Hi.
İyi okumalar.
Finale doğru gidiyoruz:(
____"Seungmin, ne ara bu kadar yemek yemeye başladın?" dedi Felix.
"Bilmem, iştahım açılmış her halde."
Şu an Felix ile birlikte bir restoran da oturup yemek yeyip, sohbet ediyorlardı. Sabah Chan erkenden işe gidince, Seungmin de izin alıp görüşmüştü arkadaşıyla. Tabii yanlarında Hyunjin de vardı.
Hatta Felix'in, kulağına dediklerine göre Hyunjin ondan etkilenmiş. Yanlarında Hyunjin olduğu için pek konuşamasalar da ertelemişlerdi bu sohbeti.
Yemekten sonra Han nehri boyunca yürümek ve sohbet etmek kararı almışlardı. Onlar gezerkem, arkalarındaki Hyunjin onları yalnız bırakmak adına biraz uzaklaşmıştı.
Seungmin Chan'a karşı hissettiklerini arkadaşına anlatırken, arkadaşı da kendinden geçiyordu. Bu günün sohbeti ve asıl konukları Chan ve Hyunjindi.
Bir süre daha gitmiş, ellerinde kahve ile bir yer bulup oturmuşlardı. Seungmin Hyunjin'e doğru bakınca telefonla konuştuğunu ve sinirle yerdeki taşa ayağıyla vurduğunu gördü. Telefonu cebine koyan Hyunjin onlara yaklaşmıştı.
"Seungmin, Chan söylemememi istedi ama söylemezsem de meraklanırsın diye düşünüyorum. Chan şu an evde vurulmuş. Düşman taraf gizlice baskın yapmış bizimkilere." dediğinde Seungmin ayağa kalkmış, Chan'ı aramaya yeltenmişti ki Hyunjin kolunu tutup durdurdu.
"Chan'a söyleme. Eve git. Sonra haberin olmuş gibi yap. Sakin ol. İstersen Felix ile gidin. Felixin elini tutup, koşarak onları daha önceden bekleyen arabaya binmişti.
Şoföre hızlı olmasını söylediğinde kısa sürede gelmişlerdi. Arabadan inip kapıyı çaldığında açan yardımcıyı gördü, küçük bir gülümseme vererek arkadaşıyla eve geçti.
Salonda koluna pansuman yapmaya çalışan Chan'ı gördüğünde ona doğru ilerlemişti. "Chan, iyi misin! Ne oldu böyle. Tanrım.."
Chan onu gördüğü gibi ayağa kalkmış, Felix'e baş selamı vermiş ve gülümsemişti.
"Yok bir şeyim Seungmin, biraz sıyırmış işte. Acımıyor hem." dediğinde Seungmin göz devirmiş, koltuğa oturtmuştu onu.
Arkasıyla da Felix oturmuş, konuşmuştu. "Geçmiş olsun."
Pansumanı kendisi dikkatlice ve yavaşça yaparak bitirmişti. Chan'a bir ağrı kesici getirmişti içmesi için. Bardağı masaya koyduktan sonra konuşmuştu.
"İyi misin şimdi?" kafasını salladı Chan. "İyiyim dedim, merak etme."
Eve gelen Hyunjin, Chan'a yaklaşmış, iyi olup olmadığına bakmıştı. Zaten haberi alan Jisung, diğerlerini de aramış, haberdar etmiş ve Chan'ın veinde buluşacaklarını söylemişti.
Kısa sürede her kes oradaydı. Bir kolu sarılı olan Minho'ya triplenen Jisung, Seungmin'e iyi olduğunu anlatmaya çalışan Chan, Jeonginle flörtleşen Changbin ve Hyunjin'in onu tavlamaya çalıltığı sesleri bölmüştü Felix.
"Madem her kes burada, hadi eğlenelim! Biraz gülümseyin ya." diyerek telefonundan Perfect açmış, kendi kendine dans etmeye başlamıştı yavaş hareketlerle.
Bunu anlayan Minho, ayağa kalkarak elini Jisung'a uzatmıştı. Jisung anlayıp elini tutarak kalkmış, diğer elini de omzuna koymuştu. Onlar salonun tam ortasında mükemmel ve kusursuz şekilde dans ederlerken, etraftan diğerleri alkışlıyordu.
Aklına gelen fikirle Chan da ayağa kalkmıştı. Ama Seungmin geri oturmasını ve yarasınıb açılacağını söylediğinde dinlememiş, onu da kaldırarak, Minhogilin yanına götürmüştü.
Çok güzellerdi. Seungmin utanarak gözlerini kaçırmış, Chan ise yarasını unutup pür dikkat Seungmin'e odaklanmıştı. O çok güzeldi. Ama bu güzelliğin sadece kendisine ait olmasını isterdi.
Şarkının nakaratında Chan onun gitmesini sağlamış, ardından kendine çekmişti. Yüzleri çkk yakınken diğerleri bağırışıyordu.
"Aw, çok tatlılar." gözlei dolu dolu onları izleyen Felix, farkında olmadan Hyunjin'in koluna sarılmıştı. Onu gülümseyerek izleyen Hyunjin"i görmesiyle o da minik bir gülümsemeyle karşılık vermişti.
"Ee, her kes kalktı güzelim, bizde kalkalım mı?" gülerek soran Changbin'le Jeongin hemen kalkmıştı.
Onlarda büyük salonda dans ederken Felix "Hepsi bir birine yakışıyor. Allah'ım nasip eyle." dediğinde Hyunjin "Nasibin tam da karşında Lee Felix."
Hemen onu kaldırmış, diğerlerinin yanına gelmişti. Sonraysa Jisung "Hadi eşlerimizi değiştirelim!"
Dediği gibi hemen Seungmin'in yerini almış, ellerini Chan'ın boynuna koyarak onların göremeyeceği şekilde sevgilisine göz kırptığında, onu hemen anlayan sevgilisi Seungmin'i kendisine çekerek dans etmeye devam etmişti.
Tabii Changbin'le Felix dans ederken, Hyunjin Jeongin'le ediyordu dansın sonuna yaklaşırken. Chan tabii ki kıskanmıştı. Çünkü Minho her iki elini de Seungmin'in beline koymuş, kulağına bir şeyler söylüyordu.
Ne alâ! Sevgilisi olan arkadaşından bile kıskanıyordu onu. Sonra şarkı bittiğinde hemen onları ayırmıştı tabii. Seungmin de anladığı için gülmüş, Jisung'un ona sırıtarak baktığını gördüğünde kendşne gelmişti.
Her kes alkışlayarak oturmuş, sohbet devam ederken Jisung Chan'a yaklaşıp, "Sen cidden seviyorsun, açılman gerek abicim." derken Chan'ın aklını karıştırmıştı tabii ki.
____
Oy verin oy
Ben daha nasıl sevgili olacaklarını planlamadım..
Neyse ya hallederiz, sıkıntı değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Always With You •Chanmin°
General Fiction~Tamamlandı~ "Bir şartım var" "Ne o?" "Her zaman bulduğunda benimle vakit geçireceksin..." #chan #seungmin