-9-

16 3 5
                                    

Sabah erkenden uyandım. Hava güneşliydi. Havanın güneşli oluşu içime garip bir enerji vermişti. Bugün normal bir gün olacağını düşünüyordum. Çünkü her şey çok normal ilerliyordu. Içeriden yağmur ve bulutun koşturmalarını duyup odamdan çıktım. Beni görünce kaçtılar. Çünkü kucağıma alıp onları öpücüklere boğuyorum.

   Salona geçtim. Abim muhtemelen hala uyuyordu. Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım. Tabii ki olmazsa olmazımız sucuklu yumurta. Sofraya kahvaltılıkları da koydum. Masayı hazırladım ve abimi uyandırmaya gittim. Kapısını açtım. Ama evde yoktu. Odama gidip telefonumu aldım. Rehberden abimi bulup aramaya başladım. Üçüncü çalışında telefon açıldı.

:"Nerdesin sen abim sabah sabah?"

Abim:"Ufak bir işim vardı,onu hallettim. Geliyom şimdi. Kurdun mu masayı?"

:"Inşallah saçma sapan şeylerle uğraşmıyorsundur. Kurdum masayı evet."

Abim:"Tamam tamam hadi simit alıp gelcem kapat abim."

Gene Allah bilir nelerle uğraşıyor. Inşallah Kaan'la falan uğraşmıyordur. Bir anda zil çaldı. Abimin ne kadar çabuk geldiğini düşünüyordum. Gidip kapıyı açtım fakat gelen abim değil postacıydı. Bana bir kağıt verdi. Üzerinde ismim yazıyordu. Imza attım. Teşekkür edip kağıdı aldım. Salona geçip koltuğa oturdum ve zarfı açtım. Küçük bir kağıttı.

Selam naber Şeyma? Uzun zamandır görüşemiyoruz , özledim seni. Tanıyamadın mı beni yoksa? Serkan ben. Lisede sana deli gibi aşık olan ve senin asla yüz vermediğin o çocuk. Bir ara görüşelim lütfen canım. Öpüyorum seni görüşmek üzere.

                                                        Serkan

Kağıdı okuyunca ensemden aşağı kaynar suların döküldüğünü hissettim. Serkan. Lisede bana gerçekten deli gibi aşıktı. Ve bence hastaydı. Çünkü daha önce öyle saçmalıklar yaptı ki abimden dayak yemişti. Nerden Ve nasıl buldu bu şimdi beni? Bir keresinde benimle çıkmak istediğini söyledi. Ben istemedim. Sonra evimin adresini öğrenmek için beni eve kadar takip etmişti. Of ya. Gerçekten benim normal bir günün hiç mi geçmeyecek?
  
Ben bunları düşünürken bir anda kapı çaldı. Kapıyı açtım. Bu sefer gelen abimdi.  Ve Allah kahretsin ki kağıdı koltukta bırakmıştım. Abim elindeki simit poşeti ile salona geçti.

Abim:"Hadi gel. Simitler sıcacık vallaha."

Kafamı salladım. Abim o kağıdı görmeden onu oradan almalıydım. Tam o anda abim koltuğa konutunu bırakıyordu ve kağıt gördü.

Abim:"Bu ne be?"

Hiçbir şey söyleyemedim. Abim kağıdı okudu. Sonra bir daha okudu. Sonra bir daha okudu ve en son gözlerinde anlayamadigim bir duygu ile bana baktı.

Abim:"Şeyma. Bune kızım?"

:"Abim bilmiyorum. Senden beş dakika önce geldi. Ben de onu anlamaya çalışıyordum. "

Abim:"Şeyma bak yeter ha. Bitmedi peşindeki götler. Yok Kaan yok Serkan yok bilmem ne! Bak katıl olacam en sonunda haberin olsun."

:"Ben naptım?"

Abim:"Şeyma."

Sustum. Çünkü söyleyebileceğim bir şey yoktu. Abim böyle şeylerden nefret eder. Kerem'e nasıl izin verdi onu hala anlayamıyorum zaten. Kerem demişken, bugün buluşacağız. Şimdi bir de şuan siniri son raddelerde olan abime bunu söylemem lazım. Şaka mı bu ya? Şuan sinirden resmen kağıdı yiyecek.

:"Abim hadi sofraya geç. Konuşuruz sonra."

Sofraya oturduk. Kahvaltımızı etmeye başladık. Ben ara sıra abime bakıyor, sinirini ölçmeye çalışıyordum. Çünkü iki saat vardı buluşmamıza. Biraz sakinleştiğini düşündüğüm bir anda söylemeye karar verdim.

:"Abim bir şey dicem."

Abim bana baktı. Hâlâ sinirli olduğu gözlerinden belliydi.

Abim:"Ne var."

:"Birkaç saat sonra Kerem'le buluşacağız da. Olur mu?"

Abim şakaklarını ovaladı. Gözlerini kapattı. Birkaç saniye sonra hala gözleri kapalıyken

Abim:"Tamam gidersin. Ama gene kaçırılma Şeyma."

Çok mutlu oldum. Ama çaktırmamaya da çalışıyorum tabi.

:"Tamam abim sağol."

Abim kahvaltısını edince gene dışarı çıktı. Bende hemen sofrayı topladım  ve odama geçtim hazırlanmak için. Uzun zamandır yalnız kalmamıştık. Nereye gideceğimizi bilmiyorum. Bu yüzden nasıl bir şey giyeceğimi de Keremle sormaya karar verdim.

:"Aşkım nereye gidicez? Ona göre giyinicem de."

❤:"
Rahat giyin güzelim. Çok rahat giyin. Nereye gideceğimiz sürpriz."

Kerem'in bu mesajı beni daha çok heyecanlandırdı. Siyah eşofmanımı ve gri sweetimi giydim. Saçlarımı at kuyruğu yaptım.
Küçük spor bir çanta aldım. Kerem beni evden alacaktı. Oturdum ve Kerem'i beklemeye başladım. Yarım saat sonra Kerem mesaj attı.

❤:"
Aşağıdayım."

Beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve çıktım. Kerem arabanın kaputuna oturmuş beni bekliyordu. Koştum ve sarıldım ona hemen. Çok özlemiştim onunla başbaşa vakit geçirmeyi.

:"Özlemişim."

Kerem:"Neyi?"

:"Seni ve seninle yalnız olmayı."

Kerem'in yüzü benim başımın üstündeydi. Durakları saçlarımda. Benim başım ise onun göğsündeydi.

Kerem:"Bende özlemişim."

:"Neyi?"

Kerem:"Seni ve kokunu."

Bu söylediğinden sonra saçlarımdan öptü beni. Arabaya bindik. Varacağımız yere yaklaşınca arabayı yolun kenarında durdurdu. Bana döndü. Merakla gözlerimi ona çevirip bakmaya başladım. Beyaz bir fular çıkardı. Ona bakmaya devam edince açıklama gereği duydu.

Kerem:"Sürprizime yaklaşıyoruz. Gözlerini bağliycam."

Başımı salladım. Oturduğu yerde bana eğildi. Gözlerini kapattım. Fuları gözlerime bağlamak için bana yaklaşınca boynuma nefesi çarptı. Kalp atışlarının hızlandığını hissettim. Ve bunu Kerem de fark etti. Gözlerini daha yavaş bağladı. Sonra dilini yanağına koyup okşamaya başladı. Ben heyecandan ölüyorum ama. Hâlâ aynı yakınlıkta duruyor Kerem.

Kerem:"Şuan seni dudaklarından öpmememiçin bana aşırı mantıklı bir sebep söyle. On saniyen var."


Bölüm burada bitiyorrr. Bakalım bir sonraki bölüm neler olacak? Okunmalar ve oylar azaldı. Lütfen oylayabilir misiniz? Teşekkür ederimmm.

Karmaşık Çıkmazlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin