Uzun ve keyifli sohbetlerden sonra saatin 14.00 olduğunu anlayıp yürüyerek gösteri alanına gitmişlerdi.
Sunoo ve Jungwon kendini oyun alanına atıp diğerlerinden kurtulmuşlardı. Onlar ise sadece eğlenceyi izliyor ve anın tadını çıkarıyorlardı. Sessizliği bozan Riki olmuştu.
"Hyunglarım benim daha daha nasılsınız?"
Heeseung gülerek cevap vermişti Riki'ye.
"Asla dakikalar önce bütün geçmişimizi ortaya döküp konuşmadık."
"Evet haklısın Hyungum. Neyse tamam kapattım diye düşünün konuyu."
Heeseung'un tam tersine Jake Riki'nin sorusuna cevap vermişti.
"İyiyiz Riki, ya sen nasılsın?"
"Dünyam başıma yıkıldı. Çok mutlu oldum, az kalsın karalar bağlayacaktım. Çok iyiyim biricik Jake hyungum."
Jay eline aldığı bardaktaki suyu tek dikişte bitirip masaya koymuş ve sohbete katılmıştı.
"Bazen gerçekten ben sizinle nasıl arkadaş oldum diye kendime soruyorum."
Sunghoon Jay'in söylediklerine kahkaha atıp omzuna vurmuştu çocuğun.
"Hadi ama Jay, bu kadar karamsar olma lütfen."
"Sadece şaka yaptım Sunghoon. Hepinizi de çok seviyorum."
Masada konuşup kendi aralarında eğlenen çocuklar uzaklardan bir çığlık sesi duymuştu. Bu ses Sunoo'ya aitti. Riki konuşmaya başladı.
"Galiba bugün de rezil olduk arkadaşlar."
Sunoo sinirli bir şekilde onlara doğru yürüyor Jungwon ise onu sakinleştirmek için yoğun bir çaba sarf ediyordu. Masaya geldiklerinde ise olaylar açıkladı Jungwon.
"Şimdi Hyunglarım merak etmeyin. Sunoo yine oyun oynamak istedi ve makine ile ayıcık tutmaya çalışıyordu. Cebindeki bütün bozuklukları o oyuncağa kaptırdı ama bir tane bile alamadı. Bu yüzden sinirlenip bağırdı."
Heeseung Sunoo'ya bakıp konuşmuştu.
"Ben sana alırım Sunoo. Neredeler göster."
Sunoo aniden mutlu gözlerle Heeseung'a bakıp kolundan tuttuktan sonra makineye doğru koştular birlikte. Jungwon ise hyunglarının yanına gelmişti bu sefer.
Sunghoon konuşmaya başladı.
"Size bir şey söyleyeceğim. Kesinlikle ikisi de elleri boş dönecekler. Bana güvenin."
Evet Sunghoon haklı çıkmıştı. On iki dakika sonra ikisi de geliyordu ve elleri boştu. Hepsi bir ağızdan gülmeye başladı.
Ama sorun değildi çünkü hem Heeseung hem de Sunoo normal bir şekilde yürüyorlardı.
"Sen Heeseung'a bak be. Ne güzel almış oyuncağı."
"Ya Riki kapa çeneni komik değil. Ayrıca makine bozuk, emin ol."
Jake gülerek cevap verdi.
"Evet evet, haklısın."
Dakikalarca bu konuda sohbet etmişlerdi. Sonra hepsi ayrılıp farklı yerlere gittiler. Jay ve Jungwon tiyatro alanına Heeseung, Riki ve Sunoo ise makineden intikam almak için oyuncakların olduğu alana gittiler. Jake ve Sunghoon ise masada kalmışlardı.
Zaman geçtikçe daha fazla artıyordu kalabalığın sayısı. Bu Sunghoon'u biraz rahatsız ediyor olsa bile dayanmaya çalışıyordu. Kalabalığı hiç sevmezdi ek olarak buna yüksek sesler de eklenince ortam hiç katlanılamaz bir hale gelirdi.
Yanılmadı da zaten. Her şey öyle olmuştu masa dolmuş sesler yükselmiş ve çok fazla insan toplanmıştı etraflarına. Bu düşünceler içinden Jake'in sesi sayesinde kurtulmuştu.
"İyi görünmüyorsun Hoonie'm. Bir sorun mu var?"
Sunghoon şaşkın bir şekilde Jake'in yüzüne bakıp gülümsemeye çalıştı.
"İyiyim Jake."
Buna tatmin olmayan çocuk oturduğu yerden kalkıp Sunghoon'un yanına geçti. Ve ona sıkıca sarılıp yanağına öpücük kondurdu. Hoon ise ona karşılık olarak sarılıp başını Jake'in göğsüne yasladı.
Dakikalarca o pozisyonda beklemişlerdi. Sunghoon başını oradan kaldırıp yüzüne baktı Jake'in. Ve konuştu.
"Teşekkür ederim Jake."
"Rica ederim Hoonie'm."
"Ben diğerlerine bakayım, geri geleceğim."
Jake gülümseyerek sevgilisini uğurladı.
Sunghoon masadan ayrılıp hoş bir ruh hali içinde arkadaşlarının olabileceği yerlere doğru yürümeye başladı. Her şey normaldi kalabalıktaki bazı öğrenciler ona kasıtlı olarak çarpana kadar.
Başta önemsemeden yoluna devam etse de sanki krizini tetiklemek için yapıyor gibi ona temas eden öğrenci grubu yaptıklarını sürdürmeye devam ediyordu. Sunghoon ise başkalarının temasından nefret ederdi. Başının döndüğünü hissediyor, nefes alıp verişleri sıklaşıyordu. Ne zaman kalabalıkta bulunsa böyle olurdu zaten.
Arkadaşlarını bulmaktan vazgeçip hızla okul binasına doğru yürüdü. Rahatlaması gerekiyordu. Okulda kimse yoktu neyse ki, herkes kutlama alanındaydı. Seri adımlarla üst katta bulunan lavaboya girdi. Her zaman yaptığı gibi ilk kabine girip kimsenin onu duyamayacağını bildiğinden seslice nefes almaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To My Darkside ~ Jakehoon
FanfictionBu yerde kahramanlar ya da kötüler yok. Sadece ruh hâlimde dans eden gölgeler var. Ardında silüetler bırakarak giderler.