6. BÖLÜM. KİMSİN SEN?

59 41 0
                                    

    

             Gözlerimi açmaya çalıştım. Açtım ancak o mal değneği ne ile kafama vurduysa hala başımda ağrı hissediyordum. Sonra birden kapı açıldı içeriye biri girdi. Başımın yanına bir şey koydu. Sonra derin bi iç çekip tekrar kaapıyı açtı ve çıktı. Gözlerimi müthiş bir zorlukla açtım.
Önce etrafa baktım. Oda sadece siyahtı. Normalde bu kadar siyah renk aynı anda kullanılsaydı öyle bir boğucu hava oluşturuldu ki odada nefes almaya üşenirdiniz. Ancak bu oda öyle ferah öyle sakindi ki ömür boyu burada kalsam yine de nefesim kesilmezdi. Sonra başucumdaki komidinin üzerine baktım. Bir bardak su ve bir tame kas gevşetici ağrı kesici ilaç vardı. Başımdaki ağrıdan bir an önce kurtulmak için hemen iki tane ilaç alıp ağzıma aldım ve su içtim. Bir dakika ben neredeydim? Burası nereydi? Cenk abi Volkan abi. Lanet olsun benden ne zamandır haber alamıyorlardı.

   Yavaşça odadan çıktım. Burası benim olduğum odanın tam aksine bembeyazdı. Resmen gözlerim beyazdan körelmişti. Merdiven vardı. Kendimi hemen merdivene doğru yürümeye zorladım. İlerledim ve nihayet merdivenlerin başına geldim. Yine aynı koku vardı ama bu sefer daha fazla ve daha da çoktu kokusu. Aşağıya indim ve kendimi açık konseptli simsiyah aşırı modern bir mutfakta buldum. Kimse yoktu ancak telefon vardı. Hemen Cenk abinin numarasını yazıp aradım. Çaldı çaldı çaldı ama açan olmadı. Mesaj kısmına girdim. "Cenk abi ben bi evdeyim ama neredeydim hic bi fikrim yok. Sana konum atıyorum" diye yazdım ve gönder tuşuna bastım. Nasıl olurdu. Mesaj gönderilemedi de ne demekti. Tekrar aynı mesajı kopyala yapıştır yaptım ve tekrar gönder tuşuna bastım. Yine aynı sonuçtu. Mesaj gönderilemedi. Allahallah ne olmustu böyle birden bire. Arama tusuna bastım ve bu sefer hiç çalmadı. İcimfe garip bir korku vardı ama sanki hiç korkmuyormuşum da alttan alttan cesaret geliyordu.

    Arkamda bir hareketlilik hissettim. Arkamı döndüm ve az önce orada olmadığına dair yemin edebileceğim bir poşet gördüm. Koltuğa doğru yürüdüm. Sanki birden birşey olacaktı. Sanki birden üzerime kurşunlar yağacaktı. Zaten geçen gece yeterince silah kullanıp yeterince can almıştım. Yapmak zorundaydım. Bir gece ya bir gece. Ömrüm boyunca tek bir gece yalnız dışarıya çıktım onda da ölümler,kan ve dehşet vardı. Sahi o adamlara ne olmuştu. Ben kendimi öldüreceğim sırada biri ağzımı kapatmıştı. Kimdi onlar. Ağzımı kapatan kimdi? Beni kurşun yağmuruna tutanlar kimlerdi?  Artık beynim almıyordu.

     Poşeti elime alıp almamakla kararsız kaldım. Vee tabiki kararsızlık kraliçesi ben deniz Ada yine kararsiz kaldım. İcimde sanki o çok sevdiğim dizi olan ÇUKUR'un gerilim müziği çalıyordu. Elimle botumun arasına sıkıştırdığım kelebeği aradım. Tahmin edeyim ki yoktu. Ama yine de işimi şansa bırakmayacaktım. Elimi botumun arasında gezdirdim. Sonra elime birşey geldi. Not gibi birşey. Hemen sessiz bir sekilde botumu çıkardım. Botu havaya kaldırdım ve ağzı olan tarafı kendime çevirdim. Bir not yüzüme düştü. Garip bir sekilde hic bir zaman neredeyse zerresini kanımda hissetmediğim cesaretin  kanımda gezindigini ve dahası beni zehirleyebileceğini fark ettim. Notu elime aldım.

    Allah'ım bu ne kadar garip bir yazıydı. Ya bir harf bir haften küçük olur. Yazım yanlışı olur. Ne bileyim herhangi bir kusur iste. Oyle kusursuz bir yazıydı ki resmen yazı konusunda kendimi ilkokul bire falan gidip okulu aynı gun terk ettiğimi düşünümüştum bir an.

   Aynen şöyle yazıyordu;
     "Kimseye telefon edemezsin çünkü evin yakınlarında beş tane Ceymr var. Acıkırsan poşette en sevdiğin şekilde hamburger ve asitliği tam istediğin gibi kola var. Her zaman içtiğinden. Canın sıkılırsa televizyondan filim izle. Yada dizi. ÇUKUR'u cok seviyorsun. Bu güne kadar olan bütün bölümleri var. Onları izle. Haa ondan da sıkıldın telefonda her zaman oynadığın oyun var onu oyna. Ve uslu dur. Beni göremeyeceksin ama ben seni hep izliyor olacağım.

BEN, GECEM VE KARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin