• 12 •

89 11 4
                                    




„Itachi"
"Hm?"
"Korkuyorum, girmesem mi, gelmim, sakuranın işi çıkmıs de?."
"Saçmalama sakura, yürü hadi."
"Sasuke evde değil demi?"
"Bilmem, gel bak."
"Ya itachi saçmalamaz mısın?"
"Yürüüü"

...
Evin kapısındaydık. İtachi anahtarlarını unuttuğu için, zile basmıştı. Kapının birisinin açmasını bekliyorduk.

"Sonunda geldin, ab-" kapıyı açan sasukeydi.
İtachiye baktıktan sonra bana baktı. Bakışları değişmişti resmen. İğrenç bir bok yığınıymışım gibi bakıyordu bana.

"Senin ne işin var burda."
Cevap veremedim, ne diyebilirdim ki. 'Annen çagırdı, kanka ondan geldim amın olu sana mı geldim.' Diyemezdim ya sonuçta.

Tam çaresizliğe kapınırken arkadan mikoto'nun sesi geldi.
"Sakura! Kızım, hoş geldin, gel içeri!"
Mikoto sasukeyi kenara ittirdikten sonra bana sarıldı.
"Oyy ne kadar özledim seni! Bir bilsen."
Sonunda beyin fonksiyonlarım çalısıp karşılık verdi. Ellerimi ona sararken ağlamamak için kendimi zor tuttum, bu ortamda, eskisi gibi olmayı çok özlemiştim.
"Bende sizi özledim."
Gözlerim gerçektende yaşarmıştı.
"Tch." Sasuke odasına çıkan merdivenlere gitmişti. Belli ki tüm gün görmeyeceğim onu.
Olsun, sonuçta onun için gelmemiştim.
Bunu o da biliyordu. Umurumda olmamalıydı.
Mikoto bizi masaya davet ettikten sonra Sasukenin odasına çıktı.
Bir beş dakika sonra geri geldiğinde, sasuke, tam arkasından onu takip ediyordu.

...

Mutfak masasında oturuyorduk. Mikotoda oturduğunda artık başlayabileceğimizi söyledi.
"Buyurun, alın hadi."
Herkes yemeğini alırken, sasuke telefonunda biri ile yazışıyordu. Mikoto bunu farketti.
"Sasuke, yemek ye, telefonunu bırak."
Sasuke annesine bakmadan cevap verdi.
"Hn. Dışarı çıkıcam bi buçuk saat gibi."
"Nereye gidiceksin?"
"Dışarı."
"Sasuke sinir etme beni. Nereye?"
"Arkadaşlarla, dışarı."
"İzin vermiyorum."
"İzin istemedim zaten."
"Çıkmaya çalışıda, ne yapacağımı gör o zaman.
Sasuke ofladı.
"Üff, dışarı, arkadaşlar ile, halısahaya gitcez."
En sonunda tanağına bir şeyler doldurdu.

Mikotonun dikkati bana döndü.
Yüz ifadesi değişmişti meraklı gözlerle ayrı zamanda endişeli bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
"Sakura? Yüzüne ne oldu!?"
Sasukenin dikkatinin bana verdiğini fark ettim.
"Eh şey ben-"
"Puştun teki sakuraya saldırmaya çalıstı."
İtachi benim adıma konuştuktan sonra ona inanamayan bakışlar ile baktım, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
"İtachi!"
"Ne?" Bunu soran sasuke olmuştu.
"Aman tanrım! Sakura ne oldu!"
Mikotonun sesindeki endişeyi herkes anladı.
"Ya şimdi şöyle, çok salak bir olay oldu aslında. Eh. Yani. Aslında.
Ben şey-
Ben buraya gelmek için erken trene yetişmek için yani, ara sokaktan yürüdüm, işte sarhoş biri vardı öyle, ondan sonra onu sinirlendirdim galiba, bana vurdu işte. Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. Lütfen."

Mikoto hala tatmin olmasa bile anlayışla başını salladı. Okul hava falan derken bir sürü sohbet açılmıştı, ve gitmem gerekiyordu.
„Mikoto-san her şey için teşekkür ederim, yemekler harikaydı, artık gitmem lazım."
"Akşam yemeğine de kal?"
"Maalesef."
"Itachi, hadi sakurayı eve bırak."
İtachi kalkıyordu ki itiraz ettim.
"Ya hayır olmaz! Kendim giderim."
"Hayatta olmaz! Hemde bu gün olamlardan sonra asla müsade etmem!"

"Ben eşlik ederim."

Seven ama ingilizce olan |SasuSaku textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin