Kuzey'in Kediciği:Sedef
Pis bağımlı: Hakan
Sakat:Yiğit
Süslü: Naz
Bonus kafam: Efe Can
Yakamoz: Ecrin
Ecrin'inki: Kuzey
Buzdağı: Alaz
Afrodit: Buket
Bayan kırmızı dudak: Yosun
Turşu surat:İshak
Doktor Hanım: Simay
İngiliz: Micheal
Yeşil Gözlü Yak...
Baktık çıldırmak işten değil Söndürüp attık cigaramızı Baktık olacak gibi değil Bir adam düşündük camların arkasında Baktık beyaz pardesülü burunlu
Bir adam birdenbire peydahlandı Kaptığımız gibi şapkamızı eski
O eski kadınları bilirsiniz Keder basınca bilhassa hatırlanan Sokaklarda yaşanmış veya evde Karanlığın ortalık yerinde beyaz
Ve sevgili olan enine boyuna Baktık olacak gibi değil Kaptık şapkamızı dışarı çıktık Ama gel ki kazın ayağı öyle değil Baktık değişen bir şey yok ortalıkta
İki kişi bezik oynuyordu veya tavla Birinin zavallı olduğunu gördük O zavallı kadınları bilirsiniz Sevildimi pekalâ sevilebilen Geceyken yağmurluyken hava İyice inceltip ufak yüzlerini Birebir gelirler yağmura karanlığa
O eski kadınlar o zavallı
~Eski Kadınlar~ Cemal Süreya
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah gözümü muazzam bir acıyla açarken acıyla doğruldum. Dün fazla yara almamıştım fakat fazlasıyla yorulmuştum. Yataktan kalkıp lavaboya girdim. Lavaboya girince kendime bakma şansım olmuştu. Göz altlarımda halkalar oluşmuştu. Yanıma aldığım kapatıcıyla göz altımı kapatıp banyodan çıktım. Üstümü de değiştirip kartımı boynuma astıktan sonra yemekhaneye gittim. İçeri girince tüm bakışlar bana döndü, dünkü dövüşten ve Alaz'ın karısı olduğum için benden çekiniyorlardı.
Umursamaz bir tavırla kendime tost ve vişne suyu alıp çocukların yanına gittim. Herkes havadan sudan konuşurken bende boş boş dışarıya bakıyordum, ne iştahım vardı nede gücüm. Bu halim çocukların dikkatini çekmiş olacak ki Kuzey beni yandan dürttü.
"Şşt kedicik neyin var?"
"Dünyadan kediciğe"
"Ha?"
En sonunda bir tepki verdiğim de gözlerimi dışarıdan çektim. Kuzey'e döndüğüm de siyah gözlerini kısmış dikkatle bana bakıyordu. Alaycı tavrımı takınmam sanırım en doğru seçim olacaktı.
"Ne yakınlaşıyorsun be"
Eski alaycı ve sinir bozucu tavrıma dönünce gözünü devirip önüne döndü. Bende önüme dönüp tosta yüzümü buruşturarak baktım. Oflayarak ayağa kalkınca çocukların sorularını umursamadan bahçeye çıktım. Sanırım biraz yürüyüş iyi gelirdi. Yavaşça bahçeden ormana doğru ilerlerken soğuk havayı umursamadım. Yürümeye devam edip bir ağacın gölgesinde durdum. Gölgenin altına oturup derin bir nefes aldım. Şu sıralar her zaman olduğu gibi yine herşey üst üste geliyordu. İşte bundan nefret ediyordum!
