Bay Seo evine vardıktan sonra hemen bir rapor hazırlayıp Choi'ye haber verdi. Bunu duyan yardımcısı acele ile odaya vardı.
Seo bütün bulduğu şeyleri en ince ayrıntısına kadar Choi'ye anlatıp kanıtlarla birlikte ona verdi.
Duydukları ve öğrendikleri ile şoka uğrayan yardımcısı olayın etkisinden hâlâ çıkamamış olsa bile yüzünde sevinç ifadesi ile Bay Seo'ya veda edip oradan uzaklaştı.Yalnız kalan Seo ise araştırmalarına son kez ciddi bir halde odaklanmış raporları Choi'ye iletiyordu. Masanın başından saatler sonra kalkan Seo, zamanın nasıl geçtiğini anlamayıp sersemlediğini hissettiği için bir fincan kahve alıp arkasına yaslanarak içti.
Biraz odasında gezinerek kafasını dağıtıyordu. Gurur verici bir ifade ile sevincini kutluyordu. Kahvesini bitirip başını masaya koydu, ve biraz uykuya daldı. Gece üç sularında aşağıdan sesler geldiğini duydu uykusundan uyandığı için sinirliydi ama sesler onu pek güvende hissettirmiyordu.
"Choi sen misin?"
Sesler kesilmiyordu ve eli ile silahına sarıldı, artık şansı kalmamıştı. Başına gelecekleri tahmin edebiliyordu. Ama yine kaybetmeyecekti. Bu düşünceler arasında kaybolurken kapı kırıldı ve içeri biri girdi.
Silahını ona doğru tuttu tam nişan alıp yaralayacaktı ki karşısındaki daha hızlı davranıp Seo'yu yaralamıştı. Ama amacı onu yaralamak değil öldürmekti. Son kez yerde yatan dedektife sırıtıp amacını yerine getirdi.
Bay Seo'nun son hissettiği şey ise acı verici bir ölüm oldu. Neyse ki odanın köşesindeki kamera her şeyi görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To My Darkside ~ Jakehoon
FanficBu yerde kahramanlar ya da kötüler yok. Sadece ruh hâlimde dans eden gölgeler var. Ardında silüetler bırakarak giderler.