18.Bölüm 2.Part: Çizgi Film

5.6K 515 121
                                    

Keyifli okumalar

Keyifli okumalar ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•••

Dakikalar birbirini kovalarken ben yerime mıhlanmış kalkamıyordum. Asya gittiğinden beri yağmur deli gibi yağıyor ve bana geçmişteki gibi hissettiriyordu. Bu, anıları hatırlamak değildi. Böyle anlarda o zamanlara döner ve gerçek anlamda o anki gibi hissederdim. Yaşantıma devam etsem bile içime tuhaf bir sıcaklık yayılır, göğsümün ortasında nefesimi güçleştiren bir ağırlık olurdu. Korkak, ürkek ve çaresiz bir çocuğun yürek sıkıntısını içimde yaşayarak, o gün her ne yapıyorsam buna devam ederdim. Çünkü hissettiklerim bu yaşımda bile dermansız bırakıyordu beni; kendime iyi gelemiyordum, bana iyi gelecek bir şey bulamıyordum.

Yağmur benim karabasanımdı. Beni boğazımdan yakalar, öldürmez ama öleceğime emin hissettirene kadar boğardı. Şimdi de durum farksızdı. Bedenimin içinde ruhu acı çeken bir çocuk vardı. Onun mutsuzluğunu senelere rağmen dindirememiş olmanın utancıyla, bunu hala o anlardakinden bir nebze dahi eksilmemiş halde çekiyor olmanın öfkesi birbiriyle yarışıyordu. Çünkü yaşadıklarımın bugünümü zehretmesi; beni geçmişime karşı utandırıyor, kendime karşı öfkelendiriyordu. Gözlerimi kapatıp başımı geriye yasladım. Tüm bu hisler, ruhumu infilak etmezmiş gibi üzerine bir de az önceki konuşmanın yaşattığı karmaşayla baş başaydım. Duygularım gerçek anlamda karmakarışıktı. Mantığım ne yapacağını biliyor ancak duygularımın beni sürüklediği içsel çıkmaz için yetersiz kalıyordu. Bu da dışarıya karşı dirençli görünen ama içeride zayıflayan bir ben demekti; ve beni zayıflatanın geçmişimdeki çocuk olması elimi kolumu bağlıyordu.

Derin bir nefes bıraktım dışarıya doğru. İçimi dökmekten kaçınmamama rağmen biriken bir çok şey vardı hala. Özür dileyip gitmesinin üzerine söyleyebileceğim tonlarca şey gibi. Düşündüm. İnsan yapılan yanlışlardan sonra en azından bir özür duymak isterdi ancak bu neyi değiştirirdi? Özür dilemek, pişmanlığı dile getirirdi evet ama olanı değiştirmezdi. Yaşananları, bu yaşananların hissettirdiği ve sebep olduğu şeyleri, bazı şeyleri yapmaya zorlanmayı, yaptıktan sonra bıraktığı o lanet hissiyatı; ve en sonunda gelinen bu noktayı... Geri döndürülemez şeyler için, pişman olduğunu belirten bir özür bunların hiçbirini değiştirmezdi. O halde neden özür beklerdik? Belki de sadece devam edebilmek için.

Ben artık kimseden özür beklemiyordum. Dilenen özürlerin bir şey ifade etmediğini de pek çok kez tekrarlandığını da biliyordum. Ben artık özür dilenecek bir şey yapılmamasını istiyordum. Çünkü benim içimde özür dilemek, yarama iyi gelmiyor; aksine o yarayı açmış olduklarını hatırlatıyordu.

Gözlerimi açıp masanın üzerinde duran kahveye baktım ve tadını hissetmenin beni rahatlatıp, düşüncelerimi bir kenara atacağını bildiğim için ağır hareketlerle uzandım. Soğuk olduğunu bilmeme rağmen bir şans verip yudumladığım o ilk anda pişman etti beni. İstemeyerek boğazımdan geçmesine izin verdim. Acımıştı kahve. Çoğu şey gibi o da, soğumadan önce güzeldi.

MÜPHEM | AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin