Harry, her zamankinden daha gergin şekilde sırada beklemeyi sürdürüyordu. Yediği dudakları, sıklıkla kapıya dönen gözlüğün arkasına sakladığı yeşil gözleri, gerginliğini ele vermek için yeterliydi.
Agnes bir gelse, ona gece olanları anlattığı gibi hesabı kapatmaları gerektiğini söyleyecekti. Dün aldığı son mesaja cevap verememişti bile. Çünkü nasıl bir cevap verebilirdi ki? Adam basbayağı ona bel altı konulara girmekten bahsetmiş, sonra da bundan vazgeçmişti.
Neden tuzak kuran onlarken, tuzağa düşmüş gibi hissediyordu?
Elbette ki edebiyat öğretmenlerinin o kişiliğini merak etmesi etik değildi. Hem de Louis denen adam aşağılık herifin tekiyken. Nasıl olurdu da Agnes'le beraberken böyle bir şey yapabilirdi?
Tamam, onunla aralarında ne tür bir şey döndüğünü henüz bilmiyordu ama başlangıçta olsalar bile, bu yine de sadakatsizlikti.
Agnes kesinlikle böyle bir şeyi hak etmiyordu. Kimse böyle bir şeyi hak etmezdi.
Amfiye aniden giren kişiyi görmesiyle, sırasında yerine doğru sindi. İşte, hiç de görmek istemediği kişi sonunda teşrif etmişti. Peki ya Agnes neredeydi? Ona geceden beri ulaşamamıştı.
Bay Tomlinson, imzalı listeyi önüne çekip hiçbir şey demeden uzun uzadıya inceledi. Keskin bakan soğuk mavi gözleri, olduğu yere kitlenip kalmış gibiydi üstelik. Çok geçmeden o gözler amfide turlamaya başladığında, Harry biraz daha yerine sindi ama mavi gözler çoktan üzerinde durmuştu bile.
"Gözlüklerini çıkart, Styles."
Tabii ya, gözlükler. Tanınma ihtimaline karşılık taktığı gözlükler. Ama karşısındaki adam saygısızlıktan nefret eden ukalanın tekiyken, elbette ki uykusuzluktan kızarmış gözlerini de umursamazdı. Tabii bu tamamen bahaneydi.
"Migrenim var Bay Tomlinson, ışık gözlerime iyi gelmiyor. "
"Gözlüklerini çıkartmazsan dersimden kovulursun, genç adam."
Net, olabildiğince net.
Bakışların kendisine dönmesiyle içinden küfür savurdu. Gözlüklerini çıkartırken elleri terlemişti çünkü insanlar umrunda değildi ama kendisine pür dikkat bakan edebiyat öğretmenleri, son derece büyük bir sıkıntıydı.
Mavi gözler bir süre yüzünü taradı. Daha sonra kendisine bir hiçe bakıyormuş gibi muamele göstererek dersine giriş yaptı. Blok şeklinde yapılan derse lanet etmişti Harry. Bir de derse girdikten sonra durmadan titreyen telefonuna.
Çaktırmadan telefonunu almak için çantasına eğildiğinde, üzerinde hissettiği gözlerle yutkunup sadece su şişesini çıkarttı. Neden kendisini izliyordu? Normalde böyle bir alışkanlığı bile yoktu üstelik.
Öncesine kadar tek bir muhabbetleri dahi yokken, şimdi kendisine dikkat kesilmiş olması Harry'yi son derece geriyordu. Sakinliği yüzüne bir maske gibi takarak suyunu yudumladı ve asla onunla göz teması kurmadı.
İlgi, kendi üzerinden çekildiği andaysa ilk iş telefonuna sarılmıştı. Gelen mesajsa, hiç iç açıcı değildi.
Agnes: dün gece Louis ile birlikteydik, son derece sarhoştum ve kalktığımda telefonum elindeydi. Baktığıysa senin shoplu fotoğraflarındı. Onun hayali bir karakter olmadığına Louis'yi inandırmak zorundayız, yoksa bu bokun içine çok fena batacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Account// Larry Stylinson
Fiksi PenggemarArkadaşımın sevgilisini denemek için fake bir hesaptan kadınmış gibi konuşmuştum, en fazla ne olabilirdi ki? ⚓ harrietstyles: Louis sana söylemem gereken iki şey var. harrietstyles: Birincisi ben kadın değilim. ...