Jake telaşla etrafını araştırıyordu göremeyeceğini bilerek. Ne arkadaşlarından ne Sunghoon'dan bir iz vardı.
Hızlı bir şekilde arkadaşlarını kalabalığın içinde insanlara çarparak arıyordu. Çünkü Sunghoon'u bulamıyordu. Nihayetinde Heeseung'u görmüştü. Aceleyle koşup sordu ona da.
"Heeseung Sunghoon'u gördü mü? Uzun zamandır arıyorum ama bulamıyorum."
Karşısındaki çocuğun çok korkmuş olduğunu gören Heeseung onun bileğinden tutup oturdukları masaya götürüp diğerlerini çağırdı. Kısa bir süre içinde hepsi birleşmiş ve Jake ise olanları anlatmaya başlamıştı.
"Öncelikle sakin ol ve bize anlat Jake."
Hepsi dikkatli bir şekilde Jake'i dinliyordu.
"Ben burada Sunghoon ile oturuyordum daha sonra sizin yanınıza gitmek istediğini söyledi. Ben de onaylayıp gitmesine müsade etmiştim. Ayrılıp gitti. Geç kaldığını farkettim ve onu aramaya başladım, her yere bakmama rağmen hiçbir yerde bulamadım onu. Sonra Heeseung hyungu buldum işte."
Konuşmadan sonra Jungwon sordu.
"Okulun her yerini aradığına emin misin Jake hyung?"
"Evet Jungwon eminim."
"Hepimiz biliyoruz ki Sunghoon kalabalıktan nefret ediyor. Belki de uzaklaşmak istemiştir. Gösteri sonu geleceğini düşünüyorum." Dedi Jay.
Sinirli bir şekilde cevap verdi Jake.
"Eğer gelseydi çoktan gelmiş olması gerekiyordu. Onu biliyorum başına bir şey geldi, lanet olsun onu yalnız bırakmamalıydım."
"Tamam hyung şimdi sakinleş ve tekrar arayalım Sunghoon hyungu."
Birlikte oturdukları yerden kalkıp Sunghoon'u aramaya başladılar. Dakikalarca bahçeyi en ince ayrıntısına kadar aramışlardı. Ama hiçbir iz yoktu Sunghoon'dan. Jake daha çok sinirleniyor ve korkuyordu. Sonra okulun içine girmeye karar verdiler ve hep birlikte aramaya başladılar.
En alt kattan başladılar, hiçbir iz yoktu. Sonrasında en üst kata çıkıp sınıfa bakmışlardı, ama orada da yoktu. Jake artık iyiden iyiye korkmaya başlamıştı.
"Bu çocuk nerede ya hiçbir yerde yok?"
"Henüz her yere bakmadık Jake sakin ol artık. Bu kadar panik yapma."
Soğuk koridorda sadece onların tartışma dolu konuşmaları yankılanıyordu. En sonuna onlardan ayrılan Riki'nin çığlık sesi korkunç bir şekilde duyulmuştu. Koşarak yanına gittiler çocuğun, ama o konuşamıyordu bile.
"H-hyung burada. Biliyordum burada olacağını."
"Kim burada Riki?"
"Lanet olsun burada, hayır inanmıyorum."
Ağlıyordu çocuk korkmuştu anlaşılan. Buna dayanamayan Heeseung bağırmıştı Riki'ye.
"NE GÖRDÜN RİKİ? SÖYLE ARTIK."
O ise konuşmaya çalışıyordu.
"Sunghoon hyung burada ama çok kötü bir halde."
Koşarak oraya gittiler ve gördükleri şey karşısında şoka uğramış halde birbirlerine bakıyorlardı. Heeseung koşarak Riki'ye sarılıp onu oradan almıştı. Jay olayları anlamaya çalışıyor ve gördüğüne inanmıyordu. Jungwon ve Sunoo ağlıyordu. Jake ise koşarak kanlar içinde yerde yatan bedene sarılmış ağlıyordu. Hıçkırıklar içinde bağırıyordu.
"SUNGHOON ŞAKA YAPMA VE KALK ORADAN."
Onu dizlerine yatırmış ağlıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Hayatı o andan itibaren kabusa dönmüştü.
Heeseung Riki'yi bıraktıktan sonra hocalara haber vermek için koşarak aşağıya inmişti. Onlar ise birbirlerine destek olmaya çalışıyor ve bu durumdan kurtulamıyorlardı. Hoca hızlı bir şekilde gelmişti. O da gördükleri karşısında şoka uğramış ve ağlamaya başlamıştı.
*****
Olayın üzerinden saatler geçmişti ama onlar hâlâ ağlıyor ve susmuyorlardı. Olay yerini incelemek için görevliler gelmişti. Pek bir şey bulamadılar. Çünkü kameralar çalışmıyor ve olay yerinde hiçbir ize rastlanmıyordu. Cesetle işleri bitince arkadaşlarını aramışlardı cenazeyi almaları için.
Onlar ise gerekeni yapıp biricik arkadaşları Sunghoon'un cesedini alıp törenini yapmak için işlemlere başladılar.
Cenaze töreni bittiklerinde baş başa kalmışlardı. Hepsi ağlıyor ve üzülüyordu, gözleri kıpkırmızı olmuş, yüzlerinde ise hiçbir renk kalmamıştı.
Bunun böyle kalmasını istemiyorlardı. Sonuçta en sevdikleri ve kendilerinin bir parçası olan Sunghoon'a bunu yapanın kim olduğunu bulmaları gerekiyordu.
Ama bunu biraz daha sonra yapacaklardı çünkü şu an bunu düşünecek bir halde değillerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To My Darkside ~ Jakehoon
ФанфикBu yerde kahramanlar ya da kötüler yok. Sadece ruh hâlimde dans eden gölgeler var. Ardında silüetler bırakarak giderler.