BTB_10

178 20 29
                                    

Arkadaşlar kusura bakmayın bu aralar biraz yoğunum ve hasta olduğum için yeni bölüm bu kadar gecikti. Şimdi iyiyim. Yeni okuyucularıma kucak dolusu sevgiler :) Bu bölüm hikâyeme yorum yapan ilk okuyucuma gelsin: ergin146 umarım hâlâ hikâyeyi okumaya devam ediyorsundur ;) Hepinize iyi okumalar...

Huzurlu birkaç dakika boyunca öylece kaldık. Beni saran kolların verdiği güven duygusunu içime çektim ve bu duygunun nefesimin ulaştığı her yerde gezebilmesini sağladım. Sonra da kollarımı yavaşça boynundan uzaklaştırdım. Güvenli limanımdan ayrılmamın sebebi Yalın'ın bir anda gerilen kasları olmuştu. Artık gerçek dünya ile yüzleşme zamanı gelmişti.

Omzumun üzerinden etrafa baktım ve Yalın'ın bu şekilde öfkelenmesinin nedeniyle karşılaştım. Daha doğrusu nedenleriyle...

Arkamdan gelen adamlara iki tanesi daha eklenmişti. Hepsi, beşi bir yerde kolye gibi dizilmiş bize bakıyordu. Ortalarında da benimle konuşan sarı dişli olan vardı. Yalın, korumacı bir tavırla beni arkasına çekti ve adamlara seslendi.

"Kız benimle, toz olun." Ses tonu o kadar sert ve soğuktu ki içimi titretti. Adamların tepkisini görebilmek için başımı uzattım.

Önce Yalın'ın sözlerini algılamaya çalıştılar herhalde. Uzun sessizliği ben öyle yorumladım. Sonra ortadaki adam gülmeye başladı. Katıla katıla kahkaha atmaktan yerlere yatacak kadar çok gülüyordu hem de. Sonra diğerleri de onu taklit etti. Kendilerinde olmadıkları o kadar belliydi ki...

Yalın'ın elimi tuttuğunu hissettim. "Hemen yanımda dur Kelebek, gel benimle." diye fısıldadı bana doğru ve koşmaya başladık. Yalın daha önde, ben biraz arkada, birbirine kenetli ellerimiz ikimizin arasında...

Yalın, adamların arasındaki boşluktan geçip gidebilmemiz için hamle yaptı. Bu hareketiyle etrafta uçuşan kahkahalar, aniden yerini ölüm sessizliğine bıraktı. Adamlar ne yaptığımızı fark etmişti. Bir tanesi kaçmamızı engellemek için tam önümüzde durdu. Yalın ona bir kafa attı ve adam yere düştü. Zaten ayakta durmakta pek başarılı olduğu söylenemezdi. Yine de irkilmeme engel olamadım. Diğerleri de koşup geldi ve dördü birden yolumuzu kesti. Adamların bir yere odaklanmakta zorlanan gözleri kanlanmıştı ve bu sefer öfkeyle Yalın'a bakıyorlardı. Sarı Diş bir elini Yalın'ın omzuna koydu ve ağzı dolaşarak konuşmaya başladı.

"Kızı bııırak ve... giiit, biraaader. Beşe karrşı... biiir kişisin." Yalın omzunu adamın elinden kurtardı ve güldü. Evet, resmen güldü. Bu durumdan zevk alıyor gibiydi. Ya da iyi bir oyuncuydu.

Yalın, karşısındaki adamlara şöyle bir baktı. Az önce yere düşen adam da kalkmaya çalışıyordu şimdi. "Dörde karşı, belki dört buçuk sarhoş adama karşı..." derken Yalın'ın sözünü kestim.

"İki kişiyiz." dedim. Evet, gerçekten yaptım bunu. Hangi akla hizmet söylediğimi bilmiyorum ama bir anda kendimi güçlü hissetmiştim. Birlikte daha güçlü... Sonuna kadar mücadele edip kurtarıcıma yardım edecektim.

Bu sözlerim tüm gözlerin bana çevrilmesine sebep olmuştu, çikolata kahvesi olanların bile. Tüm şaşkın bakışları üzerimde toplamıştım.

"Ne var? Ben de bir insanım." diye patladım sonunda. Yeni bir kahkaha fırtınası başlatmış oldum böylece. Geri kafalılar...

Yalın'a çevirdim gözlerimi bu sefer ama o gülmüyordu. Aksine bakışlarında gurur vardı. Elimi sıktı ve ben hâlâ el ele tutuştuğumuzu fark ettim. Kalbim sıkıştı. Bekletmeden ben de onun elini sıktım.

Adamlardan birinin öksürmesiyle kendime geldim tekrar. Artık kimse gülmüyordu. Yerdeki adam da ayağa kalkmıştı ve diğerlerinin yanına geçmişti şimdi. Bir tanesinin bakışları birbirine kenetli ellerimizin üstündeydi. Terle karışık iğrenç alkol kokusu ciğerlerimi yakıyordu. Yalın'ın yüzündeki ifadeden onun da kokudan rahatsız olduğunu fark ettim. Kısa bir durum kontrolü yaptım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bankta Tek Başına (Askıda )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin