yalan söylüyor?"

Sukuna iç ses: benim gözlerime de baksan keşke. Lan ne diyorum ben kendine gel sen Ryoman Sukuna sın.

"Yuji lütfen."
"Hayır sensei Yuji haklı gözleriniz herşeyi anlatıyor." Abim her zaman ki gibi arkamdaydı.

Ah şu adam o olmasa ne bok yerdim kim bilir. Amına koyim abimle geçirdiğim uzun zamanları özledim.

"Siz kazandınız." Dedi iki elini'de teslim olurmuş'ça kaldırırken.

Sensei göz bandını takıp yemekleri ödedi, restoranttan çıkıp Yaren ile yolları ayırdığımız yere gittik. Daha doğrusu abim ve ben gittik.

Yaren'in gittiği yoldan ilerleyerek her yere baktık. Tam umudumuzu kestiğimiz an son ara sokağa gurmiştik.

"Hiç bir yerde yok telefon aramalarına da cevap vermiyor."
"Yuji. Şimdi sana bir şey söyleyeceğim, ama sakın ol lütfen." Kaşlarım çatıldı, ne olmuş olabilirdi ki. Hafifçe başımı salladım.

"Şimdi kafanı yavaşça sola döndür ve yere doğru bak." Dediğini yaptım ve gördüğüm şey ile gözlerimin açılıp büyük bir çığlık atmam bir oldu. Bir anda Sukuna da yanağımdan kanın olduğu yere baktı.

Evet yerde kan vardı, hafif bir kan değildi yoğundu. Ayrıca normal kandan da farklıydı...

Kirli bir kandı ve sebebi yerde olması değildi zamanında yapılan deneyler'di.

"Abi, bir şey olmamıştır değil mi?"
"Umarım."

♣♣♣

Kan tahmin ettiğimiz gibi Yaren'e aitti, bunu hızlıca diğerlerine anlattık. Bir şekilde izini bulmuş onu geri almaya gidiyorduk belki Sukuna bile hafif bir telaş yapmıştı. Bir dakika ya Sukuna ne alâka kendine gel Yuji o bir lanet.

Çıkmaz sokağa gelmiştik ve altımızda sadece bir kanalizasyon deliği vardı.

"Burada yüksek bir şekilde lanetli enerji hissediyorum."
"Kanalizasyon deliğindeler mi yani?"
"Öyle gibi duruyor."
"Ağğh iğrenç, ama değer."
"Yuji, Sukuna ile en azından bu sefer için iş birliği yap ve yarı yarıya vücudunu paylaş."
"Bunu yapabilir miyiz?"

Dedik Sukuna ile. Oha aynı anda konuştuk, lan Yuji kendini toparla artık.

"Tabi ki yapabilirsiniz."

Biraz uğraştırdı ama en sonunda Sukuna ile vücudumu yarı yarıya paylaştım. Kanalizasyon kapağına vurarak kırdık ve hiç bekleme yapmadan hepimiz aşağı atladık.

Uzunca yürüdük en sonunda olmaması gereken bir kapı bulduk kapıyı kırarak açtığımızda karşımızda Yaren'i gördük ancak gözlerinden korku, acı, telaş, nefret ve bizi gördüğü için mutluluk anlaşılıyordu.

Tam içeri girmek için adım atıcaktık ki Yaren hızlıca kafasını sağ-sola sallamaya başladı ağzı kapalı olduğu için bağıramıyordu.

"Mmmmm!"(hayır!")

Kapı yüzümüze şiddetle kapandı ve içerden acı dolu sesler geliyordu. Sessizlikten önce son kez yüksek bir çığlık sesi duyuldu.

"AAAAAAAAAAAAAAAAA..."

Sessizlik...

Sessizlik...

Sessizlik...


Sessizlik...



Sessizlik...

LANET OLSUN SESSİZLİK. Fırtına öncesi sessizlik...

Kalite yoksulu bir bölüm daha umarım seversiniz bunun neyini sevecekseniz bok gibi oldu amk neyse seviliyonuz ve öpüldünüz BAİİİİİİİİ🤍🤍🤍

Çıkmaz SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin