Gözlerini iki eliyle havaya kaldırdığı hançere dikti. Esas rengi yeşil olan hançer şimdi kıpkırmızı gözüyordu kendisini kaplayan kandan dolayı. Hançerin üzerindeki kan yere damlarken son darbeyi de vurdu katil. İki elleriyle tuttuğu hançeri sertçe çocuğa geçirdi. Ve bu son oldu oğlan için. Az önce kıvrana kıvrana nefes alabiliyordu ama artık nefesi kesilmişti. İnleyen sesi çıkmıyordu. Acısını haykıramıyordu çığlıklarıyla. Ölmüştü artık. Çok özlediği annesinin yanına şimdi gidebilirdi Fatih.
"Bunu da yaptım," dedi katil. Deli gibi gülmeye başlamıştı. Bakışları oldukça korkutucuydu. Kendinde değilmiş gibiydi. O gözlerin ardında başka birisi varmış gibiydi. "Bunu da öldürdüm!" diye devam etti sözlerine. Birisiyle konuşuyordu görünürde lakin olduğu yerde kimse yoktu. Eski ve terk edilmiş bir fabrikanın bodrum katında kim olabilirdi ki? Kendisi ve hemen ayaklarının dibinde duran ceset haricinde kimse yoktu orada.
"Ne kadar kaldı?" diye sordu kanlı dizlerini soğuk zeminden çekerken. Büyük bir umutla verilecek olan cevabı bekliyordu.
"Biraz daha!" dedi kafasının içindeki ses. "Sana verdiğim sözü tutacağım fakat bana biraz daha acı lazım!"
"Ne istersen sana vermeye razıyım. Yeter ki karımı ve kızımı bana geri getir!" dedi katil. Sesinde sevinç vardı, özlem vardı, burukluk vardı. Öyle bir bakıyordu ki gözleri, sanki o da ne yaptığını bilmiyordu. Diğer insanlara yaptıklarının farkında değilmiş gibiydi. Onlara işkence çektirdiğinden haberi yokmuş gibiydi. Onları ailelerinden ayırdığını bilmiyor gibiydi. Ve belki de kendisinin katil olduğundan bile haberi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Hançer
Fantasy"Ölmene izin veremem!" dediğinde gözlerinden birkaç damla yaş aktı. Cadının büyüsüne karşılık, hançeri onun kalbinde tutmakta zorlanıyordu. Sevdiği kadının öleceğini bilmekse kendisini daha da güçsüzleştiriyordu. "Git buradan!" 1.Bölümden alıntıdı...