Evett 1. Bölümü girişi yazdıktan iki gün sonra atıyorum. Değerimi bilin jkhgfgh.
Yorum Yazıp Oy Vermeyi Unutmayınn🌷
"Eğer sizi üzen kişilere hala selam verebiliyorsanız,
Bu vicdanınızın sadakasıdır."
-MEVLANA
Bir kadın çığlığıydı duyduğum. Tiz ama aynı zamanda korku dolu bir ses. 'Yardım edin!" diye bağırıyordu. Umursamadım ama. Çünkü rüyamın bir parçasıydı bu ses. Gerçek değildi. Rüyamda bir kadın sesi vardı. Rüya mı yoksa kabus mu? Emin değildim. Gördüğüm şey ise okyanusa düşmüş, en derinlerde duran, yüzmeye bilmeyen, bilse bile şuan olduğu durumdan dolayı yüzemeyen bir kadının kurtulmak için bağırarak attığı yardım haykırışlarıydı. Nasıl okyanusa düştüğünü sormayın! Açık konuşmak gerekirse bende deniz düşmek için ne halt yaptığını bilmiyordum. Ama birden büyük bir düşme sesiyle birlikte dış kapımın çalmasını beklemiyordum.
O an anladım ki kadın çığlığının rüya değil de gerçek olduğunu. Gözlerimi yavaşça açıp yorgun bir nefes verdim. Yumuşak, çift kişilik yatağım da doğrularak telefona doğru uzandım ve elime aldım. Hala karanlıktı, muhtemelen gece yarısıydı ve saat oldukça geçti. Telefonumu açtığımda beni karşılayan ilk şey telefonumun müthiş ekran parlaklığıydı. Kör olacakmışım haberim yok.
Saate baktığımda yanılmadığımı anladım. Saat 03.45'di. Kapım tekrar çalınca dik bir duruşla ayağa kalktım. Şuan hayvan gibi korkuyordum ama yine de dik olmalıydım. Ben buna alışmış bunu öğrenmiştim. Dik durmayı gerektiğin de bilirdim. Eğer şuan korktuğumu belli edersem korkum bir ok gibi bana saplanacaktı.
Odamın kapısını açıp koşar adımlarla -ama sakince- mutfağa gittim. Çekmeceyi açıp içinden elime gelen ilk bıçağı aldım. Çoğu zaman bina da ki bazı hayvan varlıklar yüzünden böyle olaylar yaşanıyordu. Ne olduğunu muhtemelen anlamışsınızdır. İçimden geçirmek bile istemiyordum. Birde üstüne üstlük benim oturduğum kattaydı bu sapık, şerefsiz ve mal adamlar. Defalarca hatta milyonlarca kez şikayetçi olmuştum. Ama adamlar bir şekilde kurtuluyorlardı. İftira atıyorsun diye bağırıp beni suçlu çıkartıyorlardı.
Her şeyi sabaha unutuyorlardı fakat yaşattıkları unutulmuyordu. Benim evimin olduğu katta çoğu olay yaşandığı için dolayısıyla kadınların imdatlarına ben yetişiyordum. Diğerleri kapı deliğinden izliyorlardı.
Bu olayı yaşayanlar ise kendilerini korumayı bilmiyorlardı. Tek bildikleri sadece malum yerlerini kapatacak bir elbise giyinip mekandan mekana geçip erkeklerle yatmak ve sabah hiç bir şey olmamış gibi yaşamaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
FantasíaKim ister ki böyle bir hayatı? Yaşamak, yaşamak bile bana ceza gibi geliyordu. Sevilmeyen birisiyim ben. Neden taksınlar beni? Onlara istediklerini veremem, yapamam. Mutlu edemem, boğarım, bunaltırım, bıktırırım. Ben Rana. Hayatı boyunca hep dışlana...