25

375 74 175
                                    

Yorum yapmayan olursa küsüyormuşum.

🌑🌑🌑



Harry, o kişi olduğunu biliyor, bunun haklı gururunu yaşıyordu. Bu daha neydi ki? Onun aklını karıştırmakla kalmayacak, çok önemsediği etik ahlak kurallarını çıplak elle duvar yıkar gibi yıkmasına sebebiyet verecekti.

Sonraysa yaraladığı ellerini Harry'nin iyileştirmesini bekleyecekti.

Tabii o gün geldiğinde Harry bunu yapar mıydı, hiç de emin değildi. Bay Tomlinson kendisine karşı saygısızlık etmiş, bununla kalmayarak öz saygısını ve güvenini de zedelemişti. Belki biraz da narsistlik barındıran kişiliğini, artı olarak egosunu.

Her halükârda, Harry onun yüzünden kendisini çirkin hissettiği günleri de, onun kendisiyle alay edişini de unutmayacaktı. Ne demişti? Önümde çırılçıplak gezsen bile etkilenmem. Böyleydi, değil mi?

Ve Harry ne demişti? Kıyafetlerimi çıkartmak için yalvaracaksınız.

Zafere giden yolda olduğunu biliyordu, çünkü vücudundaki dövmeleri görmek için kendisinden çıplak fotoğraf isteyen adam, daha birkaç gün öncesinde çıplaklığını görmemek için arkasını dönüp giden adamla aynı kişiydi.

Bir şekilde tatmin olmaya başlamıştı.

Bundandır ki, dersine gireli birkaç dakika olan öğretmeni Bay Tomlinson'a arada göz süzerek bakıyordu keyifle.

Demek aklını karıştırıyordu? Dudaklarını ısırarak, itinayla kendisini görmezden gelen adamı inceledi. Üzerinde krem rengi bir boğazlı kazak, altındaysa acı kahve tonlarında kumaş pantolonu vardı. Kazağını pantolonunun içine sokmuş, yine kahve tonlarında tokası geniş bir kemer bağlamıştı beline.

İç geçirmeden edemedi. Beli epey güzeldi, tam da bacaklarını sarmak isteyeceği şekilde hem de. Harry onu süzerken mavilerin ansızın kendisine dönmesiyle donup kaldı. Neden en ahlaksız hayallerinin başrolü olduğu anda gözlerini hissetmişcesine ona döndürmüştü?

Ürpererek bakışlarını kaçırdı. Aslında hem ona meydan okuyup, hem de ondan tırsıyor olması epey ironikti. Yine de onu arzuluyor olsa bile, gerçekten bir şeyler yaşayabileceği birisi olduğunu sanmıyordu. Kim onun gibi ürpertici birisiyle olmak isterdi ki?

Ya da ne bilsin, silik?

Gerçi artık bundan o kadar da emin değildi. Çünkü önceden bir yerlerine takmadan sadece dersine girdiği hocasının, aslında öğrenciler arasında ne kadar da popüler olduğunu yeni yeni görmeye başlamıştı.

Sanki Bay Tomlinson Harry'nin görmeden etrafında dolandığı domino taşını ittirmiş, mutlak bir hakimiyetle oğlanı da içine aldığı domino labirentinde taşların arasında sıkıştırmıştı. Bir fitili de ateşlemiş olabilirdi tabii. Buna verebileceği bir sürü memnuniyetsiz örneği vardı.

Onu görmezden gelse de, elinde tuttuğu bir fitil ipine benzetiyordu. İpin sonuysa kendisine ulaşıyor ve Harry, kendi kendisini patlatıyordu. Üstelik fitili ateşleyen kendisi bile değildi, aptal bir kelebek etkisinden farksızdı yaşadığı durum.

Agnes hiç ona saplantı duymasaydı, hesap açıp fotoğraflarını kullanmasaydı, Bay Tomlinson bunu fark edip üzerine gelmeseydi, o fitil hiç ateşlenmemiş, o domino taşı hiç itilmemiş olacaktı.

Yani, tüm bu bokun içine çekilirken kimse kendisine ona ister mi diye danışmadığından ötürü Harry bu duruma hâlâ öfkeli hissediyordu. Yine de kestirip atamıyordu işte.

Her ne kadar inkâr etse de ona karşı bir merak duyuyor, ayrıca onu pişman etmek istiyordu. Ne uğruna mı? Egosunu kullanarak egosunu ezdiği için. Her şey bununla başlamıştı.

Fake Account// Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin