2. Bölüm

4 2 0
                                    

esatatay: Kalmadım senin güzelliğine!

ayselarkan: Kalamazsın zaten!

esatatay: Bilmiş uyuz.

ayselarkan: Uyuz sensin salak.

esatatay: Kızım uzak dur sen benden ya.

ayselarkan: Yazan sensin .

esatatay: Yazan aklımı...

ayselarkan: Aynen.

Sinirle telefonu yatağa bıraktım. Nefret ediyordum bu uyuzdan. Bir insan büyüdükçe hiç değişmez miydi? Bu salak değişmemiş. En azından biraz akıl olurdu. Yüzsüz pislik.

Uyuyana kadar iyice sövdüm. Sanırım benim hayatım boyunca değişmeyen tek şey bu çocuğa olan nefretimdi. Hala aklıma geldikçe sinir oluyordum ve kendimce kuduruyordum.

***

"Ver şunu." Dedim Pınar'ın elinde ki muzu çekip. Sinirle soydum ve ağzıma tıktım. Sonunda aradan iki gün geçmişti ve taşınıyorlardı. Etem amcanın evinin yanında ki evlerinin önüne , bir araba durduğunu görmüştüm. Ama hemen koşarak oradan uzaklaşmıştım.

"Kızım sakin ol." Dedi Yusuf. "Toplanın planın birinci aşamasının üstünden geçiyoruz." Dedi. Dördümüz birbirimize yaklaştık. "Etem amcadan duydum , akşam Ömergile gideceklermiş. Ömerle bunu akşam sahile çağırıyoruz. Ömer'i çağırırsak o da gelir zaten. Neyse oturuyoruz falan. Sonra herkes dağıldığında bunu tarla yolunda yakalıyoruz. Oraya amcam sabah zibil döktü. Bunun ağzına..."

Devamını getirmedi Yusuf.

Tabi ki de yapacaklarım bununla sınırlı değildi. Son hırsımı alana kadar herşeyi yapacaktım. Beni cıvık cıvık boklarının arasına attığını hiç bir zaman unutmayacaktım.

"Ben gördüm bugün." Dedi Pınar. Bakışlarımız ona döndü. "Lan o sarışın boktan hiç bir şey kalmamış. Az biraz yüzüne meymenet gelmiş. Birde kumrala dönmüş biraz." Dedi.

"Ay bizene o sarışın bokun , kumralından siyahından." Dedim, kollarımı göğüsümde bağlayıp , arkama yasladım. "Plan iki , gece yarısı , bunun camına taş arıyoruz. Bu gerizekalı altına sıçacak."

"Bir şey söyleyeceğim." Dedi Emine. "Biz bu çocuğu sadece boka atsak yetmezmi. Başa baş ilerleriz." Dedi.

"Hayır salak." Dedim. "O da karşılık vermeye kalkacak. Biz ondan önce hamlemizi yapmalıyız."

***

Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun!

Yusuf'un ağzına tükürecektim. Onu tüm köy boyunca kovalayacaktım.

İnşallah yaş tuvalet terliğine basardı. Koşarken ayağa kayıp yere düşerdi. Ayağı bok çukurana batardı inşallah.

Ağzım dolu klasik bedduaları ettikten sonra derin bir nefes verdim. Neymişte , o pisliği ben çağrıp aramızda bir sorun olmadığını göstermeliymişim.

Lan o çocukla ben dünya savaşında gibiyim kendi içimde. O bir aralar elimden topraklarımı almıştı. Sıra toprakları almak bendeydi. Beylik bana geçecekti.

Elime telefonu aldım. Bir yandan da kendi kendime tepindim. "Aptal." Diye bağırdım. "Uyuz." Derken ayağımı yere vurdum.

Sohbetimize girip dünkü mesajları okuyup , kendi kendime tekrar sinirlendim. Allah tüm nefretimi bu çocuğa vermişti. Sinirlerimi bastırıp yazmaya karar verdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DENİZ KENARINDAKİ ATEŞ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin