(21)

153 24 2
                                    

Hi.

İyi okumalar. Bu bölümü hemen yazıp attım. Düzensiz bölüm atsam da sorun olmayacağını düşünüyorum.

İyi okumalar.
___

İlk gözünü açan Chan olmuştu. Bütün yorgunluğu gitmişti. Ama fark ettiği şey ile kısıkça gülmüştü.

Seungmin Chan'ın üstündeydi. Kafası göğsüne yaslı, elleri de iki yana açılmıştı. Çok tatlıydı.

Chan uyandırmak istememişti ama gözü saate takılınca, işe gitmesi gerektiğini anlamıştı. Her gün, geç de olsa, 1 saatliğine de olsa şirkete giderdi.

Patron o olsa bile, elinde sigarasıyla koltukta oturup emir yağdıranlardan değildi. Bir zamanlar kendisi de çalışan olduğu için, diğerlerini anlıyordu.

Kafasına esiğinde o bile dosya hazırlıyordu. Halbuki o sadece imzalamakla yetinmeliydi.

Bunları bir kenara atıp, ellerini Seungmin'in iki yanına dolayarak koltuğa onu çekmiş, kendisi kalkmıştı yavaşça. Üstünü de yandaki hırkayla örtmüştü.

O biraz uyurken, yemek yapıp hemen çıkmalıydı. Mutfağa ilerlediğin de derin nefes vermişti. Ne yapacağını düşünürken, çalışanlarına bu gün izin verdiği aklına gelimce elini alnına vurdu.

Neyse, ha gayret kendisi yapa bilirdi bir şeyler...

Evet evet, yaptığı şey kızarmış tavuk ve ramen olmuştu. Tabii seslere uyanan Seungmin, arkadan uzun süre onu izlemişti.

Chan bunun farkındaydı çünkü bir süre önce pıtı pıtı ayak seslerini duymuştu.

"Yemek hazır."

Seungmin gözlerini büyütmüştü. Ne ara anlamıştı geldiğini. Hatta ikinci şok ise yemek yapmasıydı.

Tepkisini fazla göstermemek adına ilerlemişti masaya. Sessiz geçmişti yemek.

Chan onun hâlâ kendini suçlu hissettiğini anladığında, elini onun eline atıp konuşmuştu.

"Seungmin, cidden sorun değil aslında. Bana söylememen biraz üzdü ama bu yüzden kendini suçlu hissetme. Akşam ben gelince de, evde hoplaya hoplaya yürüp, gülücükler saçan, dağınık saçlarıyla fazla güzel gözüken ve en önemlisi.. Harika bir kurabiye yapan Seungmin'i görmek istiyorum."

Eliyle saçlarını okşamış, kalkmıştı masadan. Dedikleri Seungmin'i şoka uğratmıştı. Chan cidden onu öyle mi görüyordu.

Aish. Yine düşünceler. O bunları düşünene kadar, Chan kapıya ilerleyip ayakkabısını giymişti.

Seungmin kapıyı kapatmak adına ilerlediğinde ise Chan son olarak "Yaptığım şey içinde, özür dilerim," Kollarını iki yana açmıştı. "Affeder misin?"

Seungmin bununla minikçe gülümsemiş, sarılmıştı hemen o da. Chan ayrılmadan hemen yanağına kaçamak bir özür öpücüğü kondurarak çıkmıştı evden.

Evde kendisi yüzünden koltukta tepinen Seungmin'den habersiz şirkette neler yapacağını düşünüyordu..

Bir süre sonra mercedes'inden inerek şirkete adımlamıştı. Asistanı hemen yanına gelerek bu günki programı açıkladığında çok işinin olduğunu anlamıştı.

Anlaşılan Minho yine sevgilisinin yanında olmayı tercih etmişti ve bu yüzden işi zorlaşmıştı.

Ama odasına girdiğinde ayaklarını masaya uzatıp, geriye yaslanarak elinde kahve ile uyuyan Minho'ya şaşırmıştı. Demek ki üşenmemiş ve yardıma gelmişti.

Ona yaklaşarak ayağını masadan ittirdiğinde, Minho gözlerini açmış, ama yanlışlıkla da kahveyi yere damlatmıştı.

"Tanrım.. Ne yapıyorsun burada?"

"Ooo Minho bey, siz buraya uğrar mıydınız ya. Her işi bana bırakıp gittin sanmıştım. Şu gözünü ayır bir Jisung'dan."

"Bana diyene bak. Ağzının suyu akıyor Seungmin'e. Şirkete geldiğin saate bak," masadan telefonunu alıp ona çevirmişti.

"Saat 1 lan 1. Bu arada, şirketin yarısı benim. Allah korusun ölür gidersen bana kalır yani." Diyerek göz kırpmış, masadan kalkmıştı.

"Boş yapma, hadi koş Jisung'cuğuna. Benden de selam söyle akşam sizdeyiz." O da göz kırpmıştı. Minho üflemiş, "Rahat bırakın artık evde yemek kalmadı. Jisung'uma yazık." Diye söylene söylene çıkmıştı odadan.

Chan kafasını iki yana sallayıp deri koltuğuna oturmuş, sağ tarafında Minho'nun bazılarını imzaladığı ama hâlâ dağ kadar olan dosyaları alarak, okumaya başlamıştı.

Epey başarılıydı. İlk seferlerinde küçük olsa da, zamanla gelişmişti. Ona en lazımlı şey ise sabırdı. Yapabileceğine inanarak, sabrederek gelmişti buralara.

Şimdi ise emeğinin karşılığını fazlasıyla alıyordu. Bu şirket onu fazla değiştirmişti. "Ah canım, iki gözümün çiçeği CB97'im.." Gülümseye gülümseye gelen tekliflerin arasından bazılarını kabul etmişti. Artık her şeye sahipti.

Tek derdi artık Seungmin ile bir geleceğinin olmasıydı.

____

Evett. Chan artık galiba duygularından emin. Sadece karar veremedim, olaylar çabuk mu gelişiyor yoksa daha mı yavaş?
Bilgilendirirseniz sevinirim. Bir ton iş varken Seungchan moment izlemek>>>

I'm Always With You •Chanmin°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin