8. BÖLÜM ÇEVİRİ

171 22 36
                                    

"Han ailesi... Bir kralın hırsı yüzünden öldü... Aptal bir kraldı o. Çok bencil ve aptaldı." Jisung yutkunmuştu.

"O kral... Sen değilsin, değil mi?"

"Değilim, merak etme."

"Kim o halde?"

"Sabret, öğreneceksin." Kafasını olumlu anlamda salladı. "Bu kral Bay Han'a aşıktı. Aşık değildi, daha tehlikelisiydi. Takıntılıydı ona. Bir karısı ve 7 yaşında bir çocuğu olmasına rağmen hem de." Derin bir nefes almıştım. Şimdi başlıyorduk. "Han ailesinin 3 yaşında bir oğlu vardı." O hali aklıma gelince gülümsemiştim. "Saraya gemişti bir keresinde. Çok tatlıydı." Ondan bahsettiğimi anlayınca o da gülümsemişti. Bu bana son gülümseyişi olabilirdi. "Han ailesinin maddi durumu iyi değildi. Bu onların suçu da değildi. Ülke ekonomisi çok berbattı çünkü. Bay ve Bayan Han'ın çocuklarının karnını doyurması gerekiyordu. Bir şeyler çalmak zorunda kaldılar. Sadece ihtiyaçları olan bir ekmek ve bir şişe sütü alıp gizlice kaçacaklardı. Planları buydu. Eğer son anda yakalanmasalardı başaracaklardı da. Onları yakalayan muhafızlar saraya götürmüştü onları. Kral, sevdiği adamın başka birini sevdiğini ve o kadından bir çocuğu olduğunu öğrenince maffolmuştu. O küçük çocuğu bile öldürmek istemişti o an. O gün Han ailesinin öldürüldüğü ve eşcinselliğin yasaklandığı gündü. Kral, Bay ve Bayan Han'ı idam ettirmiş ve o küçün çocuğu, Han Jisung'u ölüme terk etmişti o gün. Eğer çocuğun bir halası olmasaydı ve ona sahip çıkmasaydı o çocuk açlıktan ölecekti." Bir süre susup tepkisine bakmıştım. Öylece bana bakıyordu. Hikayeyi yarım bırakamazdım. Tamamını anlatmam gerekiyordu. "Olanların ertesi günü çocuk ve halası saraya gelmişti. Halası defalarca özür dilemişti kraldan. Kral da affetmişti onları..." Bir süre ikimiz de susmuştuk.

"Minho..."

"Bekle, daha bitmedi." Susmuştu. "Lee Minho... Onu o gün sarayda görmüştü. Henüz 7 yaşındaydı. O çocuğu görünce çok şaşırmıştı. Çocuk aşırı sevimliydi çünkü. Aradan yıllar geçti. Minho babasının zoruyla bir kadınla evlendi. Kadının kişiliği öyle berbattı ki... Minho kadını görmemek için kütüphanesinden çıkmaz olmuştu. Bir gün Minho kütüphanede bir defter buldu. Babasının yaptığı tüm pislikler o defterde yazılıydı. Han olayı da... Minho bir karar aldı o gün. Ertesi sabah hep beraber bir yolculuğa çıkacaklardı." Jisung bana sıkıca sarıldı ve başını göğsüme gömdü. 

"Sus, lütfen. Daha fazla anlatma."

"Ama daha bitmedi."

"Minho, seni seviyorum. Yalvarısım sus. Seni sevmeye devam etmek istiyordum."

"Kısacası kendi ailemin ve eşimin katili olduğumu duymak istemiyorsun." Acıyla yüzüme bakmıştı. 

"Evet. Sevdiğim adamın böyle bir şey yaptığını duymak istemiyordum."

"Artık sevmiyorsun, değil mi?" Biraz sustu.

"Lanet olsun... Seviyorum, çok seviyorum." Dayanamayıp kollarımı ona sardım. Sırtını okşamaya başlamıştım. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu ama sessizdi. Pijamam ıslanıyordu göz yaşlarıyla. Bu kadar şeyi art arda öğrenmek gerçekten zordu.

"Özür dilerim."

"Senin suçun yok."

"Yine de çok özür dilerim."  Belimesarılı olan kollarını biraz daha sıkılaştırmıştı. Göğsümdeki başına bir öpücük kondurmuştum. 

"Yapma. Henüz eşcinsellik yasağı kalkmadı." Trip mi? 19. Yüzyılda mı? Cidden mi?

"Tamam, yarın halledeceğim." Gülümsemişti. Ağlamaktan kızarmış olan burnuna burnumu değdirdim. O gece, her şeyin başlangıcıydı belki de. Sözsüz bir şekilde birbirimize güvenimizi söylemiştik ikimiz de. 

_______________________________

Bi tane misafir cocugu var bogcam veleti. AnNe GiDeLim aNnE GiDeLiM YETER AMK AGLAMA BOGUCAM SENI SUS VELET SUS







Nazende / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin