"ve gittiler"
yeni kuruyan gözyaşlarım tekrar akmaya başladı.
"kimler mesela?"
bakışlarını gökyüzünden ayırıp bu sefer kumsalın derin sularını izlemeye başladı.
"yıldızlar küçük kız, yıldızlar"
bakışlarımı yıldızlara çevirip yıldızların gökyüzüne ya...
Herkese merhaba canlar: Nasılsınız? Uzun zaman oldu ve buraya gelip bu kurguyu yazmayı çok özledim. Ay şuan duygulandım
Beni bu güne desteklediğiniz için çok teşekkür ederimᥫ᭡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𓍯
" İğne bile diktiği yeri saptığında kaybolmuştur insan " 𓍯
Gözlerimi açtığımda karşımda onun yeşil sarı karışımı gözlerini gördüm. Elinde bir not defteri ve kalem almış odanın ücra köşesinde bulunan beyaz sandalyedede oturmuş beni izliyordu. Elimdeki serum sesi kulağımda çınlarkenkollarımdaki yara izleri gözüme ilişti . Bunları ben mi yapmıştım ? Hiç bir şey hatırlamıyordum . Sandalyesini benim yanıma çekip oturdu . Onu sevmiyordum bunu biliyordu. O küçük kızı o sokakta bırakıp gitmiş ve hakketmedigi sözler söylemişti.
" Şimdi daha iyi misin ?"
" Sence iyi gibi mi gözüküyorum "
" Tamam şuanlik iyisin"
Bu adamı hiç bir zaman anlayamıyordum . Kumral saçları uzamış göz harelerindeki morarma geçmişti.
" Sence ben üzülmedim mi kumral ?"
" Neyden bahsediyorsun ?"
Neyden bahsettiğini adım kadar iyi biliyordum ama işte açık açık belli etmesini istiyordum
" Seni o sokakta bırakıp gitmem bilerek mi yaptığımı zannediyorsun istemez mıydım senide kendimle götürmeyi ?"
İçimde kör ateşler duman olmuş misali yanıyordu . Gözlerimden yılların bana yaptığı acımasızlık akıyordu .
" Yalan söylüyorsun sen yalancı bir pisliksin tamam mı? Hadi götüremedin o sözleri niye bana sarf etin ? "
" Beni bırakmanın tek yolu buydu ne yapabilirdim ?"
" Usulca gidebilirdin tüm o iğrenç sözleri sarf etmene gerek yoktu "
Ellerini sıktığını görüyordum ama umrumda değildi bunları hakkediyordu . Benim bir çocuğum bile olamayacaktı bunu biliyordu .
" Sadece senin mi için acıyor benim de bir ruhum yok mu? hiç dedin mi Aras sen neden böylesin , yok !"
Elimdeki serumu çıkardım. Kanayan yarayı bana giydirdikleri beyaz hastane elbisesiyle sildim . Belimi duvara yaslayıp kollarımı kendime çektim