12. BÖLÜM

31.1K 2.4K 1.3K
                                    

Buraya bölümü okuduğumuz tarihi yazalım mı? 💙

Canım Arhavili ailem, biz geldik. 💙 Siz bu bölümü okumayı bitirdiğinizde, muhtemelen gece yarısından sonraki 2-3 saat içinde 13. Bölüm de gelmiş olacak. Bildirimlerinizi kontrol etmeyi unutmayın. 🥰 Wattpad'de sorun olduğu söylendi, unarım yoktur. Buraya yorum bırakarak test edebiliriz🥰

Desteğiniz en büyük motivasyonum. Bu yüzden sizden ricam, eğer severek okuyorsanız tüm bölümlerden oylarınızı ve bolca satır yorumlarınızı esirgememeniz... 🥰 Emin olun, hepsi beni çok çok mutlu ediyor. 💙 Ve ayrıca bize Instagram, Tiktok ve Twitter paylaşımlarınızla destek olabilirsiniz. Hepsinde #Arhavili etiketini takip ediyorum. 💙

Hepinizi çok seviyorum. Yorumlarda buluşalım. 🥰 Keyifli okumalar... 💙

🌊

12. BÖLÜM

♪♪ Bölüm Şarkıları:

Tarkan ~ Vazgeçemem

🌊

06 TKN 68 plakalı gri Aston Martin'in ışıkları, önümdeki ağaçlı yolun sonunda ansızın kayboldu. Zihnim o anda ne ayağımı yere sinirle vurduğumu fark ediyor ne de bana doğru yaklaşan adım seslerini duyuyordu.

Gözlerim tüm görüntüleri usul usul geri sardı ve en nihayetinde az önce aracın hareketlendiği noktada durdu.

Hafızamda daha geri gitmeye cesaretim yoktu; çünkü dudaklarım yalnızca ani bir hareketten doğan o belli belirsiz sürtünmenin etkisiyle hâlâ yanıyordu.

Duruşumu dikleştirdim; çünkü göğsüme küskün bir ağırlık çökmüştü.

Dudaklarımı sertçe ısırdım; çünkü beni dinlemeyen bir adamın ardından endişe olduğunu kabullenemediğim bir hisle bakarken, kalbim düzensiz bir ritimde atıyordu.

Tüm o yakınlığımıza rağmen nasıl kolayca toparlanıp gidebildiğini düşünmekse, yeniden öfkemi kuşanmama neden oluyordu.

Dişlediğim dudaklarımı serbest bırakıp, kulağımdaki beni rahatsız eden kulaklığı fırlatıp yere attım. "Seni düşünende kabahat zaten! Öküz!" diye söylendiğim sırada, kolumdaki dokunuş beni hazırlıksız yakalayarak sıçrattı. Aynı saniyelerde bakışlarım, az önce tozu dumana katarak önümden geçen arabanın, asfaltta bıraktığı izlerden güçlükle ayrıldı. Fakat aklım için aynı şeyi söylemek zordu, sanki Tekin'in arabasında kilitli kalmıştı. İçimden bir ses "Sadece aklın mı?" diye fısıldadı ama neyse ki onu yok sayacak iradem vardı. Lila'nın evin önünden yanıma kadar gelişini dahi fark etmeyişimin başka nedeni olmasa da inkâra sığınmak şimdilik daha kolaydı.

"İyi misin?" diye sordu Lila. Gözlerinde dikkat, merak ve bir parça da endişe vardı.

Derin bir nefes alarak, "İyiyim," diye yanıtladım. Henüz az önce yaşananların etkisinden kurtulamamıştım ama yine de gülümsemeye çalıştım. "Sen nereden çıktın böyle?" diye mırıldandım nihayet silkelenip ona sımsıkı sarılırken. Bu sırada evin önüne çıkan adamları görmüş, aralarında Cihan'ın da olduğunu son anda algılamıştım.

"Dayanamadım, geldim," dedi Lila zarif kolları beni sararken. "Merak ettim seni. Gözümle görmek istedim."

Olduğumuz yerde hafifçe sallanarak sarıldıktan saniyeler sonra birbirimizden uzaklaştık. Ben "Neden daha önce haber vermedin geleceğini?" diye sorarken, onun dikkatli bakışları hâlâ benim üzerimdeydi.

ARHAVİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin