14.

50 14 14
                                    

Hello aşklarım nasılsınız

Uzun zamandır bölüm yazamıyordum. Aklıma bir şeyler gelmiyordu hemde yoğun olduğum için yazamıyordum.

Bu bölümü biraz uzun tutmaya çalıştım .

O zaman hadi okumaya başlayalım:)

O zaman hadi okumaya başlayalım:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*
*
*

Hyunjin'in ağzıyla;

Seungmin'i sınıfına bırakıp yavaşça uzaklaşırken jisung'un çığlığı ile beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Nasıl seungmin'i yerde baygın bir şekilde alıp revire götürdüğü mü hatırlamıyordum bile. Herşey o kadar karma karışıktı ki hiç bir şeyi algılayamıyordum.

Şuan hepimiz revir'in önünde toplanmış seungmin den bir haber bekliyorduk. Okulun hemşiresi sadece bayıldığı için hastaneye gitmesine gerek olmadığını söylemişti. Ne kadar diretsemde hastaneye gerek olmadığına ikna ettirmişlerdi.

Seungmin'i baygın bir şekilde yerde gördüğüm de beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Sanki yer ayağımın altından bir kaç saniye çekilmiş tutunmak için yer aramıştım. Jisung seungmin'in önünde eğilmiş kendini yırtarcasına ağlıyor çığlık atıyordu. Kendime gelmemi sağlayan da başka birinin çığlığıydı. Felix ve Jeongin yanımdan koşarak ve seungmin'in adını haykırdıkların da hızlıca kendime gelip sevdiğim adamın yanına ulaşmıştım. Hızlıca eğilip seungmin'i kucaklamış revire doğru koşmaya başlamıştım. Arkamdan diğerlerinde geldiğine emindim. Nefes nefese revire ulaştığım da seungmin'i kontrole alıp beni yanından çıkarmışlardı.

Hepimiz dışarda onu beklerken kafam da binlerce senaryo dolanıp duruyordu. Birden bire ne olmuştu da bu hâle gelmişti,gelmiştik. Benim biricik sevgilime ne olmuştu da bu hâle gelmişti. Seungmin'i o halde gördüğüm de onu kaybetme duygusunu bütün hücrelerim de hissetmiş nefesim kesilmişti. Ellerim ayaklarım buz kesmiş sanki işlevini kaybetmişti. Hareket edemez hâle gelmiştim. Kalbim bilmem kaçıncı kanını pompalıyordu hiç bir fikrim yoktu. Sanki bu hızda atmaya kan pompalama devam ederse olduğu yerden fırlayıp ayaklarımın önüne serilecekti.

Gözlerimi sıkıca kapatıp sevgilimin iyi olduğunu iyi olacağını içimden tekrar etmeye başladığımda gözümün önüne yerde baygınca yattığı an gelmişti. Hızlıca gözlerimi açıp yaşlı kirpikleri mi bir kaç kez kırpıştırmıştım. Ağlamamıştım ama gözlerimin yandığını hisse de biliyordum. Bakışlarımı yukarı dikip kendime gelmeye çalışmış bakışlarımı koridorda seungmin'i bekleyen arkadaşlarımıza çevirmiştim. Felix hâlâ sarsılarak ağlamaya devam ederken chan hyung da onu sakinleştirmek adına kollarının arasına almış sırtını okuşuyup kulağına güzel şeyler fısıldıyordu.

Jeongin sevgilisinin kolları arasında sesizce göz yaşlarını döküyordu. Son olarak onu yerde ilk gören jisunga baktığımda sanki transa girmiş bir şekilde karşıda ki duvarı izlediğini ve sarsıldığını görmemek elde değildi . Yanında oturan minho da onun bu hâlini endişe ile izleyip sakinleşmesi adına sırtını okuşuyor ve bir şeyler söylüyordu. Ne söylediğini duymasam da hiç işe yaradığı söylenemezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

"İlelebet Aşk" ~HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin