Şuraya en hızlısından bir oy ve başlangıç tarihi aldıktan sonra sizi kurgumuzun ellerine bırakıyorum 🙃❤️
................
Ben... Konuşamıyordum... Sesim gitmişti benden. Alınmıştı. Diğer her şey gibi onu da çalmışlardı benden. Bu gerçek beynimi sarsarken korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Olduğum yerde kaldım o an. Ne olmuştu bana, sesime? İlerideki ekip arabasının sesini duyuyordum ama ona ulaşamıyordum. Az önceki adam tam dibimde bittiğinde bileğinden tutup beni kendine çevirdi. Gözünden sicim gibi yaşlar boşanırken acizliğimde bir kez daha yüzleştim...
Ayakların boşaldığında kendimi asfaltın üzerine bıraktım. Yine yaralıydım. Yine kanıyordum, yine zarardaydım...
Adam küfürler savurup yerdeki bedenimi tekmelerken hissizleşmiş gibiydim. Kaybettiğim tek şey sesim değil, duygularım, hissettiklerim, acılarım olmuştu bu gece... Bedenimde tıpkı ruhum gibi baş kaldırmıştı. Bedenimde ruhum gibi kadere meydan okumuştu... Canımın yanmasına izin veriyordu belki ama acıyı hissetmeme engel oluyordu. Adamın küfürlerini göz yumup gözlerimin kapanmasına izin verdim. Gözlerimin kapanmasıyla kararan dünyamda sadece o sarhoşun sesini duyabiliyordum.
Güldüm bu halime. Başkaldırmak istesem ne yapabilirdim ki? Konuşacak, bağırıp çağıracak mıydım? Hayır, bunu yapamazdım. Buna dahi gücüm yetmezdi...
Adamın sesi her saniye daha da artarken başka, bambaşka bir ses ilişti kulaklarıma. Melodi gibi gelmişti bu ses ruhuma... Gözyaşlarım akmayı bıraktığında dinlemeye başladım. Şu an tek istediğim o sesi duymak sanırım. Ruhumu dinlenmeye ihtiyacı vardı. Belki de benim, o sesin sahibine ihtiyacım vardı...
ღღღღღღღღ
Emindim. O sokağın başında birini gördüğüme emindim. Tıpkı o kişinin bizden korkup da kaçtığına emin olduğum gibi. Sebepsizdi belki ama gözlerinde o korkuyu görmüştüm. Tanıyordum korkuyu. Biliyordum o duyguyu. Boş sokağa bakarken Ela'nın sesini duymamla evin kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı hiç durmadan aralıksız bir şekilde çalmaya başladım. Beklemeye niyetim yoktu. O kızı kimsesizliğin kucağına bırakamazdım daha fazla. Önünde durduğum kapı açıldığında karşımda 50 yaşlarında gözüken pijamalarıyla, kalın çerçeveli kavanozaltı gözlükleri ile yaşlı bir kadın çıktı. Fazla beklememe gerek yoktu. Kadın daha ağzını açamadan "Besra Nur Pera Aymergen'i arıyoruz burada mı?" dedim
Kadın inme inmiş gibi donup kalırken "Tanımıyorum kim o?" dedi. Sabrın mı sanıyordu bu gece Allah aşkına?! " Bakın Güzin hanım, kızın sürekli sizinle görüştüğünü biliyoruz. Kayıp ve büyük ihtimalle çok zor bir durumun içinde. Lütfen, burada mı?" Kadının gözleri korkuyla açılırken "Besra'm, o iyi mi, ne oldu ona? Babası olacak o adam bir şey mi yapmış, ne olur söyleyin Besra nerede?" dedi. Elinle çenemi ovuştururken "size gelmedi mi?" diyebildim.
Hani tanımıyordun demek vardı ya neyse
"Hayır gelmedi bana. Bu gece gelecekti ama çok geç kaldı. Bu saatten sonra gelmez diye düşündüm. Onu bekliyordum ben de zaten. Ne olur bir şey söyleyin, iyi mi Besra?" Ben susarken Ela "Bilmiyorum, tek bildiğimiz kimsenin ona ulaşamadığı" demişti. Gözlerim tekrar karanlık sokaklarla buluşurken "Hanımefendiyi polis arkadaşlarla emniyete gönderin Ela, sokaklar tekin değil. Hele ki geceleri. Buraya gelmeye çalıştıysa ve tenha yollardan geçtiyse iyi şeyler olacağını düşünmüyorum." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLSİZİN ÇIĞLIĞI
RomantikHaykırışları, feryatları kuru kahkahalarla televizyon şovlarının gürültüsüyle bastırılmış bir çocuktu Aymergen. Çok şey aldılar ondan. Çok şey gitti ondan. Konuşmaya korktu o. Hep ağladı, bağırdı, çağırdı belki ama onun yangını hep içindeydi. Ta ki...